EĞLENCE SEKTÖRÜ PAKET SERVİS YAPIYOR
Burcu Kalfa, Yağız Sütay
Hepimizin müdavimi olduğu bir yer mutlaka vardır. Kimi zaman iş çıkışlarında kafa dağıtmak
için ayaküstü bir şeyler içtiğimiz bir yer olur burası. Kimi zaman arkadaş toplantıları için ilk
adresimiz. Zaman zaman ilk buluşmada tatlı tatlı laflarken iki kadeh şarabın eşlik ettiği yer
olur burası. Öyle ya da böyle, sayısız anılarımızı gömdüğümüz, nice sevincimizi
taçlandırdığımız, üzüntümüzü unuttuğumuz herhangi bir yerin müdavimi oluruz. Hatta bazı
zamanlar, sokaktaki salonumuz olur gittiğimiz mekan. Çalışanlarıyla kardeş, arkadaş
olduğumuz bir yer olur. Kendimizi sanki evimizin salonunda oturup maç izliyormuş gibi
hissettiğimiz de olur. En azından olurdu… Ta ki korona denen illet başımıza bela olana kadar.
Mart ayından beri yüzümüzün gülmediği bu dönem, adım atacak yerin bulunmadığı eğlence
mekanlarını oldukça derinden yaraladı. İçişleri Bakanlığı’nın 16 Mart 2020 tarihinde aldığı
geçici kapatma kararı, eğlence sektörü için kara günlerin adeta başlangıcı oldu. Kısa çalışma
ödeneği kapsamı altında yardım alan 1.2 milyon çalışan, yapılan ödemenin sembolik bir boyutta
kaldığını ve hiçbir şekilde giderlerini karşılayamadıklarını belirtti. Bahsedilen bu yardımdan
yalnızca sigortalı çalışanlar yararlanabildi. Geriye kalan 2 buçuk milyon çalışan, hiçbir yardım alamayarak bu süreci çok daha ağır bir şekilde geçirdi. Yeni normal kararları kapsamında 1
Haziran 2020 tarihinde tekrar açılan eğlence mekanları, az da olsa nefes alabildi. Ancak
sonbahar döneminde vaka sayılarındaki gözle görülür artış nedeniyle yeni kısıtlamalara gidildi.
İçişleri Bakanlığı’nın 18 Kasım 2020 tarihinde aldığı kısıtlamalar kapsamında eğlence
mekanları, paket servis dışında hiçbir şekilde hizmet veremez hâle geldi. Alkollü içeceklerin
paket servisi hizmetine dahil edilememesi, eğlence mekanlarının işleyişinde büyük bir
değişikliğe neden oldu. Alınan kararlara tepki olarak Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması altında
örgütlenen sektör çalışanları, 4 Aralık 2020 tarihinde İstanbul Kadıköy Cemal Süreya Operası
önünde sessiz eylem gerçekleştirdi. Bu zorlu süreçte yalnız bırakıldıklarını belirten sektör
çalışanları, yaptıkları eylemde ödemelerinde erteleme, maddi yardım gibi hayatlarını
kolaylaştıracak çözümler talep etti. Fakat yapılan eylem ve atılan bunca adım, herhangi bir
değişiklik yaratma konusunda pek yeterli olmadı.
Kimsenin bu çalışan kadroya destek olmaması…
Alınan tedbir kararlarının işletmecileri etkilediği gün gibi aşikar. Fakat bu kararlar, diğer
çalışanları da ciddi olarak etkilemiş durumda. Cep harçlığını çıkarmak amacıyla garsonluk
yapan öğrenciler de bu karardan olumsuz yönde etkilenen kesim arasında yerini alıyor. İzbey
Şişman da bu kesimde yer alan çalışanlardan biri. İstanbul’da öğrencilik hayatını sürdüren
Şişman, masraflarını karşılamak amacıyla boş zamanlarında Beşiktaş’ta yer alan Hope adlı bir
mekanda garsonluk yapıyordu. Öğrenciliğinin ilk yıllarından yeni normal sürecine kadar
çalışan Şişman, bu sürecin çalıştığı mekanı olumsuz etkilemesi nedeniyle işinden ayrılmak
zorunda kaldı. Bu sektörde çalışan birçok öğrenci de İzbey Şişman’la aynı kaderi paylaştı. Bu
sektörde çalışan çoğunluğu oluşturan öğrenci kesim, bu dönemde ailelerinden gelen destekle
yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Kadıköy Nor’da garsonluk yapan Burag Çiftçi, alınan bu
kararı ve sonrasında yaşanan süreci “Bir anda bu gelir kaynağının ortadan yok olması ve
kimsenin bu çalışan kadroya destek olmaması direkt yanlış olduğunu düşündürüyor."
sözleriyle eleştirdi. İzbey Şişman gibi bu işi öğrencilik yıllarından beri tutkuyla yapan Çiftçi,
işine ne zaman döneceğini bilememenin verdiği kaygıyla günlerini geçiriyor. Bir yandan
sağlığı hakkında kaygılarını da dile getiren Çiftçi, çalışma izni olan diğer sektörlerde çalışan
kişiler arasında salgının bulaşma oranının arttığını dile getirdi. Özellikle alınan yeni tedbirler,
eğlence mekanlarını ilkine oranla daha fazla etkilemiş durumda. Sonbahar döneminde vakaların
artmasıyla vatandaşlar iyice paniğe kapıldı. Bu durumun etkisinin kapatma bittikten sonra da
devam edeceğini öngören Çiftçi, mekanların küçülmeye gidip daha az çalışanla devam etme
ihtimalini dile getirdi. Bu ihtimalin gerçekleşmesi, 4 milyon 194 bin işsiz vatandaşa sahip
ülkemize yeni işsizler ordusunun katılacağı anlamına geliyor.
750 TL kira yardımı yapmak…
Salgındaki ciddiyete rağmen AVM ve spor salonları gibi kapalı mekanların hâlen açık olması,
eğlence sektörüne yönelik ayrımcılığı gözler önüne seriyor. Çeşitli kısıtlamalarla başı belada
olan eğlence mekanları işletmecileri, oldukça zor günler geçiriyor. Berk Can Horozgil de bu
işletmecilerden biri. Kadıköy Nor’un işletmeciliğini yapan Horozgil, paket servis kararının bu
sektöre yönelik hiçbir fayda sağlamadığını dile getirdi. Paket servisine geçen mekanların
cirolarında eskiye oranla çok büyük bir düşüş söz konusu. Bir ayda yapılacak cironun
maksimum 10’da 1’ini zorla yapan eğlence mekanları, adeta bataklığa saplanmış durumda.
Devletin yardımlarının son derece yetersiz olduğunu dile getiren Horozgil, bu durumu “750 TL
kira yardımı yapmak Türkiye için çok komik bir rakam. Kaldı ki çoğu restoran bundan
yararlanamıyor.” sözleriyle açıkladı. Yarı zamanlı çalışanlar aylardır işsiz ve sadece İstanbul’da
yer alan mekanlarda yarı zamanlı çalışan oranı yüzde 45.9. Bu rakam, sektörün neredeyse
yarısının bu dönemde işsiz olduğunu gösteriyor. Yarı zamanlı çalışanların devletten hiçbir
destek alamadığını da dile getiren Horozgil, sektörün yaşadığı zor durumu tekrardan açıklığa
kavuşturdu. Eğlence mekanlarının paket servisi yapabilmesine karşın, verdikleri bu hizmetin
içine alkollü içecek dahil etmeleri kesinlikle yasak. Horozgil, bu durumun eğlence mekanlarını
oldukça zora soktuğunu dile getirdi. Bar ruhsatına sahip eğlence mekanlarının durumu ise içler
acısı. Kağıt üzerinde 15 Mart 2019 tarihinden itibaren bar olarak geçen bu mekanlar, pandemi
döneminin başlangıcından beri tamamen kapalı durumda. Sektörde yaşanan bu zor duruma
rağmen devletin hiçbir şekilde kolaylık sağlamadığını bir kez daha dile getirdi. Yaşanan bunca
zorluğa rağmen krediler ve borçlar devam ediyor. İş yapmakta oldukça zorlanan sektör esnafı,
elindeki birikmişi borçlarına ve kredilerine harcıyor. Bunun sonucunda tükenen birçok işletme
iflas bayrağını çekmek zorunda kalıyor. Önümüzdeki günlerde nasıl bir tablonun sektörü
beklediğini öngöremeyen Horozgil, sektörün öncekinden çok daha derin bir yara aldığını,
bunun sonucunda birçok işletmenin kapısına kilit vuracağını söyledi.
için ayaküstü bir şeyler içtiğimiz bir yer olur burası. Kimi zaman arkadaş toplantıları için ilk
adresimiz. Zaman zaman ilk buluşmada tatlı tatlı laflarken iki kadeh şarabın eşlik ettiği yer
olur burası. Öyle ya da böyle, sayısız anılarımızı gömdüğümüz, nice sevincimizi
taçlandırdığımız, üzüntümüzü unuttuğumuz herhangi bir yerin müdavimi oluruz. Hatta bazı
zamanlar, sokaktaki salonumuz olur gittiğimiz mekan. Çalışanlarıyla kardeş, arkadaş
olduğumuz bir yer olur. Kendimizi sanki evimizin salonunda oturup maç izliyormuş gibi
hissettiğimiz de olur. En azından olurdu… Ta ki korona denen illet başımıza bela olana kadar.
Mart ayından beri yüzümüzün gülmediği bu dönem, adım atacak yerin bulunmadığı eğlence
mekanlarını oldukça derinden yaraladı. İçişleri Bakanlığı’nın 16 Mart 2020 tarihinde aldığı
geçici kapatma kararı, eğlence sektörü için kara günlerin adeta başlangıcı oldu. Kısa çalışma
ödeneği kapsamı altında yardım alan 1.2 milyon çalışan, yapılan ödemenin sembolik bir boyutta
kaldığını ve hiçbir şekilde giderlerini karşılayamadıklarını belirtti. Bahsedilen bu yardımdan
yalnızca sigortalı çalışanlar yararlanabildi. Geriye kalan 2 buçuk milyon çalışan, hiçbir yardım alamayarak bu süreci çok daha ağır bir şekilde geçirdi. Yeni normal kararları kapsamında 1
Haziran 2020 tarihinde tekrar açılan eğlence mekanları, az da olsa nefes alabildi. Ancak
sonbahar döneminde vaka sayılarındaki gözle görülür artış nedeniyle yeni kısıtlamalara gidildi.
İçişleri Bakanlığı’nın 18 Kasım 2020 tarihinde aldığı kısıtlamalar kapsamında eğlence
mekanları, paket servis dışında hiçbir şekilde hizmet veremez hâle geldi. Alkollü içeceklerin
paket servisi hizmetine dahil edilememesi, eğlence mekanlarının işleyişinde büyük bir
değişikliğe neden oldu. Alınan kararlara tepki olarak Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması altında
örgütlenen sektör çalışanları, 4 Aralık 2020 tarihinde İstanbul Kadıköy Cemal Süreya Operası
önünde sessiz eylem gerçekleştirdi. Bu zorlu süreçte yalnız bırakıldıklarını belirten sektör
çalışanları, yaptıkları eylemde ödemelerinde erteleme, maddi yardım gibi hayatlarını
kolaylaştıracak çözümler talep etti. Fakat yapılan eylem ve atılan bunca adım, herhangi bir
değişiklik yaratma konusunda pek yeterli olmadı.
Kimsenin bu çalışan kadroya destek olmaması…
Alınan tedbir kararlarının işletmecileri etkilediği gün gibi aşikar. Fakat bu kararlar, diğer
çalışanları da ciddi olarak etkilemiş durumda. Cep harçlığını çıkarmak amacıyla garsonluk
yapan öğrenciler de bu karardan olumsuz yönde etkilenen kesim arasında yerini alıyor. İzbey
Şişman da bu kesimde yer alan çalışanlardan biri. İstanbul’da öğrencilik hayatını sürdüren
Şişman, masraflarını karşılamak amacıyla boş zamanlarında Beşiktaş’ta yer alan Hope adlı bir
mekanda garsonluk yapıyordu. Öğrenciliğinin ilk yıllarından yeni normal sürecine kadar
çalışan Şişman, bu sürecin çalıştığı mekanı olumsuz etkilemesi nedeniyle işinden ayrılmak
zorunda kaldı. Bu sektörde çalışan birçok öğrenci de İzbey Şişman’la aynı kaderi paylaştı. Bu
sektörde çalışan çoğunluğu oluşturan öğrenci kesim, bu dönemde ailelerinden gelen destekle
yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Kadıköy Nor’da garsonluk yapan Burag Çiftçi, alınan bu
kararı ve sonrasında yaşanan süreci “Bir anda bu gelir kaynağının ortadan yok olması ve
kimsenin bu çalışan kadroya destek olmaması direkt yanlış olduğunu düşündürüyor."
sözleriyle eleştirdi. İzbey Şişman gibi bu işi öğrencilik yıllarından beri tutkuyla yapan Çiftçi,
işine ne zaman döneceğini bilememenin verdiği kaygıyla günlerini geçiriyor. Bir yandan
sağlığı hakkında kaygılarını da dile getiren Çiftçi, çalışma izni olan diğer sektörlerde çalışan
kişiler arasında salgının bulaşma oranının arttığını dile getirdi. Özellikle alınan yeni tedbirler,
eğlence mekanlarını ilkine oranla daha fazla etkilemiş durumda. Sonbahar döneminde vakaların
artmasıyla vatandaşlar iyice paniğe kapıldı. Bu durumun etkisinin kapatma bittikten sonra da
devam edeceğini öngören Çiftçi, mekanların küçülmeye gidip daha az çalışanla devam etme
ihtimalini dile getirdi. Bu ihtimalin gerçekleşmesi, 4 milyon 194 bin işsiz vatandaşa sahip
ülkemize yeni işsizler ordusunun katılacağı anlamına geliyor.
750 TL kira yardımı yapmak…
Salgındaki ciddiyete rağmen AVM ve spor salonları gibi kapalı mekanların hâlen açık olması,
eğlence sektörüne yönelik ayrımcılığı gözler önüne seriyor. Çeşitli kısıtlamalarla başı belada
olan eğlence mekanları işletmecileri, oldukça zor günler geçiriyor. Berk Can Horozgil de bu
işletmecilerden biri. Kadıköy Nor’un işletmeciliğini yapan Horozgil, paket servis kararının bu
sektöre yönelik hiçbir fayda sağlamadığını dile getirdi. Paket servisine geçen mekanların
cirolarında eskiye oranla çok büyük bir düşüş söz konusu. Bir ayda yapılacak cironun
maksimum 10’da 1’ini zorla yapan eğlence mekanları, adeta bataklığa saplanmış durumda.
Devletin yardımlarının son derece yetersiz olduğunu dile getiren Horozgil, bu durumu “750 TL
kira yardımı yapmak Türkiye için çok komik bir rakam. Kaldı ki çoğu restoran bundan
yararlanamıyor.” sözleriyle açıkladı. Yarı zamanlı çalışanlar aylardır işsiz ve sadece İstanbul’da
yer alan mekanlarda yarı zamanlı çalışan oranı yüzde 45.9. Bu rakam, sektörün neredeyse
yarısının bu dönemde işsiz olduğunu gösteriyor. Yarı zamanlı çalışanların devletten hiçbir
destek alamadığını da dile getiren Horozgil, sektörün yaşadığı zor durumu tekrardan açıklığa
kavuşturdu. Eğlence mekanlarının paket servisi yapabilmesine karşın, verdikleri bu hizmetin
içine alkollü içecek dahil etmeleri kesinlikle yasak. Horozgil, bu durumun eğlence mekanlarını
oldukça zora soktuğunu dile getirdi. Bar ruhsatına sahip eğlence mekanlarının durumu ise içler
acısı. Kağıt üzerinde 15 Mart 2019 tarihinden itibaren bar olarak geçen bu mekanlar, pandemi
döneminin başlangıcından beri tamamen kapalı durumda. Sektörde yaşanan bu zor duruma
rağmen devletin hiçbir şekilde kolaylık sağlamadığını bir kez daha dile getirdi. Yaşanan bunca
zorluğa rağmen krediler ve borçlar devam ediyor. İş yapmakta oldukça zorlanan sektör esnafı,
elindeki birikmişi borçlarına ve kredilerine harcıyor. Bunun sonucunda tükenen birçok işletme
iflas bayrağını çekmek zorunda kalıyor. Önümüzdeki günlerde nasıl bir tablonun sektörü
beklediğini öngöremeyen Horozgil, sektörün öncekinden çok daha derin bir yara aldığını,
bunun sonucunda birçok işletmenin kapısına kilit vuracağını söyledi.