Emre Karagülle
Bilkent Tiyatrosu, John Osborne’un ünlü oyunu “Öfke”ye ev sahipliği yapacak. Bilkent Üniversitesi Tiyatro bölümü son sınıf öğrencileri tarafından final projesi kapsamında 7, 8, 12, 14, 19 ve 21 Aralık’ta Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde Oda Tiyatrosu'nda sahnelenecek olan oyun hakkında Bilkent Üniversitesi Tiyatro bölümünde öğretim üyesi olan ve oyunun yönetmenliğini yapan ödüllü yönetmen ve oyuncu Cem Emüler ile konuştuk.
“Batı’da tiyatroya bakışı ve tiyatro tarihini etkilemiş bir oyun”
“Öfke”nin tiyatro tarihinde önemli bir yeri olduğunu belirten Emüler, oyunun Batı’da – özellikle İngilizce konuşulan ülkelerde- tiyatroya bakışı ve tiyatro tarihini etkilemiş ve bir anlamda değiştirmiş ve yönlendirmiş olduğunu ifade etti. İkinci Dünya Savaşı’nın kültürel yaşamı da derinden etkilediğini ve tiyatroda hem biçim hem temalarda yeni arayışlara sebep olduğunu ifade eden Emüler “Öfke”nin bahsedilen yeni arayışların bir sonucu olarak ortaya çıktığını ve oyunun avangart (deneysel) olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Ayrıca, oyunun İkinci Dünya Savaşı sonrası orta sınıfın içine düştüğü hem politik hem de duygusal bunalımı anlattığını ifade etti. “Öfke”nin dramatik ve gerçekçi, hatta aşırı gerçekçi olduğunu söyleyen Emüler oyun hakkında “İnsanları bütün iyi ve kötü yönleriyle, hatalarıyla gösteren, günlük yaşamın içindeki detayları, toplumla olan, birbirleriyle olan çatışmalarını anlatan bir oyun.” dedi.
“Karakterlerin yaşadığı durumlar bugünkü gençliğin yaşadığı durumlara benziyor”
“Öfke”nin sahnelenmek üzere seçilmesinin bir diğer nedeni ise oyundaki temaların bugün bile geçerliliğini koruması. “Bugün bile dünyanın her yerinde nasıl davranacağını bilemeyen, dünyanın daha iyi olmasını isteyen ancak bunun mümkün olmadığını fark eden huzursuz, öfkeli, kendini çok sıkışmış hisseden toplumlar ile karşı karşıyayız.” diyen Emüler oyundaki karakterlerin yaşadıkları durumların bugünkü gençliğin yaşadığı durumlara benzediğini söylüyor.
“21. yüzyılda tiyatro seyircileri sabırsız”
Oyunun orijinal metinin çok uzun olduğunu ifade eden Emüler “Oyunu yazıldığı halde oynasaydık üç-üç buçuk saat sürecekti.” şeklinde konuştu. Oyunun yetmiş yıl önce yazıldığını, yetmiş yıl önce insanların daha sabırlı olduğunu ve üç saatlik bir tiyatro oyununu izleyebildiklerini söyleyen Emüler “Yirmi birinci yüzyılda her şey daha çabuk ve yoğun olduğu için insanları üç- üç buçuk saat bir tiyatroda tutmak kolay değil. Bugünün ortalamasında bir gösterinin iki saatte bitmesi lazım çünkü insanların sabrı tükeniyor.” şeklinde konuşarak bunun da aslında tiyatro izleyicilerinin değişen alışkanlıklarıyla alakalı olduğunu ifade etti.
“Oyunun özünü ortaya çıkartmaya çalıştık”
Oyun ve oyundaki ögelere -Karakterler, olaylar, ortam ve mekan- sadık kalındığını ifade eden Emüler oyunun değiştirilmediğini ve oyunun ana metninden sapılmadığını ifade etti. Fakat oyunun orijinal metininin o dönemin politikacılarına, mekanlarına, olaylarına atıfta bulunduğunu söyleyen Emüler bu atıfların izleyicileri ilgilendirmediğini söyledi ve “Onları atmak zorunda kaldık” diye konuştu. Yapılan bu değişikliklerin olumlu olduğunu ifade eden Emüler oyunu kısaltarak oyunun özünü çıkartmaya çalıştıklarını söyledi.
Yaklaşık 8 haftalık yoğun bir çalışmanın ürünü olan “Öfke” 7 Aralık’ta yapılacak prömiyerin ardından 8, 12, 14, 19 ve 21 Aralık’ta Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde sahnelenecek. Oyunun biletleri ise https://bilet.bilkent.edu.tr’den temin edilebilr.
Bilkent Tiyatrosu, John Osborne’un ünlü oyunu “Öfke”ye ev sahipliği yapacak. Bilkent Üniversitesi Tiyatro bölümü son sınıf öğrencileri tarafından final projesi kapsamında 7, 8, 12, 14, 19 ve 21 Aralık’ta Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde Oda Tiyatrosu'nda sahnelenecek olan oyun hakkında Bilkent Üniversitesi Tiyatro bölümünde öğretim üyesi olan ve oyunun yönetmenliğini yapan ödüllü yönetmen ve oyuncu Cem Emüler ile konuştuk.
“Batı’da tiyatroya bakışı ve tiyatro tarihini etkilemiş bir oyun”
“Öfke”nin tiyatro tarihinde önemli bir yeri olduğunu belirten Emüler, oyunun Batı’da – özellikle İngilizce konuşulan ülkelerde- tiyatroya bakışı ve tiyatro tarihini etkilemiş ve bir anlamda değiştirmiş ve yönlendirmiş olduğunu ifade etti. İkinci Dünya Savaşı’nın kültürel yaşamı da derinden etkilediğini ve tiyatroda hem biçim hem temalarda yeni arayışlara sebep olduğunu ifade eden Emüler “Öfke”nin bahsedilen yeni arayışların bir sonucu olarak ortaya çıktığını ve oyunun avangart (deneysel) olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Ayrıca, oyunun İkinci Dünya Savaşı sonrası orta sınıfın içine düştüğü hem politik hem de duygusal bunalımı anlattığını ifade etti. “Öfke”nin dramatik ve gerçekçi, hatta aşırı gerçekçi olduğunu söyleyen Emüler oyun hakkında “İnsanları bütün iyi ve kötü yönleriyle, hatalarıyla gösteren, günlük yaşamın içindeki detayları, toplumla olan, birbirleriyle olan çatışmalarını anlatan bir oyun.” dedi.
“Karakterlerin yaşadığı durumlar bugünkü gençliğin yaşadığı durumlara benziyor”
“Öfke”nin sahnelenmek üzere seçilmesinin bir diğer nedeni ise oyundaki temaların bugün bile geçerliliğini koruması. “Bugün bile dünyanın her yerinde nasıl davranacağını bilemeyen, dünyanın daha iyi olmasını isteyen ancak bunun mümkün olmadığını fark eden huzursuz, öfkeli, kendini çok sıkışmış hisseden toplumlar ile karşı karşıyayız.” diyen Emüler oyundaki karakterlerin yaşadıkları durumların bugünkü gençliğin yaşadığı durumlara benzediğini söylüyor.
“21. yüzyılda tiyatro seyircileri sabırsız”
Oyunun orijinal metinin çok uzun olduğunu ifade eden Emüler “Oyunu yazıldığı halde oynasaydık üç-üç buçuk saat sürecekti.” şeklinde konuştu. Oyunun yetmiş yıl önce yazıldığını, yetmiş yıl önce insanların daha sabırlı olduğunu ve üç saatlik bir tiyatro oyununu izleyebildiklerini söyleyen Emüler “Yirmi birinci yüzyılda her şey daha çabuk ve yoğun olduğu için insanları üç- üç buçuk saat bir tiyatroda tutmak kolay değil. Bugünün ortalamasında bir gösterinin iki saatte bitmesi lazım çünkü insanların sabrı tükeniyor.” şeklinde konuşarak bunun da aslında tiyatro izleyicilerinin değişen alışkanlıklarıyla alakalı olduğunu ifade etti.
“Oyunun özünü ortaya çıkartmaya çalıştık”
Oyun ve oyundaki ögelere -Karakterler, olaylar, ortam ve mekan- sadık kalındığını ifade eden Emüler oyunun değiştirilmediğini ve oyunun ana metninden sapılmadığını ifade etti. Fakat oyunun orijinal metininin o dönemin politikacılarına, mekanlarına, olaylarına atıfta bulunduğunu söyleyen Emüler bu atıfların izleyicileri ilgilendirmediğini söyledi ve “Onları atmak zorunda kaldık” diye konuştu. Yapılan bu değişikliklerin olumlu olduğunu ifade eden Emüler oyunu kısaltarak oyunun özünü çıkartmaya çalıştıklarını söyledi.
Yaklaşık 8 haftalık yoğun bir çalışmanın ürünü olan “Öfke” 7 Aralık’ta yapılacak prömiyerin ardından 8, 12, 14, 19 ve 21 Aralık’ta Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde sahnelenecek. Oyunun biletleri ise https://bilet.bilkent.edu.tr’den temin edilebilr.