Dadaizm’in 100. Yılında “Mouthgasm” Bilkent Tiyatrosu'nda
Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü 3. sınıf öğrencilerinin sahnelediği ve Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü misafir öğretim üyesi Daniel Irizzary’nin yönettiği “Mouthgasm” adlı oyun, ilk gösterisini 18 Mart Cuma günü Bilkent Üniversitesi Oda Tiyatrosu’nda dadaizmin 100. yılını kutlama çerçevesinde yaptı.
Farklı yaş kesimlerinden izleyiciler oyunun ikinci gösterimi için yerlerini almak üzere salona giriş yapıyorlar.
Ağızdan alınan zevk anlamına gelene “mouthgasm”, yemek yerken çıkarılan bir ses veya bir kelimeyi söylerken alınan haz olarak tanımlanabilir. Dadaizmin akımının 100. yılını kutlamak için hazırlanan oyun, Daniel Irrizary ve Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Laura Butler Rivera’nın hazırladığı durumlar baz alınarak; New Yorklu yazarlar Matthew Paul Olmos, Julia Pearlstein ve David Koteles tarafından kaleme alındı. Patafizik, Absürdizm ve Commedia Dell'arte akımlarının etkileriyle hazırlanan oyunda, yönetmen Irrizary’nin uzmanlık alanı olan "tiyatroda fizik ve hareket" oyunda sıkça kullanılıyor ve izleyicilere hareketin hiç durmadığı bir gösterim sunuyor.
Farklı yaş kesimlerinden izleyiciler oyunun ikinci gösterimi için yerlerini almak üzere salona giriş yapıyorlar.
Ağızdan alınan zevk anlamına gelene “mouthgasm”, yemek yerken çıkarılan bir ses veya bir kelimeyi söylerken alınan haz olarak tanımlanabilir. Dadaizmin akımının 100. yılını kutlamak için hazırlanan oyun, Daniel Irrizary ve Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Laura Butler Rivera’nın hazırladığı durumlar baz alınarak; New Yorklu yazarlar Matthew Paul Olmos, Julia Pearlstein ve David Koteles tarafından kaleme alındı. Patafizik, Absürdizm ve Commedia Dell'arte akımlarının etkileriyle hazırlanan oyunda, yönetmen Irrizary’nin uzmanlık alanı olan "tiyatroda fizik ve hareket" oyunda sıkça kullanılıyor ve izleyicilere hareketin hiç durmadığı bir gösterim sunuyor.
Ağızdan alınan zevk anlamına gelene “mouthgasm”, yemek yerken çıkarılan bir ses veya bir kelimeyi söylerken alınan haz olarak tanımlanabilir. Dadaizmin akımının 100. yılını kutlamak için hazırlanan oyun, Daniel Irrizary ve Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Laura Butler Rivera’nın hazırladığı durumlar baz alınarak; New Yorklu yazarlar Matthew Paul Olmos, Julia Pearlstein ve David Koteles tarafından kaleme alındı. Patafizik, Absürdizm ve Commedia Dell'arte akımlarının etkileriyle hazırlanan oyunda, yönetmen Irrizary’nin uzmanlık alanı olan "tiyatroda fizik ve hareket" oyunda sıkça kullanılıyor ve izleyicilere hareketin hiç durmadığı bir gösterim sunuyor.
“Mouthgasm” Nedir?
Oyun, modern hayata olan eleştiriyi absürd bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle modern yaşamın, insanları ne kadar bencilleştirdiğini gösteren oyun, aynı zamanda cep telefonu kullanımı gibi bazı teknolojik gelişmelerin de olumsuzuklarını yansıtmaya çalışıyor. Oyun henüz ilk sahnesinde, insanların basit nesnelere bile olan aç gözlülüğünü; amacın peynir elde etmek olduğu ve mücadelede üstün gelmek için duyguların ve fiziğin kullanıldığı bir kadın-erkek çatışması örneği ile anlatıyor. Oyunun genel temaları bencillik, insani arzular ve modern hayatın olumsuzlukları olmasına rağmen; oyun insanın yalnızlığından, evrenin sonsuzluğuna pek çok felsefi konuyu da absürd bir dil ve farklı bir sahnelemeyle dokuz kısa skeç halinde izleyicilerin beğenisine sunuyor. İnsanların koyun olarak doğması, cinselliğin başlangıcı, kara delik içine sıkışan insanların çatışması ve internet ortamında tanışan iki insanın buluşması gibi örneklendirmelerden oluşan her bölüm, genel temaları destekler nitelikte.
İkinci Gösteride Neler Oldu?
Oyunun ikinci gösterimine gittiğimizde hatrı sayılır bir kalabalık ile karşı karşıya kalıyoruz. Sahnede mikrofonla oyuncular konuklara uygun yerleri göstererek samimi bir şekilde onları karşılıyorlar. Oyun başlar başlamaz kostümler dikkatinizi çekmeye başlıyor. Örneklendirmelerdeki absürdizm anlayışı, kendini kostüm seçiminde de belli ediyor. Özellikle maske kullanımı, koyun canlandırması yapılan bölümdeki kostüm seçimleri oldukça dikkat çekici. Ayrıca, ışık seçimleri ile yansıtılmak istenen duyguları iyice gözünüze işleyen oyun; sahnede olduğu kadar sahne arkasında da çok özenli bir hazırlık yapıldığını izleyenlere gösteriyor.
Neden Dadizm? Neden Türkiye?
Yönetmen Irizzary, Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım Bölümü’nde habercilik dersi alan öğrencileri ile yaptığı söyleşide, “Haberlere baktığımızda ve Suriye’de yaşananları gördüğümüzde, Donald Trump gibi insanlardan oy isteyen birini gördüğümüzde, insan mantığının çok iyi işlemediğini görebiliyoruz. Bu yüzden şans, mantık kullanımana nazaran daha iyi bir seçim.” ifadelerini kullanarak Dadizm akımını basit şekilde açıkladı. Şans faktörünün oyunun hazırlanış sürecinde de kullanıldığı söyleyen Irizzary, oyunun kostümlerinde absürd akımın etkilerini görebileceğimizi vurguladı.
Daha önce sevilen Ankara dizisi Behzat Ç.’de rol alan oyuncu Efe Çetinel, Daniel Irizzary gibi birebir bütün oyuncularla ilgilenen bir yönetmen ile çalışmanın bir ayrıcalık olduğunu dile getirdi ve ilk oyunun ardından seyircilerden çok güzel geri bildirimler aldığını belirtti. Yetenekli oyuncu bu oyuna bir buçuk ay gibi kısa bir sürede hazırlandıklarını da sözlerine ekledi.
Bilkent Tiyatrosu, Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü öğrencileri ve öğretim üyelerinden oluşuyor. Bilkent Tiyatro Bölümü 3. Sınıf öğrencileri Efe Çetinel, Elif Kaman, Berkay Şekerci, Faysal Can Dakni, Barkın Kenan, Pelin Şahin, Emrullah Çakay, Alper Çankaya, ve Gülçin Kültür'ün rol aldığı oyunun yönetmen yardımcılığını Laura Butler Rivera, ışık tasarımını Yılmaz Ertekin, ses tasarımını Beliz Lila Özkazanç, kostüm tasarımını Elif Uysal, afiş tasarımını ise Mobileo Mobilei üstlendi.
Oyun 18 Mart, 23 Mart, 30 Mart, 6 Nisan, 13 Nisan, 20 Nisan'da saat 20:00’de Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Oda Tiyatrosu’nda izlenebilir. Oyunun biletleri Biletiva’dan 15 TL’ye temin edilebiliyor. Ayrıntılı bilgi için www.bilkenttiyatro.com
NOT: Oyun İngilizce olarak oynanmaktadır. 18 yaş üstü seyirciler içindir.
Oyun, modern hayata olan eleştiriyi absürd bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle modern yaşamın, insanları ne kadar bencilleştirdiğini gösteren oyun, aynı zamanda cep telefonu kullanımı gibi bazı teknolojik gelişmelerin de olumsuzuklarını yansıtmaya çalışıyor. Oyun henüz ilk sahnesinde, insanların basit nesnelere bile olan aç gözlülüğünü; amacın peynir elde etmek olduğu ve mücadelede üstün gelmek için duyguların ve fiziğin kullanıldığı bir kadın-erkek çatışması örneği ile anlatıyor. Oyunun genel temaları bencillik, insani arzular ve modern hayatın olumsuzlukları olmasına rağmen; oyun insanın yalnızlığından, evrenin sonsuzluğuna pek çok felsefi konuyu da absürd bir dil ve farklı bir sahnelemeyle dokuz kısa skeç halinde izleyicilerin beğenisine sunuyor. İnsanların koyun olarak doğması, cinselliğin başlangıcı, kara delik içine sıkışan insanların çatışması ve internet ortamında tanışan iki insanın buluşması gibi örneklendirmelerden oluşan her bölüm, genel temaları destekler nitelikte.
İkinci Gösteride Neler Oldu?
Oyunun ikinci gösterimine gittiğimizde hatrı sayılır bir kalabalık ile karşı karşıya kalıyoruz. Sahnede mikrofonla oyuncular konuklara uygun yerleri göstererek samimi bir şekilde onları karşılıyorlar. Oyun başlar başlamaz kostümler dikkatinizi çekmeye başlıyor. Örneklendirmelerdeki absürdizm anlayışı, kendini kostüm seçiminde de belli ediyor. Özellikle maske kullanımı, koyun canlandırması yapılan bölümdeki kostüm seçimleri oldukça dikkat çekici. Ayrıca, ışık seçimleri ile yansıtılmak istenen duyguları iyice gözünüze işleyen oyun; sahnede olduğu kadar sahne arkasında da çok özenli bir hazırlık yapıldığını izleyenlere gösteriyor.
Neden Dadizm? Neden Türkiye?
Yönetmen Irizzary, Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım Bölümü’nde habercilik dersi alan öğrencileri ile yaptığı söyleşide, “Haberlere baktığımızda ve Suriye’de yaşananları gördüğümüzde, Donald Trump gibi insanlardan oy isteyen birini gördüğümüzde, insan mantığının çok iyi işlemediğini görebiliyoruz. Bu yüzden şans, mantık kullanımana nazaran daha iyi bir seçim.” ifadelerini kullanarak Dadizm akımını basit şekilde açıkladı. Şans faktörünün oyunun hazırlanış sürecinde de kullanıldığı söyleyen Irizzary, oyunun kostümlerinde absürd akımın etkilerini görebileceğimizi vurguladı.
Daha önce sevilen Ankara dizisi Behzat Ç.’de rol alan oyuncu Efe Çetinel, Daniel Irizzary gibi birebir bütün oyuncularla ilgilenen bir yönetmen ile çalışmanın bir ayrıcalık olduğunu dile getirdi ve ilk oyunun ardından seyircilerden çok güzel geri bildirimler aldığını belirtti. Yetenekli oyuncu bu oyuna bir buçuk ay gibi kısa bir sürede hazırlandıklarını da sözlerine ekledi.
Bilkent Tiyatrosu, Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü öğrencileri ve öğretim üyelerinden oluşuyor. Bilkent Tiyatro Bölümü 3. Sınıf öğrencileri Efe Çetinel, Elif Kaman, Berkay Şekerci, Faysal Can Dakni, Barkın Kenan, Pelin Şahin, Emrullah Çakay, Alper Çankaya, ve Gülçin Kültür'ün rol aldığı oyunun yönetmen yardımcılığını Laura Butler Rivera, ışık tasarımını Yılmaz Ertekin, ses tasarımını Beliz Lila Özkazanç, kostüm tasarımını Elif Uysal, afiş tasarımını ise Mobileo Mobilei üstlendi.
Oyun 18 Mart, 23 Mart, 30 Mart, 6 Nisan, 13 Nisan, 20 Nisan'da saat 20:00’de Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Oda Tiyatrosu’nda izlenebilir. Oyunun biletleri Biletiva’dan 15 TL’ye temin edilebiliyor. Ayrıntılı bilgi için www.bilkenttiyatro.com
NOT: Oyun İngilizce olarak oynanmaktadır. 18 yaş üstü seyirciler içindir.