Kızılay'da 25 Down Sendromlu gencin çalıştığı Cafe Down, verdiği profesyonel hizmetle engellerin birbirimize güvenerek aşılabileceğinin kanıtı.
Down sendromu… Hatalı kromozom sayısının sebep olduğu, fiziksel ve zihinsel zararları olan bir farklılık. Her 800 çocuktan birinin başına geliyor. Bizler gibi düşünemiyor, konuşamıyor, algılayamıyor oldukları için onlara “engelli” ismi konmuş toplumda. Bu yüzden insanların büyük kısmı onların fiziksel ve bedensel açıdan sosyalleşemeyecek kadar engelli olduğunu düşünüyor. Fakat onların da en az sağlıklı olarak nitenelen insanlar kadar verimli, istekli ve güçlü olabileceğinin bir kanıtı var; Cafe Down. Ankara, Kızılay’da 2001 yılından beri işletilen bu kafede, down sendromlu ve zihinsel engelli gençlere, meslek sahibi olma ve sosyal hayatın bir parçası olma imkanı sunuluyor. Toplamda 25 gencin, vardiyalı olarak çalıştığı kafenin ticari kaygılar ile işletilmiyor olması, çalışanlarının memnuniyetini müşteri memnuniyetinden daha ön planda tutuyor. Kafenin idaresinden sorumlu memur Ahmet Yaman Bey ile bu işin detayları hakkında sohbet ettik. TİCARİ BİR KURUM DEĞİL Ahmet Bey, buranın özel ve ticari kaygı güden bir kurum olmadığını vurguluyor öncelikle. Amaç; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı olarak çalışan Saray Engelsiz Yaşam Bakım ve Rehabilitasyon merkezindeki, devlet himayesinde bakım ve koruma altında olan kimsesiz engellilerin, sosyal hayata katılmalarını sağlamak ve onları iş dünyasına dahil etmek. Kafenin bütün gelir ve giderlerinin kontrolünü devlet sağlıyor. Çalışan engelliler maaş almasalar da, ay sonunda herbirini mutlu edecek kadar bir harçlık veriliyor kurum tarafından. Benzer amaçlarla çalışan özel kafe örneklerinin de mevcut olduğunu söyleyen Ahmet Yaman, buralarda Cafe Down’dan farklı olarak aile sahibi gençlerin çalıştığını ve ticari kaygılarla işletildiğini belirtiyor. EĞITIM SERTİFİKASI ALDILAR Çalışacak gençler Saray Rehabilitasyon Merkezinde bakım altında olan mevcut 800 birey arasından seçiliyor. Şu an kafenin Ankara’da başka bir şubesinin olmamasından ve bürokratik engellerden dolayı, bu 800 down sendromlu kişiden sadece 25’ine çalışma imkânı verilebiliyor. Fakat kurum, kafede çalışamayanlar için de başka türlü sosyal etkinlikler tasarlamaya çalışıyor. Bu 25 kişi, rehabilitasyon merkezindeki eğitmen ve psikologlardan oluşan bir heyet tarafından, hastaların sosyal alanlarda çalışabilirlik durumuna göre belirleniyor. Daha sonra ise yaklaşık iki aylık sertifikalı eğitim süreçleri başlıyor. Ankara Turizm Otelcilik ve Meslek Lisesi’nde öğretmen ve gönüllü öğrenciler tarafından verilen bulaşık yıkama, çay demleme, servis yapma, müşteri karşılama, temizlik gibi eğitimlerin ardından, zihinsel ve bedensel engelli gençler, yarım günlük vardiyalar şeklinde kafede çalışmaya başlıyor. Eğitim döneminin çok önemli olduğunu belirten Ahmet Yaman, süreci şu cümlelerle açıklıyor; “Eğitimin ilk dönemleri hem eğitmenler hem de hastalar açısından zorlayıcı olabiliyor. Öğrendikleri işlere ve etraflarındaki insanlara karşı yabancı oluşları, ilk anlarda hastalara yapamayacaklarını düşündürüyor, küsüp ağlayanlar bile olabiliyor. Fakat bunun önüne geçmek için ekibin kaynaşmasını sağlayacak etkinlikler yapılıyor ve bu sayede hem sosyalleşmenin ilk adımlarını atmış oluyorlar, hem de öğrendikleri iş üzerine düşünmeye, fikir yürütmeye ve özen göstermeye çabalıyorlar”. ÇALIŞMAYA ÖDÜL GÖZÜYLE BAKIYORLAR Kafede çalışma fikrinden korkup, başaramayıp bırakan oluyor mu sorusu, Ahmet Bey’i çok şaşırtıyor. Çünkü hasta gençlere göre, burada çalışmak emekleri ve başarıları sonucunda aldıkları bir ödül. Hatta vardiya yazılmadığında, yanlış bir şey yapıp ceza almış olduklarından şüpheleniyorlar. Bunda hem birşeyler başarmanın onlara çok özgüvenli hissettirmesinin hem de müşterilerin sıcak tavrının etkisinin olduğunu söyleyen Ahmet Yaman; “Kafede çalışan gençlerimiz işlerine çok bağlılar ve görevleri bitene kadar asla çabalamayı bırakmıyorlar. Kendilerini topluma faydalı bireyler olarak görüyorlar. Bu motivasyonun oluşmasında müşterilerimizin ilgisi çok etkili, neyse ki bugüne kadar hasta gençlerimizi üzecek bir tavırla karşılaşmadık.” diyor. Çalışanlar ile idarecilerin birbirlerine "kızım, oğlum, ağabey, abla" diye hitap ettikleri bu sıcak çalışma ortamında bulunmak, hem down sendromlu gençlerin kendilerine olan güvenini artıyor hem de ziyaretçilerin engelli bireylerle ilgili önyargılarının kırılmasını sağlıyor. Onlar aslında insanların büyük kısmının sandığı gibi, düşünme ve öğrenme imkansızlığı yaşayan bireyler değil. Fırsat verildiğinde, sağlıklı insanlar kadar üretici, azimli ve verimli olabiliyorlar. Bu kafeye sadece bir kere uğrayarak bile, onların sosyal ve ekonomik hayata dahil olmasını sağlayabilirsiniz. Cafe Down Adres: Kızılay Mahallesi, Atatürk Bulvarı, No 76/A, Çankaya, Ankara Telefon: 0312 4185012 Cafe Down Foursquare Kaynakça Cafe Down İdaresinden Sorumlu Memur Ahmet Yaman ve Çalışanlar http://sarayengelsizyasam-aile.gov.tr/ |