35. Ankara Film Festivali Düzenlendi: Başkentte Sinema Coşkusu
Selen Gündoğdu
Bu yıl 35’incisi düzenlenen Ankara Film Festivali, 7 – 15 Kasım tarihleri arasında Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda sinemaseverlerle buluşarak Ankara’nın kültür kapılarını bir kez daha araladı. 1988 yılından beri her yıl Ankara’da düzenlenen festival, dünyanın farklı yerlerinden yönetmenlere ev sahipliği yapıyor. Bu yıl da Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı ile 15 ülkeden katılan 43 yönetmene kapılarını açarak, festivalde 58 filmin gösterimi gerçekleştirildi. Festivalde, ulusal uzun metraj, ulusal belgesel ve ulusal kısa film gösterimleri yapıldı ve bu 3 kategori üzerinden yarışmalar düzenlendi.
Aynı zamanda bu yılki festival afişi için de bir yarışma gerçekleştirildi. Festivalin bu yılki afişi yapılan yarışma sonucu Zeynep Bozkır’a ait. Açılış ve kapanış gecelerinde de birçok ünlünün katılım sağladığı ödül törenleri gerçekleştirildi. Festival, sadece yarışmalar ve gösterimlerle sınırlı kalmayarak birçok oyuncu ve yönetmen ile yapılan söyleşi etkinlikleriyle beraber insanlara hem farklı türlerden filmleri izleme hem de sinema sektörünün içini, ilk ağızdan dinleme imkanı tanıyor. Bununla beraber genç sanatçılara eserlerini sunmak için bir platform oluşturuyor. Uluslararası bir kimlik taşıyan bu etkinlik, Ankara’nın hem yerel hem de global alanda sinemaseverlerle buluşmasını sağlıyor. Festivalin düzenli bir şekilde her yıl Ankara’da gerçekleştirilmesi ise başkentin kültür ve sanat camiasına canlılık kazandırıyor. Festival bu özelliği ile, sadece bir sinema etkinliği olmanın ötesinde Ankara’ya kültürel bir değer katıyor.
“35. yılını yapabiliyor olması özellikle Ankara adına büyük bir önem arz ediyor“
Festival sadece yönetmenlere ve izleyicilere destek olmakla kalmıyor; aynı zamanda da Ankara’nın griliğine renk katarak, kültürel kimliği yeniden canlandırma açısından önemli bir rol oynuyor. Kısa film koordinatörü Mehmet Kızıklı, festivalin Ankara’ya olan katkıları hakkında “Aslında daha öncelerinde Ankara kültür merkeziydi ve daha sonradan İstanbul’ a kaydı. Bu kaymadan Ankara çok etkilendi. Bununla beraber bütün kültür ve sanatla ilgilenen herkes İstanbul’a gitti. Bu yüzden şu an bu festivalin burada temsil ettiği şeyin görünenden daha da büyük bir şey olduğunu düşünüyorum. Başkentte böyle bir festivalin olması ve hala devam edebiliyor olması, hatta 35. yılını yapabiliyor olması özellikle Ankara adına büyük bir önem arz ediyor.” şeklinde bahsederek festivalin Ankara’nın tekrardan kültür başkenti olabilmesi adına olan katkılarına vurgu yapıyor. Gelecek yıl da tekrar Ankara ile görüşmeyi planlayan festivalin, her sene olduğu gibi daha büyük bir seçkiyle, bütün kategorilerde daha yenilikçi olmaya çalışarak festival itibarını güçlendirmeyi hedeflediklerini de belirtiyor.
“Potansiyellerini gösterme şansı ediniyorlar”
Kızıklı, genç yönetmenlere sunduğu imkanlar hakkında ise “Ankara Film Festivali özellikle Türkiye genelinde kısa film yarışmasıyla öne çıkan bir festival ve bu da onu diğer festivallerden böyle ayrıştırıyor. Burada ulusal kısa film yarışmasındaki yönetmenlerin kendilerini gösterme şansları oluyor. Buradan mesela Nuri Bilge Ceylan gibi önemli isimler kısalarıyla ödül alıp daha sonra uzun metraja geçiyor. Ulusal uzunda da aynı şekilde yeni filmini, ilk filmini çeken yönetmenler önemli jürilerin karşılarına çıkarak aslında potansiyellerini gösterme şansı ediniyorlar. Bu anlamda sektöre giriş ve kendini kanıtlama açısından önemli bir platform.” diyor.
“Yeni fırsatlar için filmlerimizi her yere atmalıyız”
Festival yıllardır özellikle kısa film kategorisi ile ön plana çıkıyor ve sinema sektörünün önde gelen isimlerinin de geçmişte katılmış olması, festivalin ne kadar önemli bir şans kapısı olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Bu yıl düzenlenen ulusal kısa film dalına ise Bilkent mezunu Mehveş Topçuoğlu da “Eko” filmi ile katılarak seçkiye girdi. Topçuoğlu “Çok fazla insan filmlerine güvenmediği için festivale katılmayı yeltenmiyor bile ama biz özellikle öğrenciler bu güvensizliği göstermemeliyiz ve yeni fırsatlar için filmlerimizi her yere atmalıyız” diyerek herkesin yaşayabileceği problemleri ele alıyor ve genç yönetmeleri festivale katılmaları için bir kez daha teşvik ediyor.
Ankara Film Festivali hakkında daha detaylı bilgi almak için festivalin resmi internet sayfasını ziyaret edebilirsiniz: https://filmfestankara.org.tr/anasayfa
Aynı zamanda bu yılki festival afişi için de bir yarışma gerçekleştirildi. Festivalin bu yılki afişi yapılan yarışma sonucu Zeynep Bozkır’a ait. Açılış ve kapanış gecelerinde de birçok ünlünün katılım sağladığı ödül törenleri gerçekleştirildi. Festival, sadece yarışmalar ve gösterimlerle sınırlı kalmayarak birçok oyuncu ve yönetmen ile yapılan söyleşi etkinlikleriyle beraber insanlara hem farklı türlerden filmleri izleme hem de sinema sektörünün içini, ilk ağızdan dinleme imkanı tanıyor. Bununla beraber genç sanatçılara eserlerini sunmak için bir platform oluşturuyor. Uluslararası bir kimlik taşıyan bu etkinlik, Ankara’nın hem yerel hem de global alanda sinemaseverlerle buluşmasını sağlıyor. Festivalin düzenli bir şekilde her yıl Ankara’da gerçekleştirilmesi ise başkentin kültür ve sanat camiasına canlılık kazandırıyor. Festival bu özelliği ile, sadece bir sinema etkinliği olmanın ötesinde Ankara’ya kültürel bir değer katıyor.
“35. yılını yapabiliyor olması özellikle Ankara adına büyük bir önem arz ediyor“
Festival sadece yönetmenlere ve izleyicilere destek olmakla kalmıyor; aynı zamanda da Ankara’nın griliğine renk katarak, kültürel kimliği yeniden canlandırma açısından önemli bir rol oynuyor. Kısa film koordinatörü Mehmet Kızıklı, festivalin Ankara’ya olan katkıları hakkında “Aslında daha öncelerinde Ankara kültür merkeziydi ve daha sonradan İstanbul’ a kaydı. Bu kaymadan Ankara çok etkilendi. Bununla beraber bütün kültür ve sanatla ilgilenen herkes İstanbul’a gitti. Bu yüzden şu an bu festivalin burada temsil ettiği şeyin görünenden daha da büyük bir şey olduğunu düşünüyorum. Başkentte böyle bir festivalin olması ve hala devam edebiliyor olması, hatta 35. yılını yapabiliyor olması özellikle Ankara adına büyük bir önem arz ediyor.” şeklinde bahsederek festivalin Ankara’nın tekrardan kültür başkenti olabilmesi adına olan katkılarına vurgu yapıyor. Gelecek yıl da tekrar Ankara ile görüşmeyi planlayan festivalin, her sene olduğu gibi daha büyük bir seçkiyle, bütün kategorilerde daha yenilikçi olmaya çalışarak festival itibarını güçlendirmeyi hedeflediklerini de belirtiyor.
“Potansiyellerini gösterme şansı ediniyorlar”
Kızıklı, genç yönetmenlere sunduğu imkanlar hakkında ise “Ankara Film Festivali özellikle Türkiye genelinde kısa film yarışmasıyla öne çıkan bir festival ve bu da onu diğer festivallerden böyle ayrıştırıyor. Burada ulusal kısa film yarışmasındaki yönetmenlerin kendilerini gösterme şansları oluyor. Buradan mesela Nuri Bilge Ceylan gibi önemli isimler kısalarıyla ödül alıp daha sonra uzun metraja geçiyor. Ulusal uzunda da aynı şekilde yeni filmini, ilk filmini çeken yönetmenler önemli jürilerin karşılarına çıkarak aslında potansiyellerini gösterme şansı ediniyorlar. Bu anlamda sektöre giriş ve kendini kanıtlama açısından önemli bir platform.” diyor.
“Yeni fırsatlar için filmlerimizi her yere atmalıyız”
Festival yıllardır özellikle kısa film kategorisi ile ön plana çıkıyor ve sinema sektörünün önde gelen isimlerinin de geçmişte katılmış olması, festivalin ne kadar önemli bir şans kapısı olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Bu yıl düzenlenen ulusal kısa film dalına ise Bilkent mezunu Mehveş Topçuoğlu da “Eko” filmi ile katılarak seçkiye girdi. Topçuoğlu “Çok fazla insan filmlerine güvenmediği için festivale katılmayı yeltenmiyor bile ama biz özellikle öğrenciler bu güvensizliği göstermemeliyiz ve yeni fırsatlar için filmlerimizi her yere atmalıyız” diyerek herkesin yaşayabileceği problemleri ele alıyor ve genç yönetmeleri festivale katılmaları için bir kez daha teşvik ediyor.
Ankara Film Festivali hakkında daha detaylı bilgi almak için festivalin resmi internet sayfasını ziyaret edebilirsiniz: https://filmfestankara.org.tr/anasayfa