COMD 331 Haber Merkezi
  • COMD 331 HABER
    • Sonbahar 2021-2022
    • COMD 331 SONBAHAR 2020-21 FİNAL HABERLERİ >
      • Beyda Gülpınar, Ayça Sıla Avcı
      • Buket Nur Özdemir
      • Burcu Kalfa, Yağız Sütay
      • Can Erkazancı, Gaye Hakkıoğlu
      • DENİZ ÖZDEN
      • Doğa Atalay
      • Eylem Ladin Değer
      • Gizem Uzuner – Serem Erbaş
      • İnci Işık, Şebnem Türe
      • Saray Edanur Erdoğan
      • SENA AKTÜRK
      • Zeynep Süeda Özer
    • 2019-20 Güz Final Projeleri >
      • Elçin- Gizem Fall Final 2019-20
      • ayda anıl- ekin müge dedeoğlu fall 2019-20 final
      • Naushwerwan Aziz -Final Project 2020
      • Hudaverdi Alperen Demirok Fall Final 2019-20
      • Fatma Selin Somuncu Final fall 2019-20
      • Eda Sinem Sütemen Final Fall 2019-20
      • Müge Uğuz- Seren Köklem
      • Aylin Bozkurt Fall Final 2019-20
      • Ziya Deniz Değirmenci Final Fall 2019-20
      • Ege Karcı Final Fall 2019-20
      • Ömer Adil Özgüler Final Fall 2019-20
      • Zeynep Arslan Final Fall 2019-20
    • 2019-20 Güz Midterm >
      • Köklem Seren 2019-20 Fall MT
      • Müge Uğuz Fall 2019 MT
      • Berkay Tekin 2019-20 Fall - MT
      • Ziya Deniz Değirmenci- FALL 2019 MT
      • H. Alperen Demirok - Midterm
      • Ömer Adil Özgüler 2019-FALL mt
      • gizemfall2019MT
      • Aslıhan Özhan fall 2019 mt
      • Ekin Müge Dedeoğlu 2019 Fall MT
      • Aylin BOZKURT- Fall 2019 MT
      • Ayda Anıl Fall 2019 MT
      • Zeynep Arslan FAll-2019 MT
      • F.SELİN SOMUNCU -FALL 2019 MT
      • EDA SİNEM SÜTEMEN - FALL 2019 MT
      • DOĞA 2019 FALL MIDTERM
      • Ege Karcı Fall 2019-20 MT
      • Elçin Esin Midterm 2019-20
      • Khaled Arabiyat Fall 2019-20
      • Jeongmin Hong Fall 2019-20
    • 2018-19 Bahar Midterm
    • 2017-18 Sonbahar Haber
    • 2017-18 Güz Dönemi Haberleri >
      • Yusuf KAYA
      • Dilara Akboğa
      • Selen Tornacı
    • 2017-18 Bahar Haberleri >
      • 2016 SONBAHAR FİNAL
      • COMD 331 Bahar 2016 Final
      • İlkbahar 2016 >
        • Nihan Bayram / Kardelen Ipek Final
        • Işıl Vural Final
        • Gizem Bilim Final
        • Bikem Ahıska
        • Can Tüysüz - Final
        • Eda Kiriscioglu-Final
        • Başaran Eşkinat / Bahar Hazal Öztürk - Final
        • Aygen Ecevit-final
        • Ece Bahtiyar- Erdem Girgin Final
        • Andrea Peris
        • Elena Riego
        • Neslihan Final
        • oğuzhan demir
        • Macit Ersin SEZER
        • Deniz Tezel
        • Melis Parlak
        • Eylem DİNÇER
        • Mutlu Burak Özmen
        • Didem Kaya
        • Öykü İpek Çetinkale
        • Ferzad Şekerci
        • Asena Büyükakgül
        • R. Kutay Elmacı
        • EBru Akaytar
        • Dilara Ercan
      • Yunus Emre Bayu
      • Kaan Çakmak
      • idil unsal
      • Orçun Toksavul
      • Damla Gürkanlı
      • Umur BÜYÜKHATİPOĞLU
      • Pınar ÇAKIR
      • Abbas Hasanov
    • Sonbahar 2014 >
      • M. Koray
      • Semra >
        • EKİN
      • Oğuzcan
      • Okan
      • Burcu
      • Deniz
      • N. Koray
      • Cansu
      • Melike
      • Gencer
      • Kimya
      • Ceren
      • Nakşidil
      • Mert
      • Gamze
      • Enis
      • Mels
      • Bahar 2014 >
        • EMİRHAN
        • DURMUŞ
        • HARİKA ZİYA
        • EREN
        • MERT
        • BURAK
        • BARIŞ
        • Nida Özgenil Dergi
    • COMD 331 DERGİ
  • FALL 2024 Midterms

BİLKENTLİ MARKETÇİ EKİBİ STARTUP ISTANBUL 2017’DE

11/27/2017

0 Comments

 

  Marketçi ismini verdikleri projeleri, marketleri bir araya getirmeyi amaçlayan mobil uygulama ve web sitesinden oluşan bir platform. Onu diğer çevrimiçi market alışveriş sitelerinden ayıran özelliği ise kullanıcılarına hem hesaplı hem de kolay alışveriş imkânı sunmayı hedeflemesi.
 

Bilkentli bir öğrenci grubu, bağımsız olarak geliştirdikleri Marketçi projesiyle çevrimiçi market alışverişinde çok önemli bir girişim projesine imza attı. İktisat bölümü 2. sınıf öğrencisi Barış Çalışkan’ın fikir babalığını üstlendiği “Marketçi”; Zeynep Topçu(ECON), Rıdvan Yeşiloğlu(EEE), Bahadır Durmaz(CS), Berire Gündüz(CS) ve hukuk bölümü mezunu Taylan Çalışkan’ın katkılarıyla başarılı bir girişim projesine dönüştü. Marketleri bir araya getirmeyi amaçlayan mobil uygulama ve web sitesinden oluşan bir platform olan Marketçi'yi diğer çevrimiçi market alışveriş sitelerinden ayıran özelliği ise kullanıcılarına hem hesaplı hem de kolay alışveriş imkânı sunmayı hedeflemesi. 

Proje, Ankara Kalkınma Ajansı tarafından yürütülen Genç İstihdamının Artırılması için Ankara Girişimcilik Ekosisteminin Geliştirilmesi Projesi (Ankara Girişim Projesi) yarışmasında ilk 100’e girdi. Aynı zamanda da dünya üzerinde 25 bin başvurunun yapıldığı StartUp Istanbul’da ilk 100’e girme başarısını gösterdi. Bu başarısı sayesinde Ekim ayının sonunda 500’ün üzerinde yatırımcıya projelerini tanıtan Marketçi ekibinin deneyimlerini, girişimin fikir babası Barış Çalışkan ile bir araya gelip dinleme şansı elde ettik.
 

Hem hesaplı hem kolay alışveriş: Marketçi
Marketçi, marketleri bir araya getirmeyi amaçlayan mobil uygulama ve web sitesinden oluşan bir platform olmayı hedefliyor. Çalışkan’dan 15 milyar dolarlık bir pazara hitap ettiğini öğrendiğimiz Marketçi’nin, market sektöründe ticarileşme potansiyeli çok yüksek görülüyor. E-ticaret sitesi açmanın oldukça maliyetli olduğunu belirten Çalışkan, projenin marketlere e-ticaret sitesi kurma imkânı sunduğunu belirtti. Ekip, şimdiden, Şekerciler Market ve Altunbilekler ile ön anlaşma sağlamış bile.

Marketçi girişiminin nasıl aklına geldiğini sorduğumuzda filmlere konu olabilecek bir cevap aldık. Çalışkan bir aksam eve dönerken yaşlı bir amcanın poşet taşımakta zorlandığını görmüş. Arabasını park edip yaşlı amcaya yârdim ettikten sonra neden çevrimiçi sipariş vermediğini sormuş. Amcanın cevabi ise, mevcut e-ticaret sitesi olan marketlerden alışveriş yapmayı sevmediği, belirli bir orta ölçekli bir marketin ürünlerini aldığı, hem de çevrimiçi alışverişi beceremediği olmuş. Yaşadığı tecrübeden sonra Çalışkan’ın aklına bu girişim projesi gelmiş: Marketçi.  Marketçi ile Çalışkan hem bir yerden bir yere poşet taşıma sorununu ortadan kaldırmayı hem de kullanıcılara hesaplı alışveriş imkânı sunmayı hedeflemiş.
  
"Girişimci biraz tuttuğunu koparmalı her yere saldırmalı"
Projeye karar verdikten sonra kendisine takım arkadaşı aramaya başlayan Çalışkan’ın işleri ilk zamanlar pek iyi gitmemiş. Başta görüştüğü kişilerle istediği uyumu yakalayamadığını belirten Çalışkan, “Girişimci biraz tuttuğunu koparmalı her yere saldırmalı” dedikten sonra, hevesle teknik ekipten arkadaşları ile tanışma hikayelerini anlattı. Oturduğu yerden takım arkadaşı aramadığını her yeri kolaçan ettiğini söyleyen Caliskan; örneğin, Berire’yi duyuru sayfasına yazdığı staj isteği vasıtasıyla bulmuş. Çalışkan’ın projeye davet etmesiyle Berire ekibe girmiş. Ekibinin çok iyi oluştuğunu söyleyen Çalışkan, son olarak Facebook, Apple gibi büyük şirketlerin de böyle böyle oluştuğunu ekledi. “Büyük şirketlerin kurucuları, üniversiteden takım arkadaşları bulup birlikte bir şeyler yaparak, bir kişinin birçok görevi üstlendiği yapılanmalarla büyüyor.”
 

Girişimcilik mikrobunu kaptınız mı bir daha kurtulamazsınız
Girişimci adaylara önerilerini sorduğumuzda Çalışkan şu benzetme ile sözüne başladı. “Girişimcilik bir mikrop gibidir. Girişimcilik mikrobunu kaptınız mi bir daha kurtulamazsınız.” Çalışkan, girişimci adaylara fikirlerini paylaşmaktan korkmamalarını söyleyerek yeni başlayanların ortak endişesi olan fikir hırsızlığının ise piyasada çok da mümkün olmadığını belirtti. Kimsenin onların fikirlerini çalmayacağını söyleyen Çalışkan, girişimci adaylarının fikirlerini, düzenlenen girişimcilik etkinliklerinde test etmelerini önerdi. Ek olarak da, esnek olmalarını tavsiye edip, projelerine aşık olmamalarını, öğrendikleri şeylerle birlikte projelerini değiştirmeleri gerektiğini, projelerinin de onlarla birlikte gelişeceğini söyledi.

Başlangıç ve giriş aşamasına kadar olan süreci başarılı bir şekilde geldiğini belirten Çalışkan, başarıyı yakalayabilmek için çok zorluk yaşadığını da itiraf etti. Girişimci adaylarının bizzat kendisine ulaşabileceklerini belirtip direk öneride bulunarak kendi yasadığı zorlukları yaşamamalarına yardımcı olabileceğini de sözlerine ekledi.
 
Girişimciler Yatırımcılara Değil Yatırımcılar Girişimcilere Mecburlar
 “Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mi?” dediğimizde heyecanlı bir “Evet!” cevabi aldık. “Girişimciler yatırımcılara değil yatırımcılar girişimcilere mecburdur.” diyor Çalışkan. “Girişimci adaylar bunu bilerek hareket etsinler zaten projeleri belirli bir düzeye geldiğinde yatırımcılar onları bulacak. Genelde ürün geliştirmek yerine yatırımcı aranıyor. Hayır! İlk önce ürün pazara inmeli, incelenmelidir. Hem azar çok şey öğretiyor. Örneğin Marketçi başta farklıydı pazara inince tamamen değişti.”
 
Marketçi ekibi çevrimiçi market alışverişinde yeni bir donem başlatacak gibi görünüyor. Marketçinin başarısının bir tesadüf olmadığı, sağlam temeller üzerine kurulu olduğu Barış Çalışkan’ın açıklamalarından da anlaşılıyor. Vakit ayırdığı için kendisine teşekkürlerimizi sunar, Marketçi ekibine tekrar başarılar dileriz. 

////
"StartUp Istanbul bizi anlayan yegâne organizasyonlardan biri"

E-tohum’un bu yıl beşincisini düzenlediği StartUp Istanbul, dünyanın 65 farklı ülkesinden 4 binden fazla katılımcıya ev sahipliği yaptı Marketçi gibi genç bir ekibin henüz ilk projelerinde StartUp gibi iddialı bir girişimci organizasyonunda böyle bir başarıya imza atması Bilkent öğrencilerinin de dikkatini çekti. Katılımcılara, yatırımcılar ve girişimciliğin önde gelen isimleri ile tanışma şansı sunan StartUp Istanbul, yerli ve yabancı yatırımcılardan yatırım desteği almış Marketçi ekibi için oldukça verimli geçmiş. Hatta, ekip evlerine iki deste kartvizit ve Dubai daveti ile dönmüş. Çalışkan etkinlik için “Eğer olmasaydı bu geldiğimiz noktaya belki iki senede gelirdik belki de gelemezdik. Bizi anlayan yegâne organizasyonlardan biri” dedi.

0 Comments

BİLKENT’TE YENİ YURT: DAHA ÇOK ODA, DAHA ÇOK KONFOR

11/27/2017

0 Comments

 
Picture

Zeynep Özmen


Bilkent Üniversitesi’nde 2017 Nisan ayında inşaatına başlanan yeni yurt binası, tamamlandığında fazladan 800 öğrenciye, daha konforlu konaklama hizmeti sunacak. Yeni yurdun şu anda öğrencilerden gelen pek çok eleştiriye de çözüm olması bekleniyor.

Bilkent’te yeni yurt inşaatı tüm hızıyla devam ediyor. Bilkent Üniversitesi 26 adet yurt binasıyla 4 binden fazla yerli ve yabancı öğrenciye konaklama hizmeti sunuyor. 77. Yurt ile Yurtlar Spor Salonu arasında kalan arazide 2017 bahar aylarında inşaatına başlanan yeni yurt binası ile bu sayının daha da arttırılması hedefleniyor. 2019-2020 eğitim öğretim döneminde hizmete açılması planlanan yurdun kaba inşaatı şu anda tamamlanmış durumda. Yurtlar Müdürü Vekili Veli Karaaslan, şu anda 400 odada, 800 öğrenciye hizmet vermesi planlanan yurdun bazı odalarının, tamamlandığı zamanki koşullara göre 3 kişilik olmasının da ihtimal dahilinde olduğunu belirtti.

“Tüm odalarda banyo ve tuvalet...”
2 blok halinde, biri 8, diğeri 12 katlı olarak tasarlanan yurtta bloklara göre kız-erkek ayrımı yapılacağını ifade eden Karaaslan, “Tüm odalarda banyo ve tuvalet olacak.” dedi. Ayrıca 26 metrekarelik ideal büyüklükte odalarla, son teknolojiye uygun olacak şekilde dizayn edilen yurt binasında ayrı ayrı yük ve insan asansörü yer alacak. Bunlara ek olarak, mevcut yurtlarda uygulanmakta olan, katlarda ortak çalışma alanları, mutfak ve kilitli dolap hizmeti yeni yurtta da devam edecek. İşleyişin temel olarak şu anki 77 ve 78. yurtlara benzeyeceğini söyleyen Karaaslan, yeni yurtta çamaşır ve ütü odasının her katta değil bodrum katında büyük ve ortak bir alanda olacağını belirtti. Bir başka yenilik de odalarda küçük bir mutfak tezgâhı olması.

“Gelen şikayetler…”
4 binden fazla öğrencinin kaldığı yurtlarda her gün yeni bir şikâyet ortaya çıksa da Karaaslan yeni yurdun bunlara çözüm olacağını belirtti. Şu anda ortak alanlardaki hijyen ve hırsızlık konusu eleştiriler arasında daha ağırlıkta yer alıyor. Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencilerinden Şebnem Güzeloğlu tuvaletlerin hijyeninden şikayetçi olurken, Endüstri Mühendisliği son sınıf öğrencisi Kaan Keskin ise “Bence mutfak yeterince hijyenik ve güvenli değil. Hijyen konusunda öğrenciler kötü kullanıyor ama görevliler de iyi temizlik yapmıyor. Ayrıca tencerem ve tavam çalındı, çözüm yenisini almak oldu.” ifadelerini kullanıyor.

Karaaslan hırsızlık konusunda öncelikle her bireyin kendi odasını kilitleyerek eşyasını kontrol altına alması gerektiğini, mutfakta ise kilitli dolapların kullanılabileceğini ifade ediyor. Mutfak özel alan kapsamında olduğu için yasalar gereği mutfağa kamera konulamadığını vurgulayan Karaaslan, yeni odalarda öğrencilerin kendi malzemelerini koyabilecekleri şekilde dolaplar olacağını açıkladı.

“Yeni yurt çözüm olacak.”
Son yıllarda Ankara’da yaşayan öğrencilerin de ulaşımdan zaman kazanmak için yurda çıkmak istemesiyle yurt taleplerinde ciddi bir artış gözlenmekte. Bildorm sistemiyle, başvuru ve sınıf önceliğine göre yurtlara yerleştirilen öğrenciler de yeni yurdun, kapasite sorununu çözeceğini düşünüyor. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü son sınıf öğrencilerinden Didem İşçi, “Yeni yapılacak yurt binası bence iyi olacak çünkü nüfus giderek artıyor ve az da olsa açıkta kalan insanlar olduğunu duyuyordum.” ifadelerini kullanırken, Moleküler Biyoloji ve Genetik son sınıf öğrencisi Ezgi Kaya da yine benzer şekilde “Yeni yapılan yurdun artan öğrenci sayısı nedeniyle oluşan yurt ihtiyacını karşılayacağını düşünüyorum. Böylece mağdur öğrenci sayısı da azalır.” diye konuşuyor.

Arz-talep durumuna göre şu anki küçük odaların, yeni yurt hizmete girdiğinde tek kişilik odalara dönüştürülmesinin de ihtimal dahilinde olduğunu belirten Karaaslan, yeni binanın öğrencilere eğitimleri süresince huzurlu, güvenli, rahat, eğlenceli, sıcak ve hijyenik bir ortam sunmasını hedeflediklerini ifade etti.
0 Comments

Radyo Bilkent La La Land'in gösterildiği Açık Hava Sinemasıyla Bilkentlilere Bir İlki Yaşattı

11/27/2017

0 Comments

 
Picture

 
Düzenlediği etkinlik ve partilerle yıllardır Ankaralı öğrencilerin vazgeçilmezi olan Radyo Bilkent bir ilke imza atarak, Bilkent Üniversitesi’nin ilk açık hava sinemasını düzenledi. 22 Eylül gecesi soğuk havaya aldırmayan yaklaşık 450 Ankaralı genç, Bilkent Üniversitesi Mayfest Çim Alanı’nda yerini aldı. 14 dalda Oscar Adayı olan “La La Land” filminin gösterildiği gecede, öğrencilere sürpriz hediyeler dağıtıldı.
 
Radyo Bilkent, 22 Eylül’de Ge100 Üniversite Hayatına Giriş, Mayfest ve Kırmızı Alarm gibi geleneksel kampüs hayatını keyifli hale getiren partilerden farklı olarak, Açık Hava Sineması ile etkinliklerine bir yenisini daha ekledi. 2017/2018 eğitim dönemi başlangıcında, Bilkent Üniversitesi kampüsü içinde bulunan ve yüksek katılımlı buluşmalara ev sahipliği yapan Merkez Kampüs Mayfest Çim Alanı’nda yeni Bilkentlilerle buluşuldu. Yapılan her organizasyonda binlerce Bilkent öğrencisini, personelini ve akademisyenini ağırlayan Radyo Bilkent, Açık Hava Sineması ile de hitap ettiği geniş kapsamlı katılımcı profiline keyifli bir deneyim sağladı.
 
Radyo Bilkent, Bilkent’in sesi
Radyo Bilkent Etkinlik ve Pazarlama birimi sorumlusu Utku Işık, Radyo Bilkent olarak Ankara’nın en büyük açık hava sineması organizasyonunu gerçekleştirdiklerini belirtti. Işık, “Radyo Bilkent olarak her zaman Bilkent Üniversitesi’nin sesi olmaya çalışıyoruz. Öğrenci arkadaşlarımızdan gelen istek ve önerilere göre, özellikle üniversitesi döneminin az yoğun olduğu dönemlerde etkinlikler düzenlemeye çalışıyoruz. Bu sene çok farklı bir şey denemek ve her yaştan insanın keyif alacağı bir etkinlik düzenlemek istedik. Bu açık hava sinemasıyla da hem yeni öğrenci arkadaşlarımıza güzel bir hoş geldiniz hediyesi vermiş olduk hem de tüm Ankaralılara keyifli bir gece geçirtmiş olduk.” dedi. Sadece öğrencilerin değil, her yaştan insanın katıldığı etkinlikte sakin, nostaljik ve eğlenceli bir gece yaşandı. Yanlarında sıcak içecekler, sandalye, battaniye getiren izleyiciler, soğuk havaya rağmen çimlik alanı doldurdu.
           
           
Böyle yenilikçi organizasyonlara ihtiyaç var         
Alışılmışın dışında bir etkinlik yapılmasını çok beğenen Bilkentli öğrenciler, bu tarz etkinliklerin daha sıklaştırılması gerektiğini dile getirdi. Bilkent Üniversitesi 3. Sınıf öğrencisi Selin Gökalp, “Ilk defa bir açık hava sinemasına gittim ve çok keyif aldım. Açıkçası yıllardır hep ayni organizasyonlardan biraz sıkılmıştık ve bu tarz yenilikçi ve eğlenceli organizasyonlara tüm Bilkent öğrencilerinin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.” Diye konuştu.

Gelen olumlu yorumlarla açık hava sinemasını geleneksel bir Bilkent Üniversitesi etkinliğine dönüştürmek isteyen Radyo Bilkent, bahar döneminde de bir açık hava sineması organize etmeyi düşünüyor.
 
Türkiye’nin en genç radyo istasyonu
1995 yılında kurulan Radyo Bilkent, Bilkent Radyo Televizyon ve Yayıncılık A.Ş çatısı altında 96.6 frekansında 2002'den bu yana "İçinizden Gelen Sesi Dinlemeye Devam Edin!” ve "Türkiye'nin En Genç Radyo İstasyonu" sloganlarıyla dinleyicilerine kesintisiz müzik ve eğlence sunmaya devam ediyor. Dinleyicilerini en kaliteli ve en güncel müziklerle buluşturmayı kendine ilke edinmiş Radyo Bilkent, müzik dünyasındaki gelişmeleri yakından takip ederek, dünyanın en yeni ve en hit müziğini CHR (Contemporary Hit Radio) formatında dinleyicileriyle buluşturuyor. Radyo Bilkent, hit müziğin yanı sıra bünyesinde düzenlenen özel programlarla Rock, R&B, Hip Hop, Pop, Caz ve daha nice müzik tarzlarını da dinleyicileriyle buluşturuyor.

Ayrıntılı bilgi için:
Websitesi: http://radyobilkent.com/

Twitter: Radyo Bilkent 96.6 @radyobilkent
 
           
           
 


Picture
0 Comments

Ateş Köpek Bilkent’e Veda Etti…

11/27/2017

0 Comments

 
Picture
Dilay Özcan


Bilkent Üniversitesi öğrencileri ve öğrenci kulüpleri, başta Hayvan Dostları Kulübü olmak üzere köpek ve kedilerin kampüs içinde yaşayabilmeleri için uğraş veriyor. Ancak bu uğraşlar Bilkent Üniversitesi’nin ilgili birimlerinin verdiği gerekçelerle istenilen sonucu vermiyor. Kampüsün geçen sene itibariyle 5 bin dönümlük arazisinde bilinen üç tane köpeği vardı, Toprak, Şapşik ve Ateş... Yaklaşık bir ay önce, iki yıldır kayıp olan Ateş köpek okulda bulundu! Ateş köpeğin kampüse geri dönmesi üzerine Bilkent Üniversitesi Hayvan Dostları Kulübü, Ateş'in kampüste kalması için harekete geçti.

Bilkent Üniversitesi Kampüsü’nün en sevilen sakinlerinden birisi olan kayıp köpek Ateş, iki yıl aradan sonra yeniden kampüste ortaya çıktı. Ateş, iki yıl önce kaybolmuş, her yerde aranmasına karşın bulunamamıştı. Ateş’in esrarengiz bir şekilde ortaya çıkmasıyla sevinen Bilkentli hayvanseverlerin sevinçleri ise kursaklarında kaldı. Çünkü Ateş, çoğu hayvanseverin kampüste barınmasını desteklemesine karşın arkadaşları Toprak ve Şapşik’le birlikte kampüste yaşayamayacak. Bilkent Güvenlik Birimi, kampüs sakinlerine saldırması ve kuduz tehlikesi gibi nedenlerle Ateş'in kampüste barınmasının mümkün olmadığını belirtiyor. Kampüsteki Hayvan Dostları Kulübü gibi hayvanları koruma dernekleri sözcüleri ise Ateş’in arkadaşları Toprak ve Şapşik'le
yaşamasının en doğrusu olduğunu belirterek, Bilkentlileri Ateş’in evine dönmesini desteklemeleri için duyarlı olmaya çağırıyor.

"Ateş köpek 2 yıla aşkın süredir kayıptı."
Ateş köpek 2 yıldır kampüste görülmemişti. Ateş köpeğin kaybolmasından beri biri mi sahiplendi yoksa onu alıp attı mı bilinmiyordu. Hayvan Dostları Kulübü her yerde onu aramış ancak çabalar sonuçsuz kalmıştı. 9 Ekim günü okula tekrar geldi. Biri geri mi bıraktı yoksa kendi mi geldi bilinmiyor. Ateş olduğunu anladıkları an güvenlik müdürü ile konuşan Hayvan Dostları Kulübü aldıkları yanıt karşısında hayal kırıklığına uğradı; çünkü Ateş, kampüs sakinlerinin şikâyetleri nedeniyle okulda istenmiyor.

"Ateş’in gitmesi için mail ve müracaatlar aldık."
Türkiye’nin en büyük ikinci kampüsüne sahip olan Bilkent Üniversitesi, kampüste yaşayan diğer hayvanlarla ilgili ikiye bölünmüş durumda. Kampüste yaşayan sakinlerin bir kısmı kedi ve köpeklerin varlığından rahatsız olmazken diğer sakinler onları kampüste istemiyor. Kampüste 25 bin kişinin olduğunu söyleyen Bilkent Üniversitesi Güvenlik Müdür ü Ahmet Özkan, mail ve müracaatlar aldıklarını, hayvan severler kadar onları sevmeyen ve alerjisi olanların da bu kampüste yaşadığını belirtti. Ateş köpeğin okulda istenmemesi iddiasına ise şöyle yanıt verdi: "Ateş her zaman insan canlısı değil, bazen gösterdiği davranışlar insanları ürkütebiliyor. Sonuçta hayvanların ne zaman ne şekilde tepki göstereceklerini bilmiyoruz."

"Hayvanlardan korkmanın çözümü onları uzaklaştırmak değil."
2014’te kurulan Hayvan Dostları Kulübü, Bilkent Üniversitesi içinde yaşayan hayvanların yiyecek, sağlık gibi ihtiyaçlarıyla ilgileniyor. Tamamı gönüllü çalışanlardan oluşan bu öğrenci kulübü aynı zamanda Ateş köpek ve kampüste istenmeyen tüm hayvanlar için mücadele yürütüyor. Hayvan Dostları Kulübü için gönüllü olarak çalışan mezun Hande Şiri yapılan uygulamalar için temel olarak hayvanlardan korkan insanları temel aldıklarını, bunun da onlara doğru bir uygulama olarak gelmediğini söyledi. Bilkent Üniversitesi'nin sahip olduğu doğal yaşam alanına vurgu yapan Şiri, "Dünya'da yaşayıp yeşil bir kampüste okuyup hayvanlardan korkmanın çözümü onları uzaklaştırmak olmamalı. İnsanlar önce kendi fobilerini yenmek yerine güvenliğe koşup şikâyet etmeleri kampüsteki canlıların yaşamlarını zorlaştırıyor." dedi. Ateş'in kampüsten uzaklaştırılma nedeniyle ilgili ise Şiri şöyle konuştu: "Ateş oyun oynamaya çalışan bir köpekti, o daha çok insan canlısıydı. O yüzden göze battı. Zararsız ve saldırgan olmayan bir köpek olmasına rağmen okuldan çok kez uzaklaştırıldı."

"Köpekler, kampüse yerleştirilen tuzak kafesler aracılığıyla yakalanıp kampüsten uzaklaştırıldı."
Hayvan Dostları Kulübü tarafından dillendirilen başka bir iddia ise, üniversitenin güvenlik görevlileri tarafından köpeklerin yıllardır kovalandığı ve kampüs içine yerleştirilen tuzak kafesler aracılığıyla yakalanıp kampüsten uzaklaştırıldığı... Hatta geçen sene uzun uğraşlar sonucu bir ormanda hasta halde bulunan Ateş köpek, kampüse geri getirildikten kısa süre sonra tekrar yakalanıp götürülmüş. Ancak üniversite güvenliğinin bu konuda bilgi vermemesi sebebiyle hayvanseverler onu bir daha bulamamıştı.

"Yapılan tüm uygulamalar yasal…"
İddiaları sorduğumuz Güvenlik Müdürü Özkan gerçekleşen bu uygulamanın yasal olduğunu ve
kampüste yaşayanlar için karşılıklı güveni sağlamak amacıyla yapıldığını ifade ederek "ODTÜ, Bilkent, Çayyolu kuduz bölgesi, bu yüzden Çankaya Belediyesi'nin barınağı ile birlikte çalışıyoruz. Kampüsteki hayvanlarımızın aşıları düzenli olarak yapılıyor. Yapılmak zorunda da... Biz Doğu Kampüs'ten çıkıp Merkez Kampüs'e yürümeyi tercih eden öğrencilerimizin güvenliğini sağlamak zorundayız. Yapılan bu uygulamaların hepsi yasal ve hayvanların sağlıklı yaşamları için," diyerek konuya duygusal bakılmaması gerektiğini belirtti.

Peki, çözüm ne olacak?
Hayvan Dostları Kulübü konuyla ilgili sosyal medya ve çevrimiçi platformlarda kampanyalar yürüttü. Ancak imza kampanyası ses getirmedi ama mücadele vermekten de vazgeçmiyorlar. Change.org'da başlatılan "Bilkent Üniversitesi, kampüsündeki az sayıda köpeği kovmaya çalışmaktan vazgeçsin! " başlıklı kampanyanın istenilen hedefe ulaşmadığını söyleyen Hande Şiri, bu yıl yönetime ulaşmak için yeni bir proje hazırlamaya başladıklarını söyledi. Projenin, hayvansevenler ve hayvanların kampüste yaşamalarını destekleyenler adına bir kanıt oluşturacağını, Bilkent Üniversitesi kampüsünde, onlardan korkanların olduğu kadar onları sevenlerin de varlığını göstereceğini belirtti. Projenin kampüs içi yaşam alanı oluşturacağını ve böylece iki tarafın da birbirlerine zarar vermeden yaşayacağını sözlerine ekleyen Şiri "Birçok üniversite rektörlük destekli
doğal yaşamı koruyor, buna Başkent ve Hacettepe Üniversiteleri de çok güzel bir örnektir," diyerek
projenin başka örneklerinin olduğunu belirtti.

Ateş köpek Hayvan Dostları Kulübü'nün anlaşmalı olduğu GAGA Veteriner Kliniği tarafından sahiplenildi. O artık güvenli ellerde... Ancak Bilkent Üniversitesi için kıvanç kaynağı olan 5 bin dönümlük arazide yeni ayrılıkların yaşanmaması için Hayvan Dostları Kulübü tüm Bilkentlilerin desteklerini bekliyor.


Picture
Picture
0 Comments

Bilkent Tiyatrosu “Öfke”ye Ev Sahipliği Yapıyor

11/27/2017

0 Comments

 
Picture
Emre Karagülle

Bilkent Tiyatrosu, John Osborne’un ünlü oyunu “Öfke”ye ev sahipliği yapacak. Bilkent Üniversitesi Tiyatro bölümü son sınıf öğrencileri tarafından final projesi kapsamında 7, 8, 12, 14, 19 ve 21 Aralık’ta Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde Oda Tiyatrosu'nda sahnelenecek olan oyun hakkında Bilkent Üniversitesi Tiyatro bölümünde öğretim üyesi olan ve oyunun yönetmenliğini yapan ödüllü yönetmen ve oyuncu Cem Emüler ile konuştuk.

“Batı’da tiyatroya bakışı ve tiyatro tarihini etkilemiş bir oyun” 
“Öfke”nin tiyatro tarihinde önemli bir yeri olduğunu belirten Emüler, oyunun Batı’da – özellikle İngilizce konuşulan ülkelerde- tiyatroya bakışı ve tiyatro tarihini etkilemiş ve bir anlamda değiştirmiş ve yönlendirmiş olduğunu ifade etti. İkinci Dünya Savaşı’nın kültürel yaşamı da derinden etkilediğini ve tiyatroda hem biçim hem temalarda yeni arayışlara sebep olduğunu ifade eden Emüler “Öfke”nin bahsedilen yeni arayışların bir sonucu olarak ortaya çıktığını ve oyunun avangart (deneysel) olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Ayrıca, oyunun İkinci Dünya Savaşı sonrası orta sınıfın içine düştüğü hem politik hem de duygusal bunalımı anlattığını ifade etti. “Öfke”nin dramatik ve gerçekçi, hatta aşırı gerçekçi olduğunu söyleyen Emüler oyun hakkında “İnsanları bütün iyi ve kötü yönleriyle, hatalarıyla gösteren, günlük yaşamın içindeki detayları, toplumla olan, birbirleriyle olan çatışmalarını anlatan bir oyun.” dedi.

“Karakterlerin yaşadığı durumlar bugünkü gençliğin yaşadığı durumlara benziyor”
“Öfke”nin sahnelenmek üzere seçilmesinin bir diğer nedeni ise oyundaki temaların bugün bile geçerliliğini koruması. “Bugün bile dünyanın her yerinde nasıl davranacağını bilemeyen, dünyanın daha iyi olmasını isteyen ancak bunun mümkün olmadığını fark eden huzursuz, öfkeli, kendini çok sıkışmış hisseden toplumlar ile karşı karşıyayız.” diyen Emüler oyundaki karakterlerin yaşadıkları durumların bugünkü gençliğin yaşadığı durumlara benzediğini söylüyor.
 
“21. yüzyılda tiyatro seyircileri sabırsız”
Oyunun orijinal metinin çok uzun olduğunu ifade eden Emüler “Oyunu yazıldığı halde oynasaydık üç-üç buçuk saat sürecekti.” şeklinde konuştu. Oyunun yetmiş yıl önce yazıldığını, yetmiş yıl önce insanların daha sabırlı olduğunu ve üç saatlik bir tiyatro oyununu izleyebildiklerini söyleyen Emüler “Yirmi birinci yüzyılda her şey daha çabuk ve yoğun olduğu için insanları üç- üç buçuk saat bir tiyatroda tutmak kolay değil. Bugünün ortalamasında bir gösterinin iki saatte bitmesi lazım çünkü insanların sabrı tükeniyor.” şeklinde konuşarak bunun da aslında tiyatro izleyicilerinin değişen alışkanlıklarıyla alakalı olduğunu ifade etti.

“Oyunun özünü ortaya çıkartmaya çalıştık”
Oyun ve oyundaki ögelere -Karakterler, olaylar, ortam ve mekan- sadık kalındığını ifade eden Emüler oyunun değiştirilmediğini ve oyunun ana metninden sapılmadığını ifade etti. Fakat oyunun orijinal metininin o dönemin politikacılarına, mekanlarına, olaylarına atıfta bulunduğunu söyleyen Emüler bu atıfların izleyicileri ilgilendirmediğini söyledi ve “Onları atmak zorunda kaldık” diye konuştu. Yapılan bu değişikliklerin olumlu olduğunu ifade eden Emüler oyunu kısaltarak oyunun özünü çıkartmaya çalıştıklarını söyledi.
 
Yaklaşık 8 haftalık yoğun bir çalışmanın ürünü olan “Öfke” 7 Aralık’ta yapılacak prömiyerin ardından 8, 12, 14, 19 ve 21 Aralık’ta Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde sahnelenecek. Oyunun biletleri ise https://bilet.bilkent.edu.tr’den temin edilebilr.
0 Comments

Bilkent Hayvan Dostları Kulübü'yle Kampüs Hayvanları Emin Ellerde

11/26/2017

0 Comments

 
Picture

Eda Deniz İlhan


Yaklaşık 10 senelik deneyime sahip, Bilkentli öğrencilerin hayvanların ihtiyaçlarını karşılamak, hayvan haklarını korumak ve bilinç oluşturmak amacıyla kurduğu Hayvan Dostları Bilkent, 2016 yılında kulübün başkanlık unvanını alan Beliz Atınç ile faaliyetlerini etkili bir biçimde sürdürmeye devam ediyor. Kulüp, adını düzenlediği faaliyetlerle neredeyse tüm okula duyurmayı başararak, kampüs hayvanlarının yanı sıra sokakta yaşayan diğer hayvanlarla da ilgilenmeye başladı.

Yüz doksan bir üyeden oluşan Hayvan Dostları Bilkent kulübü, maddi olarak sıkıntı çekiyor. Bilkent Üniversitesi'nin kulüplere dönemlik 1500 TL'lik bir bütçe sağladığını aktaran ancak bu miktarın kampüs hayvanlarının bir aylık mamalarına bile yetmediğini belirten Atınç, masrafları kulüp üyelerinin karşıladığını söylüyor. Atınç "Kulübün sponsorları bulunuyor fakat bu sponsorlar para yardımı yapmıyor, indirimli mama ve tedavi için destek oluyor." diyor.

Her gün kampüs hayvanlarını besliyorlar
Bütün zorluklara rağmen pes etmeden çalışan grup üyeleri görevlerini bir gün bile aksatmadan çalışıyor. Gruplara bölünen kulüp üyeleri bu şekilde daha seri ve planlı çalışıyor. Besleme alt grubu ekibi her hafta kampüs hayvanlarının günlük düzenli beslenmesi adına bir çizelge oluşturuyor. Oluşturulan bu çizelgeye göre kampüs hayvanları haftanın her günü, farklı bir gönüllü (kulüp üyesi) tarafından besleniyor.

Etkinlikleriyle kampüs hayvanlarını tanıtıyorlar 
Sosyal Medya etkinlik alt grubu üyeleri ise kulübün daha aktif kalması ve öğrencilere hayvanlar için yapılanlarla ilgili bilgi aktarma adına çalışıyor. 
Haftanın 3 günü Instagram ve Facebook sayfalarında düzenli paylaşım yapmakla görevli olan Sosyal Medya alt grubu üyeleri, bu paylaşımlarla kampüs hayvanlarını öğrencilere tanıtmayı, barınak hayvanları için yardım toplamayı ve klinik masrafları için fatura desteği sağlamayı amaçlıyor. 

Bakımı üstlenilen hayvan dostlarımızın masraflarını karşılamak için gelir elde etmek adına kampüs içinde etkinlikler düzenleyen grup üyeleri dönem içerisinde ortalama 6-7 etkinlik yapıyor. Her dönem en az iki tane düzenlenen film gecesi etkinliklerinde üyelerle beraber kararlaştırılan ve genellikle insan ve hayvan dostluğuna dayalı filmler veya belgeseller oynatılıyor. Film gecesinin yanı sıra kulübün bilgilendirme konferansları da düzenleniyor. Atınç, 2016 senesinin güz döneminde düzenlenen "Dostlarımız Hakkında Her Şey" adlı konferansın oldukça ilgi gördüğünü ve dinleyicilerin bu konferansı oldukça eğitici bulduğunu belirtti.

Bilkent Hayvan Dostları kulübü 2015 yılında Müzik Kulübü'nün de desteğiyle, kampüs köpeklerinden olan Ateş'in klinik masraflarını karşılamak amacıyla "Ateş için Çal" adlı ilk konserini düzenledi. Daha sonra bu birgelenek haline gelerek, her sene mama bağışı ve klinik için maddi destek toplamak adına konserler ve partiler düzenlenmeye başladı. Etkinliklerden en olumlu dönüş alınan faaliyetlerin düzenlenen konserler ve partiler olduğunu belirten Beliz Atınç, kulübün imkanları dahilinde bu etkinlikleri arttırmayı planlıyor.


Hedef kampüs içinde bir barınak
Barınak projesi alt grubu, kampüs içerisinde bir köpek barınağı açmak adına gerekli çalışmalara başladı. Bu çalışmalar şu an için sadece hukuki, mimari ve muhasebe araştırması hakkında olsa da atılan adımlar proje sunumunun nasıl şekilleneceğine karar vermek için Beliz Atınç tarafından projenin ilk aşaması olarak düşünülüyor. 


Kulüp üyeleri kampüsteki hayvanların yanı sıra kampüs dışındaki hayvanların da ihtiyaçlarını karşılıyor. Her dönem en az bir, en çok üç olmak üzere barınak gezileri düzenleyen kulüp üyeleri, barınakları ziyaret edip mama, ilaç, battaniye ve maddi destekte bulunuyor.

Kampüs hayvanlarının avukatlığını onlar yapıyor 
Bilkent Hayvan Dostları kulübü dışarıdan bakıldığında kampüsün en rahat, en sıkıntısız çalışan kulübü gibi görünse de kulübün uğraştığı problemler hayvanseverler için oldukça kaygı verecek cinsten. Kampüs hayvanlarını sevenler kadar sevmeyen ve istemeyen insanların olduğunu da söyleyen Atınç, zor şartlar altında çalıştıklarını ama asla pes etmeyeceklerini belirtti. Sahipsiz köpekleri toplamak amacıyla kampüsün dış bölgelerine konulan kafeslerden endişe duyan grup üyelerinin elinden bir şey gelmiyor. Okul Güvenlik Birimi ise kampüsün kuduz bölgesi olduğunu, insan sağlığı için köpeklerin kampüste gezmemesi gerektiği için bu önlemin alındığını ve yasal olduğunu belirtiyor.

Kulübün amaçlarından birinin de insanların hayvanlardan kaynaklanan bir sağlık sorunu yaşamaması olduğunu belirten Atınç, hayvanların sağlığında bir problem gözükmese bile düzenli olarak sağlık kontrollerinin ve aşılarının yaptırılmasıyla, Hayvan Dostları Bilkent olarak ilgilendiklerini belirtti. Kulüp, bu şekilde kampüste yaşayan kişilerin de sağlığını önemli ölçüde korumuş oluyor. Kampüsteki hayvanların sağlık belgelerini düzenli bir şekilde saklayan kulüp üyeleri, "Gerektiği zaman hayvanların avukatlığını da yapıyor ve hayvanların sağlığından şüphe duyan kişilerin kaygılarını yok etmek ve bilinç oluşturmak adına isteyen herkese bu belgeleri sunuyoruz" diyor.

Bilkent Üniversitesi'nin sosyal medya hesapları üzerinden de insanların şikayetleriyle ilgilenen kulüp üyeleri, alıştığımız "agresif hayvan sever" profiline bürünmeden insanlara nazik bir biçimde yardımcı oluyor. Kulübün bu faaliyetleri yaparken umduğu tek şey, hayvanlar ve insanların bir arada sağlıklı, huzurlu ve sevgi içinde yaşamaları.


0 Comments

ROTARACT KANATSIZ PERİLERİ UÇURMAYA DEVAM EDİYOR

11/26/2017

0 Comments

 
Picture
      
Irmak İlhan
 

Toplumun kendisine yardım edecek bilgi ve becerilerini arttırmak ve dostluk ve hizmet çerçevesinde dünyadaki bütün insanlar arasında daha iyi ilişkiler kurmak adına çalışan Rotaract kulübü, Balon Perileri Projesi'nin bu yılki çalışmalarına başladı. Tüm Türkiye’de üç senedir maddi yetersizlik yaşayan okullara ve öğrencilere destek veren “Balon Perileri Projesi”, 23 Nisan’da 4 farklı projeyle çocukların yüzünü güldürecek.
 
 
23 Nisan Perilerin Bayramı
           
Balon Perileri isimli proje kapsamında Rotaract, her yıl ilkokullardaki öğrenci ve çocukların dileklerini gerçekleştirmek için çalışıyor. Projenin gerçekleşme sürecinde devlet tarafından belirlenen en çok ihtiyaç sahibi okulların listesi alınıyor ve bu listeden seçilen okullar ziyaret edilerek çocuklara 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı günü için hangi hediyeyi istedikleri soruluyor. Çocukların istekleri doğrultusunda Rotaract bünyesinde bu projede görevli olan kulüpler, ihtiyaç ve bütçe listesi çıkarıyor. Belirlenen "hedef bütçe" farklı organizasyonlarla sağlanarak ihtiyaç listesi ve hediyeler temin ediliyor ve her çocuk için ayrı olarak paketleniyor.

Balon perileri adı hediyelerle balon uçurulmasından geliyor

Adını 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'da gerçekleşen ritüelden alan proje ise 23 Nisan günü tamamlanıyor. Bu günde okullar tekrar ziyaret edilerek öğrencilere verilen bu hediyelere bir de balon ekleniyor.  Öğrencilere bu bayramın Atatürk’ten armağan olduğunun altı çizilerek bayramları kutlanıyor.

Öğrencilerin balonlarını hepbirlikte havaya uçurması ise projeye gönül verenlerin en büyük mutluluğu. “Çocukların balonları havaya bırakırken yaşadıkları mutluluğu ve heyecanı görünce, bu proje sürecinde verilen emeğin kat ve kat karşılığını aldığımızı hissedebiliyoruz ve bundan büyük bir gurur duyuyorum” diyor Rotaract Hizmet Projeleri Komite Başkanı Güher Hergül.
 
 
Her Şey Periler İçin  
Rotaract bünyesinde bulunan her kulüp yıl içerisinde belli proje, etkinlik ve toplantılar yapma mecburiyetinde. Bu toplantılarda kulüp içi ve bölge ile ilgili projeler tartışılarak bunların süreci belirlenip üyelere bilgi paylaşımı yapılıyor. Rotaract sadece hizmet projeleri yapmayı hedefleyen bir kuruluş değil. Rotaract “Hizmet yoluyla dostluk” mottosuyla hareket ediyor. Bu sebeple her üye, hizmet projelerinde gönüllü olmakla kalmayıp kendini daha iyi ifade edebilmek ve sosyalleşebilmek için çaba gösteriyor. Bunun sağlanması adına her kulüp kendi içinde ya da ortak olarak çeşitli etkinlikler düzenleyerek, üyeler arasında dostluğu amaçlıyor. “Biz sadece Rotaract üyeleri değiliz aynı zaman da çok büyük bir aileyiz” diyor Güher Hergül.
 
 Hedef bütçenin karşılanmasında en önemli rolü bu etkinlikler üstleniyor. Yapılan bu etkinlikler belli bir katılım ücreti içeriyor. Kulüpler yaptıkları bu etkinliklerde sattıkları biletler sayesinde kulüp bütçelerini oluşturuyor. Yani üyelerin hem güzel vakit geçirip hem de hizmet projelerine katkı sağlamalarına Rotaract aracı oluyor. Etkinliklerin dışında her Rotaract kulübünün bağlı olduğu Rotary kulüplerinden para bağışı talebinde de bulunabiliyor ve hedef bütçeye de bu şekilde ulaşılmış oluyor. “Şu anki en büyük hedefimiz 23 Nisan’da o çocukların yüzlerindeki mutluluğu görmek” diyor Güher Hergül.
 
 
Parmaklıklar Ardındaki Çocuklara kadar uzanan bir proje
 
Rotaract önümüzdeki yıl nisan ayında gerçekleştireceği Balon Perileri projesini daha geniş kitlelere yaymayı amaçlıyor. Bu bağlamda bu sene projeye cezaevlerindeki 0-6 yaş çocuklarını da eklemeye karar verildi. Onların dileklerini gerçekleştirmekten çok onlarla vakit geçirerek kendilerini özel hissetmeleri ve onlara çocuk olduklarını hatırlatmak bu projedeki esas amaç haline geliyor. Bu sebeple ilerleyen süreçte bu projeden sorumlu kulüpler Ankara’daki kadın cezaevlerini ziyaret ederek oradaki çocuklarla vakit geçirecek ve onların dileklerini gerçekleştirmeye çalışacaklar. “Cezaevindeki çocukların ne kadar hassas ve gerçek hayattan uzak olduklarını biliyoruz ve biz de onlarla psikologlar eşliğinde görüşüyoruz” diyor Güher Hergül.
 
 
1960’dan günümüze uzanan bir yardım eli
1960'lı yıllarda proje aşamasında başlamış olup 1968 yılında Uluslararası Rotary tarafından resmiyet kazandırılan, 18-30 yaş arasındaki gençlerden oluşan bir kurum. Rotaract kelimesi, Rotary ve Action kelimelerinin birleşmesinden oluşuyor. İlk Rotaract kulübü, Kuzey Carolina'daki Charlotte Rotary Kulübü tarafından kuruluyor. Önceleri bir gençlik programı olarak başlamış olmasına rağmen hızla büyüyerek günümüzde dünya çapında bir gençlik organizasyonu haline geliyor.
 
Rotaract kulüplerinde toplumsal, uluslararası ve mesleki gelişime yönelik hizmetlerin geliştirilmesi bireysel ve takım çalışmaları yoluyla teşvik edilirken gençlerin kişisel ve liderlik konularında gelişimleri sağlanıyor. Rotaract üyeleri başka insanların hayat şartlarını iyileştirmenin yanı sıra, benzer hedef ve idealleri paylaşan kişilerle uzun yıllar sürecek sağlam dostluk bağları da kuruyor.
 

Çekirge Rotaract Kulübü Üyeleri (Bursa)
 
Siz de Rotaract üyesi olabilirsiniz
Rotaract’a katılım şartları ise aşağıdaki gibi
- Hukuken resmi bir dernek üyesi olmaya engeli olmamak;
- 18-30 yaşları arasında olmak;
- Toplumuna ve diğer dünya toplumlarına insani hizmetler sunmaya ve uluslararası iyi niyet ve anlayışı geliştirmeye istekli olmak;
- Takım çalışmasına yatkın ve kendini geliştirmeye açık olmak ve
- Ahlaki standartları liderlik niteliği ve mesleki sorumluluk olarak benimsemiş olmak olarak sıralanmış.
 
 Ayrıntılı bilgi için Rotaract:  
http://www.ankararotaract.org/
0 Comments

Bilkent Tiyatrosu’nda Japon Kuklası’nı Sahneleyen İlham Yazar: “Okulda Özne Öğrencidir”

11/26/2017

0 Comments

 
Picture
 
İlayda HAN
 
Japon Kuklası, Mojo, Joko’nun Doğum Günü, Yastık Adam, Jerry ve Tom ve Shakespeare Zorda oyunlarının ödüllü yönetmeni İlham Yazar’ın Bilkent Üniversitesi'nde oyunculuk dersleri verdiğini biliyor muydunuz? Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservaturı’ndan 1989’da mezun olan Yazar, Devlet Tiyatrosu sanatçı kimliğiyle birçok oyunda yönetmen ve aktör olarak görev yaptı.

İlham Yazar ile Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesinde COMD 331 sınıfı olarak bir söyleşi yaptık. Yazarımızın doğup büyüdüğü ve “ eski halini çok özlediği” Ankara’dan, yönetmen ve eğitmen olmanın inceliklerine, sanata bakış açısından şu an Tiyatro Bölümü 3. Sınıf öğrencileri tarafından sahnelenen Japon Kuklası’na kadar uzun, bol kahkahalı, bazen de biraz hüzün dolu bir söyleşi oldu. Yönetmenlik yapmanın oyuncu olmaktan çok daha fazla sorumluluk getirdiğini ama Bilkent Üniversitesi’nde eğitmenlik yapmaktan çok keyif aldığını söyleyen yazar, sahneye ilk defa çıkan öğrencileri tarafından sahnelenen Japon Kuklası performansının izlemeye değer olduğunun altını çiziyor.
 
 
“ Sahne tozu yutuldu ve hasta oldum”
Babası Devlet Tiyatrosu’nda ışık kreatörü olan İlham Yazar, babasının işi sebebiyle tiyatroya çok sık gelip gittiğinden bahsediyor. Henüz ilkokulda öğrenciyken Devlet Tiyatrosu’nda görev alan Yazar, “ Sahne tozu yutuldu ve hasta oldum” diyerek, tiyatro merakının çok eskilere dayandığını anlatıyor.

“3 seçeneğim vardı, ben konservatuvarı seçtim”
İlham Yazar gençlik yıllarında çok iyi futbol oynarmış. Hatta profesyonel olarak Gençler Birliği’nden çağrılmış. Yine aynı yıllarda üniversite sınavlarına girerek ODTÜ Çevre Planlama Bölümünü kazanmış. Ve tabii ki tiyatro meselesi de gündemdeymiş. Diğer seçenekleri bir kenara alıp, konservatuvar sınavlarına giren ve başarılı olan İlham Yazar kariyer basamaklarına tiyatro oyunculuğu eğitimlerine başlayarak ilk adımı atıyor.

“Diyarbakır’dan döndükten sonra bende yapabilirim düşüncesi oldu, denemek istedim.”
Yazar’ın yönetmenlik kariyerine baktığımızda 15 senelik bir geçmişi olduğunu ancak bu sürenin hayli yoğun geçtiğini görüyoruz. Bulunduğu birkaç oyundan sonra "yönetmenliği ben de yapabilirim" düşüncesini yenemediğini ve öncelikle yardımcı yönetmenlik daha sonra da kendi oyununu yöneterek yönetmenlik kariyerine de başladığını öğreniyoruz.
 
“Yönetmen her şeyden sorumlu”
Hem bir oyuncu hem de bir yönetmen olarak ikisi arasındaki ayrımı bize çok net ifade ediyor İlham Yazar. “Oyuncuyken sahnedeki partnerinizden ve kendinizden sorumlusunuzdur sadece. Yönetmen olduğunuzda sahneye yerleştirmekten, dekordan, ışıktan, giyimden, oyuncularla ve idareyle olan ilişkilerinizden ve oyuncu seçiminden sorumlusunuzdur. Bayağı uzun bir liste değil mi?” diyor. Hal böyle olunca her şeyden sorumlu olmak yönetmenimizi biraz yıpratmış ama “diş kamaştırıcı” bir iş olduğunu da söylemeden geçemiyor.

“Bir öğrencinin okul sırasında 4 projesi var, herbirinin komedi olmasının öğrenciye çok faydası olmaz.”
Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde dersler veren Yazar, oyun seçimlerinde öğrencinin ne çalışması gerektiğine göre Tiyatro Bölüm Başkanı Jason Hale ile birlikte karar verdiklerini belirtiyor. Okul projesi kapsamında sahnelenmek üzere tiyatro bölümü öğrencileri toplam 4 oyunda görev alıyor. Yazar, oyun seçimlerinde bunu dikkate aldıklarını belirtiyor. Oynanan oyunların aynı tema üzerine olmamasına dikkat ettiklerini ve öğrencilerin komedi, trajedi ve dram gibi türlerin her birinde oynama fırsatı bulduğunu belirtiyor.

“Öğrenciler için ekip halinde çalışabilecekleri projeler değer kazanır”
Hepimizin en çok merak ettiği konulardan birisidir bence; başrol oyuncuları nasıl ve neye göre seçildiği. Tiyatroda jön, jön fi ve başroller vardır. Bir oyunda birden fazla başrol çok nadir izlediğimiz bir türdür. İlham Yazar bir eğitmen olarak oyuncuları profesyonel oyunlardakinden farklı olarak, jön, jön fi ve başrol oyuncusu olarak ayırmak yerine, ekip halinde çalışabilecekleri projeler seçtiğini belirtiyor.

Şu an Bilkent Üniversitesi’nde sahnelenmekte olan “Japon Kuklası’nı” bu bağlamda incelediğimizde tek bir ana karakter olmadığını görmemiz mümkün. Oyun, ana karakteri olan Armida’nın etrafında dönüyor gibi görünse de aynı zamanda fabrika müdürünün ya da işçilerin de etrafında döndüğünü görebiliyoruz. Birden çok başrol var diyebiliriz.

“Özne okulda öğrencidir.”
İlham Yazar’a Japon Kuklası adlı oyunda seyirciyi ne beklediğini sorduğumuzda bize “öğrencilerimizin performansı” yanıtını veriyor. Her zamanki mütevazı kimliğiyle Yazar, okulda sahneye çıkarttığı oyunu ne kadar maharetle yaptığının ya da yapabileceğinin göstermenin hiçbir katkısı olmayacağını belirtiyor.

Söyleşimizin sonunu Yazar’ın izleyiciye mesajıyla bağlayalım. “Bu oyunu izlediğinizde canavar gibi çalışan ve bir ekip olma ruhuna sahip yetenekleri görebilirsiniz. Sahneye ilk defa çıkan 10 tane pırıl pırıl sanatçı adayının performansı sizi gerçekten çok şaşırtacak. Ezen ile ezilen meselesindeki sistem eleştirisini bir yandan gülüp eğlenirken bir yandan da burnunuz sızlayarak izleyebilirsiniz.

Oyunun konusuna gelince, büyük haksızlıklara uğrayan deli gibi çalışan işçiler ve onlar üzerinden para kazanan bazı adamların hikâyesi, Japon Kuklası 29 Kasım’a kadar her Çarşamba akşamı Bilkent MSSF Ana Sahne’de izleyicilerini bekliyor.

Picture
Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü Öğretim Üyesi, Yönetmen İlham Yazar ve Bilkent Tiyatro Bölüm Başkanı Jason Hale, Japon Kuklası setinin önünde
İlham Yazar Kimdir?

Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konsevatuvarı’ndan 1989’da mezun olan İlham Yazar, Devlet Tiyatrosu sanatçısı kimliğiyle birçok oyunda yönetmen ve aktör olarak görev yapmıştır. Oyunculuk dersleri vermektedir. Yönettiği oyunlardan Japon Kuklası ile 2007-2008 Sanat Kurumu Övgüye Değer Yönetmen Ödülü, Mojo ile 2010 Sanat Kurumu En İyi Yönetmen Ödülü başta olmak üzere birçok ödül kazanmıştır.

   JAPON KUKLASI
     
Yazan: Dario Fo
Çeviren: Egemen Berköz
Yönetmen: İlham Yazar
Işık Tasarımı: Yılmaz Ertekin
Dekor Tasarımı: Yılmaz Ertekin, Adnan Atalan
Teknik Görevliler: Ece Babayiğit, Emre Arslanbek, Doğuş Bilgin, Esra Sürgü

        ‘’Fabrikalarda kadınlar ezilmenin doruğunda yaşıyorlar. Bazı fabrikalarda, ‘insana güç veren bazı hapların’ sunulduğu, kimse için yeni bir haber değil.’’
        Müdür - patron - işçi üçgeninin ezilen, hor görülen grubu olan işçi sınıfı, tacizlerle, hakaretlerle ve insanlık dışı yaptırımlarla makineleşmeye başlar. Güç vermesi için zorla yutturulan haplarla işçiler beden ve akıl sağlıklarını kaybetmekle karşı karşıya kalmışlardır. İşçi sınıfı bu baskıya daha ne kadar dayanabilir? Yutmak zorunda kaldığı haplarla akıl sağlığını kaybeden, işçilerin iyi yürekli, saf kızı Armida sonunda işçi sınıfının intikamını alabilecek mi?
 
         1, 8, 15, 22, 29 Kasım Çarşamba, 20.00
         MSSF Ana Sahne
         Biletler:  https://bilet.bilkent.edu.tr
        Tel: 0312 290 17 75
Picture
0 Comments

Lions International’ın Ankara Barış Kulübü İnsanların Kalbine Dokunuyor

11/26/2017

1 Comment

 
Picture
Alparslan Ersoy

Lions International’ın Ankara Barış Kulübü, 27 Ekim 2017 tarihinde Altındağ ilçesindeki Çocuk Severler Derneği Okulu’ndaki çocukları üniformalarına, 1 Kasım da ise Çankaya Belediyesi- Halk Sağlığı Merkezi’ndeki yaşlıları ihtiyaçlarına kavuşturdu.


Sivil yardım kuruluşu sıfatıyla hem dünyada hem Türkiye’ de yaptığı sayısız hizmet ve yardımla en etkin küresel örgütlerden biri olan Lions International, Ankaralı ihtiyaç sahiplerine de destek oluyor. Lions International’ın Türkiye temsilcilerinden Ankara Barış Kulübü’de Ekim-Kasım dönemine yaptığı 4 etkinlik ile ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını karşıladı. Dönem içinde, küçük öğrencilerden, yaşlı insanlara, Körler Vakfı’ndan, kadın sığınma derneklerine kadar bir çok insana istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda yardım eli uzattı.

“Hayallerinize ışık olmak istiyoruz”
Lions Ankara Barış Kulübü Dönem Başkanı Erdoğan Karakurt ile Lions'un yaptığı sosyal sorumluluk projeleri ile kendi insanına dokunmanın değerinden bahsederken, bir toplumun gelişmesi için bu projelerin vazgeçilmez olduğunu söyledi. Senelerdir bir çok etkinlikte binlerce insana yardım eli uzatarak kendi bütçemiz dahilinde onların ihtiyaçlarını yerine getirmenin önemini vurgulayan Karakurt, “Vatandaşlarımızın sesini duyup onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz ve tüm üyelerimizin de katkısıyla hayallerine ışık olmak istiyoruz, ” dedi ve ekledi: “Son 1 yıl içinde kulüp olarak 60’tan fazla öğrencinin eğitim ihtiyaçlarını karşılayarak hayallerinin gerçekleşmesi için somut bir adım atıldı.”

Çocukların geleceğine yatırım yapmak
Lions Ankara Barış Kulübü’nün yardım ettiği belirli bir insan grubu bulunmuyor, onlar toplumun her kesimine dokunarak, yardım eli uzatıyorlar. 27 Ekim'de Altındağ ilçesi Karapürçek semtindeki Çocuk Severler Derneği Okulu’ndaki çocuklar ile buluştular. 2014-2015 Lions Ankara Barış Şubesi Dönem Başkanı Gülen Ersoy, çocukların geleceğe umutla ve mutlulukla bakabilmeleri için eğtim alanında desteklenmelerinin son derece önemli olduğunu vurguladı. Çocuk Severler Derneği Okulu’ndaki çocukların maddi yetersizliklerinden dolayı üniformaları yoktu. Lions Ankara, çocukları okul üniformaları ile buluşturarak, eğitim ve öğrenimlerine ufak da olsa bir katkıda bulundu.

Buluşmada üniformalarına kavuşan çocukların mutlulukları ve heyecanları gözlerinden okunuyordu. Lions üyeleri ile bir araya gelen çocuklar, gelecekte olmak istedikleri meslekleri ve hayallerini paylaştı. Ersoy,  "Gelecekteki meslekleriyle ilgili sorumuz üzerine okulun öğrencilerinden olan Muhammed’in “Büyüyünce polis olmak istiyorum çünkü kıyafetleri çok güzel” yorumu ile buluşmadaki herkesin neşesini yerine getirmesi beni çok etkiledi" diye konuştu.

Yaşlı bakımı da katkı istiyor
Lions Ankara Barış Kulübü, Lions Hizmet Günü kapsamında da 1 Kasım'da Çankaya Belediyesi- Halk Sağlığı Merkezi’ne yaptıkları ziyaret ile bakıma muhtaç yaşlı hastalarda kullanılmak üzere 165 paket yaşlı bezi teslim etti. 3 bin Türk Lirası ile yapılan yardımda, Ersoy, yapılacak yardımlara karar verirken sağlık merkezlerinin veya yardım yapılacak yerlerin yöneticilerinin ihtiyaçlarını dikkate alarak harekete geçtiklerini söyledi. Ersoy, yöneticilerle görüştüğünde, yaşlı hastaların bakımında en çok kullanılan ürünün hasta bezi olduğunu öğrendiğini ve bu doğrultuda merkezlerin maddi yetersizlikten doğan ihtiyaçlarını giderdiklerini söyledi.

Körler Vakfı'na bilgisayar sağlandı
Lions Ankara Barış Kulübü’nün bir diğer projesi ise Körler Vakfı’na yaptıkları bilgisayar yardımı. Kör vatandaşlarıın bilgisayara olan merakını ve ilgisini duyan Lions ekibi, körlerin kullanımına özel yapılmış bilgisayarları Körler Vakfı’na tahsis etti. Lions Ankara Barış Kulübü eski dönem başkanı ve şu anki sekreteri Ersoy “Vakıf ile yaptığımız görüşmelerde körlere uygun bilgisayar eksikliği olduğunu gördük ve bu eksikliği gidermek için üyelerimizin desteğiyle bir bütçe oluşturup harekete geçtik.” dedi. Kuruluşundan beri Körler Vakfı’nın hizmet alanını genişletmek için ellerinden gelen desteği verdiklerini belirten Ersoy, her vatandaşın eşit şartlara sahip olması gerektiğini ve bunu sağlamak için Lions olarak koşulsuz her adımı atmaya hazır olduklarını belirtti.
 
“Lion” olmak için bireysel başvuru yeterli 

Uluslararası Lions 1917 yılında ABD, Chicago’da kurulmuştur. Ana amacı dünya toplumuna karşılıksız hizmet etmektir. Lions iyi vatandaşlığı esas alan ilkesi ile sürekli gelişen takım ruhuna inanan ve insana hizmet etmeyi amaçlayan değerlerleri ile en etkin küresel örgütlerden biri olmuştur.

2009 yılında kurulan ve Uluslararası Lions’un bir parçası olan Lions Ankara Barış Kulübü aynı ilke ve düşünce yapısıyla etkinliklerine ve yardımlarına devam etmektedir.

Kulübün yöneticilerinden olan Karakurt ve Ersoy, bir insanın hayatına dokunmanın ne kadar özel bir duygu olduğunun altını çizerek, “Lion”  olmanın gönüllü olmanın ötesinde topluma gönüllü hizmet etmek anlamına geldiğini paylaştılar.

Ersoy’a Uluslararası Lions’a katılma hikayesini sorduğumuzda “Banka müdürlüğüm esnasında bir müşterimin bu tarz yardım işleriyle uğraştığını duymuştum ve emekliliğimde aynı işi yapabilceğimi düşündüm ve başvurumu yaptım, yönetim kurulunun kabulu ile de görevime başladım.”  cevabını verdi.

Kendilerini, ihtiyacı olanlara hizmet etmeye adamış, sorumluluk sahibi her bireyin Lions ailesine katılabileceği çağrısında bulundular ve bu katılma sürecinin çok uzun olmadığını belirttiler. Uluslararası Lions’un istenen kulübüne özel başvuru yapılması mümkün.

Ayrıntılı bilgi için:  http://www.lionsturkiye.org/TR
 

 
 
 
 
 
 
 
1 Comment

Film Meraklıları Bayram etti: Bilkent Üniversitesi’nde Vancouver Rüzgarı Esti

11/26/2017

0 Comments

 
Picture

Bengi Su Demir
[email protected]
21.11.17
​
Bilkent Üniversitesi, 30-31 Ekim tarihlerinde Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Vancouver Film Okulu’nu misafir etti. Dünyaca ünlü bu film okulundan üç öğretmen katılımcılara senaryo, drama ve prodüksiyon dallarında iki gün süren kısa eğitimler verdi. Ayrıca öğrenciler onlara sağlanan imkanlar dahilinde kısa film çekme fırsatı buldu. Bu atölye çalışmasının sonunda, katılımcılar sertifika almaya hak kazandı.

Her biri kendi alanında profesyonel
Vancouver Film Okulu’nun senaryo dalında öğretmenliğini yapan ve bu bölümün başı olan Micheal Baser, iyi bir senaryo için gerekenleri anlattı. Jennifer Cement ise bu dünyaca ünlü film okulunun drama bölümünün başkanı olarak öğrencilere kısa performanslar ve vücut rahatlatıcı egzersizler uyguladı. Son olarak da bu okulda eğitim görmüş ve şu an okuduğu okulda prodüksiyon hocalığı yapan Bob Wolsey öğrencilerle anılarını ve bu okulun kazandırdıklarını paylaştı. 70 katılımcı bu üç uzman öğretmenin deneyimlerinden yararlandı.

“Eğitime istekli fakat ancak çeşitli engellerden dolayı başvuramayan öğrencilerimiz için iyi bir fırsat”
Vancouver Film Okulu’nun Türkiye temsilcisi ve aynı zamanda okulun Avrupa ve Orta Doğu müdürü olan Mert Tezel etkinliğin amacını şu şekilde özetledi: “Türkiye’de Vancouver Film Okulu’nun eğitim ortaklığı olan 5 farkı üniversite bulunmakta. Bunlardan biri de Bilkent Üniversitesi. Her yıl Bilkent Üniversitesi’nden ağırlıklı olarak Görsel İletişim ve Tasarım bölümü olmak üzere birçok farkı alandan mezun öğrenciler VFS’nin Film Yapımcılığı, Oyunculuk, Senaryo, Animasyon, Oyun Dizayn ve Ses dizaynı gibi diploma programlarına başvuru yapmakta. Gerçekleştirdiğimiz etkinlik benzer programlara mezuniyet sonrasında katılım gerçekleştirmeyi hedefleyen öğrencilere ön bir hazırlık niteliği taşıyor. Aynı zamanda bu eğitime istekli ancak çeşitli engellerden dolayı başvuramayan öğrencilerimiz için de iyi bir fırsat.” dedi. Bu okula başvurmadan önce böyle etkinliklerin ön izleme olduğunu düşünen Tezel, önünde engelleri olan öğrenciler için burs imkanlarıyla ellerinden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştıklarını belirtti.

“Portfolyo başarısı burs sağlıyor”
Yurtdışında film okullarının ücretinin yüksek olmasından yakınan film meraklıları için ise burs imkanı var. Tezel: “Vancouver Film Okulu programlarına başvuran öğrencilerin portfolyo başarısına bağlı olarak sunulan çeşitli burs imkanları bulunmakta.” dedi. Bununla ilgili ayrıntılı bilgi almak isteyen Bilkentliler için Tezel, kendisiyle iletişime geçilmesini tavsiye etti.

Son 10 yılda yerleştirmedeki başarı oranı %92’nin üzerinde
Dünyaca ünlü film ve oyun yapımlarında öğrencilerini gördüğümüz ve bu sebeple dünyanın en etkili medya okulları arasında gösterilen Vancouver Film Okulu, %92’nin üzerinde bir yerleştirme oranına sahip olduğunu iddia ediyor. Uzmanlık okulu olan Vancouver, bu tür eğitim programlarına sahip okulların başarısının mezuniyet sonrası öğrencilerini işe yerleştirme oranıyla doğru orantılı olduğuna inanıyor ve kendine oldukça güveniyor.

Devamı gelecek
Bilkent Üniversitesi Vancouver Film Okulu eğitim ortaklığı dahilinde her yıl etkinlik gerçekleştirmeyi planlıyor. Önümüzdeki yıl medya programlarına ek olarak animasyon ve oyun dizaynı alanlarında benzer çalışmalar da yer alacak gibi duruyor.

Detaylı bilgi için: [email protected]
0 Comments
<<Previous

    COMD 331 Haber Merkezi 

    ​Sonbahar 2017-18 Midterm Projeleri

    Arşiv

    January 2018
    December 2017
    November 2017

    RSS Feed

Powered by Create your own unique website with customizable templates.