Sosyal Medyanın “Psikolojisi” Covid-19’ la Değişiyor
Can Erkazancı, Gaye Hakkıoğlu
Sosyal medya kullanımının insanın ruh sağlığı üzerine etkileri ile ilgili son yıllarda birçok çalışma yürütülüyor. Covid-19’un dünya gündemine girmesiyle birlikte sosyal medya kullanım oranlarında büyük artışlarla birlikte kullanım amaçlarında da değişiklikler gözlemlenmeye başladı.
Önceleri stres, yeme bozukluğu, anksiyete, depresyon gibi negatif etkilerle bağdaştırılan sosyal medya kullanımı Covid-19’da kısıtlanan sosyallik yüzünden bir zorunluluk halini de aldı. Sosyallik insan sağlığının en önemli ihtiyaçlarından biri olduğuna göre, Covid-19 sürecinde ekranlar aracılığıyla da olsa sosyal medya en büyük iletişim kanalımız oldu. İstatistiklere göre dünya genelinde sosyal medya kullanımında 27% artış gözlemlenirken, sosyal medya kullanımı negatif etkilerini yerini olumlularına bırakmaya başladı.
İnsanların birbirine duygusal destek verebileceği bir zemin
Covid-19 insanların duygusal desteğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğu bir süreç oldu. Karantina dönemleri ve sosyal mesafe uygulamaları insanların hem fiziksel hem de duygusal açıdan yalnızlaşmasına neden oldu. Sosyal medya ise bu süreçte insan ilişkilerinde köprü görevi üstlendi. Psikolog Seray Demiray Covid-19 sürecinde sağlık personellerine zoom üzerinden online psikolojik destek veren bir ekipte görev alıyor. Demiray: “Bu süreçte sosyal medya platformu çok daha aktif bir şekilde kullanıldı ve insanların birbirine duygusal destek verebileceği bir zemin oluşturdu. Bunun çok değerli olduğunu düşünüyorum.” Bütün dünyanın Covid-19’ dan benzer şekillerde etkilendiği göz önüne alındığında, insanlar sosyal medyada gördükleri ve yaptıkları paylaşımlarla yalnız olmadıklarını hatırlıyor. Bu durum da insanlar arasında manevi olarak bir birleşme ve bütünlük sağlıyor. Kısaca herkesin hemen hemen aynı süreçlerden geçtiğini gözlemleyebilme şansını Covid-19 ve karantina dönemlerinde bize sosyal medya tanıyor. İstatistiklere göre dünya genelinde sosyal medya kullanım oranlarında Covid-19 sonrasında 27% artış gözlemleniyor.
Yeni hobiler mi ediniyoruz?
Bu süreçte sosyal medya insanların entelektüel gelişimlerine de katkıda bulundu. Karantina süreçlerinde evlerini terk edemeyen insanlar zaman zaman motivasyon sorunları yaşasa da yeni hobiler geliştirmek isteyenlere sosyal medya platformları büyük şanslar tanıdı. Demiray: “İlgilendiğimiz konuyla ilgili meslektaşlarımızı takip edebiliyoruz, herhangi bir konuda modelleyebileceğimiz birini takip edebiliyoruz ve böylece sosyal medya hem motivasyonu hem de bilgi birikimini arttırma imkanı sağlıyor.” Bununla ilgili bir başka örneği ise Instagram’da fotoğraf içeriği üreterek geniş kitlelere hitap eden Sezgi Olgaç aktardı. Olgaç: “ Erişime açılan konserler, film platformları, kitap arşivleri gibi kaynaklar bolca beslenmemi sağladı. Kendi paylaşımlarımda bu gibi kaynaklardan beslenebilecek zamanı yaratmak işim için çok önemliydi ve gereken vaktin oluşması benim için sevindirici oldu.” İnsanların sürekli ertelediği ve günlük hayatın yoğun temposundan bir türlü sıra bulamadıkları aktivitelerin önü Covid-19 süreciyle birlikte açılmış oldu. Bunun yanı sıra YouTube ve Netflix gibi video içerik platformlarında “party modu” seçenekleriyle birlikte kullanıcılar eş zamanlı film ve dizi izleyerek birlikte bir aktivite yapabilme imkanına ulaştı. Bu platformlar ABD’ de 2 Şubat 2020 ve 1 Mart tarihleri arasında en çok tercih edilen video içerik platformları oldu. Kullanım rakamlarında ciddi artışlar gözlemlenirken, yayıncı şirketlerin gösterime girecek filmleri sinema salonlarının kapanmasıyla birlikte bu platformlardan yayınladıklarını gördük.
Sosyal Medya ve Haberleşme
İtalya’ da caddeler boşken balkonlardan gelen enstrüman sesleri... Hatırlıyor musunuz? Karantina sürecinde İtalya’ da insanların balkonlara çıkıp hep bir ağızdan şarkı söyledikleri videolar geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan en güzel görüntülerdendi. Sosyal medya kullanımı sayesinde biz de evlerimizden bu görüntülere tanıklık edebildik. Yalnızca tanıdığımız insanlarla sınırlı kalmadık, sosyal medya sayesinde dünyanın birçok yerinde olup biten gelişmelerden haberdar olduk. Bu gibi haberleşme imkanları insanların ruhsal olarak beslenmesini sağladığı gibi, aynı zamanda evlerinde ne gibi aktiviteler yapabilecekleriyle ilgili de bolca fikir alışveriş ortamı yaratmış oldu. Demiray: “Covid-19 döneminde pek çok uzmanın özveriyle yaptığı canlı yayınlar sayesinde insanlar diledikleri konuda bilgilenme fırsatı yakaladılar. Hem zaman hem de ekonomik açıdan ulaşmaları güç olan uzman kişilere ulaşıp farklı konularda bilgi edinme fırsatını da sosyal medya sayesinde yakaladılar.” Eski şartlarda üretilmediği kadar çok haber ve içerik üretimiyle sosyal medya bilgiye ulaşmada ve gündem takibinde bir numaralı tercih haline geldi.
Öğrencilerin Karantinaya Adaptasyonu Kolaylaştı
Eğitim kurumları da karantina sürecine hızlı bir şekilde adapte oldu. Eba Tv lise dönemine kadar olan eğitim içeriklerini kapsayan bir kanal olarak 2020 yılında Türkiye’ de en çok aratılan kelimeler listesinde ilk sırada yer aldı. Bununla birlikte sosyal medya sayesinde çevreler birbirleriyle iletişim kurabildikleri farklı zeminler yaratmaya başladı. Son zamanlarda iyice popülerleşen ‘çevrimiçi çalışma’ etkinlikleri öğrencilerin yalnız çalışmasını önleyip grup olarak çalışabilme imkanı da sağladı. Bu sistem Zoom, Youtube gibi ücretsiz platformlarda canlı yayın açarak, tıpkı kütüphanedeymiş gibi bir çalışma ortamı edinmenizi sağlıyor. Konuşmak dışında kamera aracılığıyla birliktelik hissiyatını pekiştiren bu aktivite, son zamanlarda öğrenciler arasında popüler olarak kullanılmakta.
İnsanların birbirine duygusal destek verebileceği bir zemin
Covid-19 insanların duygusal desteğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğu bir süreç oldu. Karantina dönemleri ve sosyal mesafe uygulamaları insanların hem fiziksel hem de duygusal açıdan yalnızlaşmasına neden oldu. Sosyal medya ise bu süreçte insan ilişkilerinde köprü görevi üstlendi. Psikolog Seray Demiray Covid-19 sürecinde sağlık personellerine zoom üzerinden online psikolojik destek veren bir ekipte görev alıyor. Demiray: “Bu süreçte sosyal medya platformu çok daha aktif bir şekilde kullanıldı ve insanların birbirine duygusal destek verebileceği bir zemin oluşturdu. Bunun çok değerli olduğunu düşünüyorum.” Bütün dünyanın Covid-19’ dan benzer şekillerde etkilendiği göz önüne alındığında, insanlar sosyal medyada gördükleri ve yaptıkları paylaşımlarla yalnız olmadıklarını hatırlıyor. Bu durum da insanlar arasında manevi olarak bir birleşme ve bütünlük sağlıyor. Kısaca herkesin hemen hemen aynı süreçlerden geçtiğini gözlemleyebilme şansını Covid-19 ve karantina dönemlerinde bize sosyal medya tanıyor. İstatistiklere göre dünya genelinde sosyal medya kullanım oranlarında Covid-19 sonrasında 27% artış gözlemleniyor.
Yeni hobiler mi ediniyoruz?
Bu süreçte sosyal medya insanların entelektüel gelişimlerine de katkıda bulundu. Karantina süreçlerinde evlerini terk edemeyen insanlar zaman zaman motivasyon sorunları yaşasa da yeni hobiler geliştirmek isteyenlere sosyal medya platformları büyük şanslar tanıdı. Demiray: “İlgilendiğimiz konuyla ilgili meslektaşlarımızı takip edebiliyoruz, herhangi bir konuda modelleyebileceğimiz birini takip edebiliyoruz ve böylece sosyal medya hem motivasyonu hem de bilgi birikimini arttırma imkanı sağlıyor.” Bununla ilgili bir başka örneği ise Instagram’da fotoğraf içeriği üreterek geniş kitlelere hitap eden Sezgi Olgaç aktardı. Olgaç: “ Erişime açılan konserler, film platformları, kitap arşivleri gibi kaynaklar bolca beslenmemi sağladı. Kendi paylaşımlarımda bu gibi kaynaklardan beslenebilecek zamanı yaratmak işim için çok önemliydi ve gereken vaktin oluşması benim için sevindirici oldu.” İnsanların sürekli ertelediği ve günlük hayatın yoğun temposundan bir türlü sıra bulamadıkları aktivitelerin önü Covid-19 süreciyle birlikte açılmış oldu. Bunun yanı sıra YouTube ve Netflix gibi video içerik platformlarında “party modu” seçenekleriyle birlikte kullanıcılar eş zamanlı film ve dizi izleyerek birlikte bir aktivite yapabilme imkanına ulaştı. Bu platformlar ABD’ de 2 Şubat 2020 ve 1 Mart tarihleri arasında en çok tercih edilen video içerik platformları oldu. Kullanım rakamlarında ciddi artışlar gözlemlenirken, yayıncı şirketlerin gösterime girecek filmleri sinema salonlarının kapanmasıyla birlikte bu platformlardan yayınladıklarını gördük.
Sosyal Medya ve Haberleşme
İtalya’ da caddeler boşken balkonlardan gelen enstrüman sesleri... Hatırlıyor musunuz? Karantina sürecinde İtalya’ da insanların balkonlara çıkıp hep bir ağızdan şarkı söyledikleri videolar geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan en güzel görüntülerdendi. Sosyal medya kullanımı sayesinde biz de evlerimizden bu görüntülere tanıklık edebildik. Yalnızca tanıdığımız insanlarla sınırlı kalmadık, sosyal medya sayesinde dünyanın birçok yerinde olup biten gelişmelerden haberdar olduk. Bu gibi haberleşme imkanları insanların ruhsal olarak beslenmesini sağladığı gibi, aynı zamanda evlerinde ne gibi aktiviteler yapabilecekleriyle ilgili de bolca fikir alışveriş ortamı yaratmış oldu. Demiray: “Covid-19 döneminde pek çok uzmanın özveriyle yaptığı canlı yayınlar sayesinde insanlar diledikleri konuda bilgilenme fırsatı yakaladılar. Hem zaman hem de ekonomik açıdan ulaşmaları güç olan uzman kişilere ulaşıp farklı konularda bilgi edinme fırsatını da sosyal medya sayesinde yakaladılar.” Eski şartlarda üretilmediği kadar çok haber ve içerik üretimiyle sosyal medya bilgiye ulaşmada ve gündem takibinde bir numaralı tercih haline geldi.
Öğrencilerin Karantinaya Adaptasyonu Kolaylaştı
Eğitim kurumları da karantina sürecine hızlı bir şekilde adapte oldu. Eba Tv lise dönemine kadar olan eğitim içeriklerini kapsayan bir kanal olarak 2020 yılında Türkiye’ de en çok aratılan kelimeler listesinde ilk sırada yer aldı. Bununla birlikte sosyal medya sayesinde çevreler birbirleriyle iletişim kurabildikleri farklı zeminler yaratmaya başladı. Son zamanlarda iyice popülerleşen ‘çevrimiçi çalışma’ etkinlikleri öğrencilerin yalnız çalışmasını önleyip grup olarak çalışabilme imkanı da sağladı. Bu sistem Zoom, Youtube gibi ücretsiz platformlarda canlı yayın açarak, tıpkı kütüphanedeymiş gibi bir çalışma ortamı edinmenizi sağlıyor. Konuşmak dışında kamera aracılığıyla birliktelik hissiyatını pekiştiren bu aktivite, son zamanlarda öğrenciler arasında popüler olarak kullanılmakta.
29 Aralık 2019 gününden 1 Marta kadar olan süreçte iş ve eğitim uygulamalarının indirilme oranlarında 2019 yılına göre 2 katından fazla bir artış gözlemleniyor. Sosyal mesafe için bir çözüm olan bu uygulamalar insanların işlerini evlerinden yürütebilmesini sağlarken, virüse yakalanma ihtimalini de önemli ölçüde azaltan bir etken oluyor.
Maskelerimiz mi düşüyor?
Pandemi sürecinde sosyal medya kullanım alışkanlıkları hem içerik, hem de amaç olarak değişim gösterdi. Amerika ve İngiltere’deki kullanıcıların sosyal medya deneyimleri istatistiklerine göre Covid-19 öncesi döneme kıyasla kullanıcıların karşılaştığı sıkıntıları ve sorunları sosyal medyadan paylaşma oranlarında 30% artış gözlemlendi. Sosyal medya kullanımında pozitif değişim gösteren bir başka konu ise insanların kendilerini olduklarından farklı biri gibi gösterme çabasının yerini doğallığa ve samimiyete bırakması oldu. Demiray: “Sosyal medyada insanlar kendilerini olduklarından farklı bir şekilde ifade etmeyi seçiyorlardı. Pandemi sürecinden sonra bunun da farklılaştığını düşünüyorum. Daha samimi, ev halleriyle, doğal ve içten paylaşımlarda artış gözlemleniyor.” Böyle olduğu zaman da samimiyetten söz etmeyi mümkün kılıyor. Bugüne kadar insan ruh sağlığı üzerinde çoğunlukla negatif etkilerinden bahsedilen sosyal medyanın, dünyayı etkisi altına alan pandemiyle birlikte yerini olumlularına bırakacağını kim tahmin edebilirdi?
Kaynaklar:
Sözlü Kaynaklar:
https://www.bbc.com/news/technology-54901083
https://www.thebrandonagency.com/blog/covid-19s-impact-on-social-media-usage/
https://www.appannie.com/en/insights/market-data/coronavirus-impact-mobile-economy/
https://www.globalwebindex.com/hubfs/2019_theme/GWI%20Coronavirus%20findings%20-%20Travel%20and%20Comuting.pdf
https://www.mmaglobal.com/files/18._how_covid_-_19_is_affecting_the_mobile_and_digital_world_-_turkish.pdf
29 Aralık 2019 gününden 1 Marta kadar olan süreçte iş ve eğitim uygulamalarının indirilme oranlarında 2019 yılına göre 2 katından fazla bir artış gözlemleniyor. Sosyal mesafe için bir çözüm olan bu uygulamalar insanların işlerini evlerinden yürütebilmesini sağlarken, virüse yakalanma ihtimalini de önemli ölçüde azaltan bir etken oluyor.
Maskelerimiz mi düşüyor?
Pandemi sürecinde sosyal medya kullanım alışkanlıkları hem içerik, hem de amaç olarak değişim gösterdi. Amerika ve İngiltere’deki kullanıcıların sosyal medya deneyimleri istatistiklerine göre Covid-19 öncesi döneme kıyasla kullanıcıların karşılaştığı sıkıntıları ve sorunları sosyal medyadan paylaşma oranlarında 30% artış gözlemlendi. Sosyal medya kullanımında pozitif değişim gösteren bir başka konu ise insanların kendilerini olduklarından farklı biri gibi gösterme çabasının yerini doğallığa ve samimiyete bırakması oldu. Demiray: “Sosyal medyada insanlar kendilerini olduklarından farklı bir şekilde ifade etmeyi seçiyorlardı. Pandemi sürecinden sonra bunun da farklılaştığını düşünüyorum. Daha samimi, ev halleriyle, doğal ve içten paylaşımlarda artış gözlemleniyor.” Böyle olduğu zaman da samimiyetten söz etmeyi mümkün kılıyor. Bugüne kadar insan ruh sağlığı üzerinde çoğunlukla negatif etkilerinden bahsedilen sosyal medyanın, dünyayı etkisi altına alan pandemiyle birlikte yerini olumlularına bırakacağını kim tahmin edebilirdi?
Kaynaklar:
Sözlü Kaynaklar:
https://www.bbc.com/news/technology-54901083
https://www.thebrandonagency.com/blog/covid-19s-impact-on-social-media-usage/
https://www.appannie.com/en/insights/market-data/coronavirus-impact-mobile-economy/
https://www.globalwebindex.com/hubfs/2019_theme/GWI%20Coronavirus%20findings%20-%20Travel%20and%20Comuting.pdf
https://www.mmaglobal.com/files/18._how_covid_-_19_is_affecting_the_mobile_and_digital_world_-_turkish.pdf
Maskelerimiz mi düşüyor?
Pandemi sürecinde sosyal medya kullanım alışkanlıkları hem içerik, hem de amaç olarak değişim gösterdi. Amerika ve İngiltere’deki kullanıcıların sosyal medya deneyimleri istatistiklerine göre Covid-19 öncesi döneme kıyasla kullanıcıların karşılaştığı sıkıntıları ve sorunları sosyal medyadan paylaşma oranlarında 30% artış gözlemlendi. Sosyal medya kullanımında pozitif değişim gösteren bir başka konu ise insanların kendilerini olduklarından farklı biri gibi gösterme çabasının yerini doğallığa ve samimiyete bırakması oldu. Demiray: “Sosyal medyada insanlar kendilerini olduklarından farklı bir şekilde ifade etmeyi seçiyorlardı. Pandemi sürecinden sonra bunun da farklılaştığını düşünüyorum. Daha samimi, ev halleriyle, doğal ve içten paylaşımlarda artış gözlemleniyor.” Böyle olduğu zaman da samimiyetten söz etmeyi mümkün kılıyor. Bugüne kadar insan ruh sağlığı üzerinde çoğunlukla negatif etkilerinden bahsedilen sosyal medyanın, dünyayı etkisi altına alan pandemiyle birlikte yerini olumlularına bırakacağını kim tahmin edebilirdi?
Kaynaklar:
Sözlü Kaynaklar:
- Psikolog Seray Demiray – Röportaj
- Sezgi Olgaç – Röportaj
https://www.bbc.com/news/technology-54901083
https://www.thebrandonagency.com/blog/covid-19s-impact-on-social-media-usage/
https://www.appannie.com/en/insights/market-data/coronavirus-impact-mobile-economy/
https://www.globalwebindex.com/hubfs/2019_theme/GWI%20Coronavirus%20findings%20-%20Travel%20and%20Comuting.pdf
https://www.mmaglobal.com/files/18._how_covid_-_19_is_affecting_the_mobile_and_digital_world_-_turkish.pdf
29 Aralık 2019 gününden 1 Marta kadar olan süreçte iş ve eğitim uygulamalarının indirilme oranlarında 2019 yılına göre 2 katından fazla bir artış gözlemleniyor. Sosyal mesafe için bir çözüm olan bu uygulamalar insanların işlerini evlerinden yürütebilmesini sağlarken, virüse yakalanma ihtimalini de önemli ölçüde azaltan bir etken oluyor.
Maskelerimiz mi düşüyor?
Pandemi sürecinde sosyal medya kullanım alışkanlıkları hem içerik, hem de amaç olarak değişim gösterdi. Amerika ve İngiltere’deki kullanıcıların sosyal medya deneyimleri istatistiklerine göre Covid-19 öncesi döneme kıyasla kullanıcıların karşılaştığı sıkıntıları ve sorunları sosyal medyadan paylaşma oranlarında 30% artış gözlemlendi. Sosyal medya kullanımında pozitif değişim gösteren bir başka konu ise insanların kendilerini olduklarından farklı biri gibi gösterme çabasının yerini doğallığa ve samimiyete bırakması oldu. Demiray: “Sosyal medyada insanlar kendilerini olduklarından farklı bir şekilde ifade etmeyi seçiyorlardı. Pandemi sürecinden sonra bunun da farklılaştığını düşünüyorum. Daha samimi, ev halleriyle, doğal ve içten paylaşımlarda artış gözlemleniyor.” Böyle olduğu zaman da samimiyetten söz etmeyi mümkün kılıyor. Bugüne kadar insan ruh sağlığı üzerinde çoğunlukla negatif etkilerinden bahsedilen sosyal medyanın, dünyayı etkisi altına alan pandemiyle birlikte yerini olumlularına bırakacağını kim tahmin edebilirdi?
Kaynaklar:
Sözlü Kaynaklar:
- Psikolog Seray Demiray – Röportaj
- Sezgi Olgaç – Röportaj
https://www.bbc.com/news/technology-54901083
https://www.thebrandonagency.com/blog/covid-19s-impact-on-social-media-usage/
https://www.appannie.com/en/insights/market-data/coronavirus-impact-mobile-economy/
https://www.globalwebindex.com/hubfs/2019_theme/GWI%20Coronavirus%20findings%20-%20Travel%20and%20Comuting.pdf
https://www.mmaglobal.com/files/18._how_covid_-_19_is_affecting_the_mobile_and_digital_world_-_turkish.pdf