İç Güvenlik Yasası Bilkent'te Tartışılıyor
Kamuoyunda “İç
Güvenlik Paketi” olarak bilinen kanun tasarısı 27 Mart’ta TBMM genel kurulunda
kabul edilerek yasalaştı. Paket bazı kesimlerden sert eleştiriler alsa da
paketi destekleyenler de mevcut. Bilkent Üniversitesi öğrencileri de
özgürlüklerin kısıtlanacağına inananlar ile güven ortamının pekişeceğini
düşünenler olarak ikiye bölünmüş durumda.
“İç Güvenlik Paketi” olarak bilinen Polis Vazife ve Salahiyet Kanunun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın ilk 10 maddesi mecliste sert tartışmalar eşliğinde oylanarak kabul edilmişti. Hükümetin önerdiği tasarıyı CHP, MHP ve HDP grupları protesto etmiş, madde madde oylanan tasarının görüşmeleri tıkanınca tasarı komisyona çekilmişti. İç güvenlik paketi 63 maddesi çıkarıldıktan sonra 69 madde olarak yasalaştı.
“Polis yargıdan rol çalıyor”
Yeni yasaya göre kolluk amirinin sözlü emriyle, daha sonradan yazılı olarak teyit edilmek üzere, üst araması ve araç içi araması hâkim kararı gerekmeksizin yapılabilecek. Yapılan aramalar 24 saat içinde hâkim onayına sunulacak. Yapılan dinlemelerin hâkim onayına sunulması için tanınan süre ise 24 saatten 48 saate çıkarıldı. Kimya bölümü son sınıf öğrencisi Seda’nın konuyla ilgili yorumu birçok arkadaşının görüşlerini özetler nitelikte: “Birinin üstünü ya da aracını aramak kişisel özgürlüklerle ilgili bir mesele. Bir kişinin özgürlüğüne müdahale edilebileceğine dair kararı yargı unsurlarının vermesi gerekir. Bu yasayla polis yargıdan rol çalıyor.”
Polisin kararlarına güven oranı düşük
Terör örgütüyle bağlantılı toplantı ve yürüyüşlerde gizlenmek amacıyla yüzünü kapatanlara üç yıldan başlamak üzere hapis cezası uygulanacak. Molotof gibi yanıcı veya patlayıcı maddeler kullanarak kişilere ya da binalara saldıran veya saldırmaya teşebbüs edenlere karşı polise silah kullanma yetkisi de veriliyor. Daha önce polisin silah kullanma yetkisi yalnızca meşru müdafaa veya yargı hakkında yakalama kararı bulunan kişilerin ele geçirilmesi için gerekli olduğu anlarla sınırlıydı.
Öğrenciler arasında polisin elindeki yetkiyi kötüye kullanmaya yatkın olduğunu düşünenler oldukça fazla. Gezi olayları sırasında polis müdahalesiyle yaşamını yitiren kişiler bu düşünceye dayanak oluşturuyor. Olumsuz düşünenlerin yanı sıra polisin silah kullanma yetkisinin artırılmasına sıcak bakanlar da var. Siyaset bilimi üçüncü sınıf öğrencisi Kerem “Polisin suçu gerçekleşmeden önlemek için hiçbir caydırıcı yetkisi yok. Terör eylemlerini gerçekleştirenler bunun bilincindeler ve bu durumdan faydalanıyorlar. Elinde Molotof olan, yüzünü kapatan birinin niyeti açıktır. Müdahale etmek için birilerine zarar vermesini beklemek masum insanların hayatlarına mal oluyor.” şeklinde konuştu.
Yasa bir planın parçası mı?
Yasaya karşı çıkanlar da destekleyenler de bu yasanın Yeni Türkiye söyleminin gerçekleşmesi yolunda bir adım olduğunda hem fikir. Destekleyenler terör eylemlerinin engellenmesi ile ülkede huzur ve barışın sağlanması adına bu yasanın faydalı olacağını düşünüyorlar. Elektronik mühendisliği son sınıf öğrencisi Can “Türkiye’nin şu aşamada en çok ekonomide büyümeye ve toplum huzurunun sağlanmasına ihtiyacı var. İki koldan da sürekli adımlar atılıyor. Bu yasa da onlardan biri.” diyor.
Yasaya karşı çıkan Uluslararası İlişkiler son sınıf öğrencisi Selin konuyla ilgili “Ülkede tüm yetkiler bir elde toplanılmaya çalışılıyor. Karar alma ve yürütme mekanizmalarında yargı denetimi ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Son dönemde bu amaca hizmet eden yasalardan biri de bu.” dedi.
Bilkent Üniversitesi öğrencileri arasında yasayla ilgili baskın bir görüş bulunmamakta. Karşı olanlar kişisel özgürlüklerle ilgili kaygılarını dile getiriyorlar. Yasayı faydalı bulanlarsa barış ortamına katkı sağlayacağını düşünüyorlar.
“İç Güvenlik Paketi” olarak bilinen Polis Vazife ve Salahiyet Kanunun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın ilk 10 maddesi mecliste sert tartışmalar eşliğinde oylanarak kabul edilmişti. Hükümetin önerdiği tasarıyı CHP, MHP ve HDP grupları protesto etmiş, madde madde oylanan tasarının görüşmeleri tıkanınca tasarı komisyona çekilmişti. İç güvenlik paketi 63 maddesi çıkarıldıktan sonra 69 madde olarak yasalaştı.
“Polis yargıdan rol çalıyor”
Yeni yasaya göre kolluk amirinin sözlü emriyle, daha sonradan yazılı olarak teyit edilmek üzere, üst araması ve araç içi araması hâkim kararı gerekmeksizin yapılabilecek. Yapılan aramalar 24 saat içinde hâkim onayına sunulacak. Yapılan dinlemelerin hâkim onayına sunulması için tanınan süre ise 24 saatten 48 saate çıkarıldı. Kimya bölümü son sınıf öğrencisi Seda’nın konuyla ilgili yorumu birçok arkadaşının görüşlerini özetler nitelikte: “Birinin üstünü ya da aracını aramak kişisel özgürlüklerle ilgili bir mesele. Bir kişinin özgürlüğüne müdahale edilebileceğine dair kararı yargı unsurlarının vermesi gerekir. Bu yasayla polis yargıdan rol çalıyor.”
Polisin kararlarına güven oranı düşük
Terör örgütüyle bağlantılı toplantı ve yürüyüşlerde gizlenmek amacıyla yüzünü kapatanlara üç yıldan başlamak üzere hapis cezası uygulanacak. Molotof gibi yanıcı veya patlayıcı maddeler kullanarak kişilere ya da binalara saldıran veya saldırmaya teşebbüs edenlere karşı polise silah kullanma yetkisi de veriliyor. Daha önce polisin silah kullanma yetkisi yalnızca meşru müdafaa veya yargı hakkında yakalama kararı bulunan kişilerin ele geçirilmesi için gerekli olduğu anlarla sınırlıydı.
Öğrenciler arasında polisin elindeki yetkiyi kötüye kullanmaya yatkın olduğunu düşünenler oldukça fazla. Gezi olayları sırasında polis müdahalesiyle yaşamını yitiren kişiler bu düşünceye dayanak oluşturuyor. Olumsuz düşünenlerin yanı sıra polisin silah kullanma yetkisinin artırılmasına sıcak bakanlar da var. Siyaset bilimi üçüncü sınıf öğrencisi Kerem “Polisin suçu gerçekleşmeden önlemek için hiçbir caydırıcı yetkisi yok. Terör eylemlerini gerçekleştirenler bunun bilincindeler ve bu durumdan faydalanıyorlar. Elinde Molotof olan, yüzünü kapatan birinin niyeti açıktır. Müdahale etmek için birilerine zarar vermesini beklemek masum insanların hayatlarına mal oluyor.” şeklinde konuştu.
Yasa bir planın parçası mı?
Yasaya karşı çıkanlar da destekleyenler de bu yasanın Yeni Türkiye söyleminin gerçekleşmesi yolunda bir adım olduğunda hem fikir. Destekleyenler terör eylemlerinin engellenmesi ile ülkede huzur ve barışın sağlanması adına bu yasanın faydalı olacağını düşünüyorlar. Elektronik mühendisliği son sınıf öğrencisi Can “Türkiye’nin şu aşamada en çok ekonomide büyümeye ve toplum huzurunun sağlanmasına ihtiyacı var. İki koldan da sürekli adımlar atılıyor. Bu yasa da onlardan biri.” diyor.
Yasaya karşı çıkan Uluslararası İlişkiler son sınıf öğrencisi Selin konuyla ilgili “Ülkede tüm yetkiler bir elde toplanılmaya çalışılıyor. Karar alma ve yürütme mekanizmalarında yargı denetimi ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Son dönemde bu amaca hizmet eden yasalardan biri de bu.” dedi.
Bilkent Üniversitesi öğrencileri arasında yasayla ilgili baskın bir görüş bulunmamakta. Karşı olanlar kişisel özgürlüklerle ilgili kaygılarını dile getiriyorlar. Yasayı faydalı bulanlarsa barış ortamına katkı sağlayacağını düşünüyorlar.