COMD 331 Haber Merkezi
  • COMD 331 HABER
    • Sonbahar 2021-2022
    • COMD 331 SONBAHAR 2020-21 FİNAL HABERLERİ >
      • Beyda Gülpınar, Ayça Sıla Avcı
      • Buket Nur Özdemir
      • Burcu Kalfa, Yağız Sütay
      • Can Erkazancı, Gaye Hakkıoğlu
      • DENİZ ÖZDEN
      • Doğa Atalay
      • Eylem Ladin Değer
      • Gizem Uzuner – Serem Erbaş
      • İnci Işık, Şebnem Türe
      • Saray Edanur Erdoğan
      • SENA AKTÜRK
      • Zeynep Süeda Özer
    • 2019-20 Güz Final Projeleri >
      • Elçin- Gizem Fall Final 2019-20
      • ayda anıl- ekin müge dedeoğlu fall 2019-20 final
      • Naushwerwan Aziz -Final Project 2020
      • Hudaverdi Alperen Demirok Fall Final 2019-20
      • Fatma Selin Somuncu Final fall 2019-20
      • Eda Sinem Sütemen Final Fall 2019-20
      • Müge Uğuz- Seren Köklem
      • Aylin Bozkurt Fall Final 2019-20
      • Ziya Deniz Değirmenci Final Fall 2019-20
      • Ege Karcı Final Fall 2019-20
      • Ömer Adil Özgüler Final Fall 2019-20
      • Zeynep Arslan Final Fall 2019-20
    • 2019-20 Güz Midterm >
      • Köklem Seren 2019-20 Fall MT
      • Müge Uğuz Fall 2019 MT
      • Berkay Tekin 2019-20 Fall - MT
      • Ziya Deniz Değirmenci- FALL 2019 MT
      • H. Alperen Demirok - Midterm
      • Ömer Adil Özgüler 2019-FALL mt
      • gizemfall2019MT
      • Aslıhan Özhan fall 2019 mt
      • Ekin Müge Dedeoğlu 2019 Fall MT
      • Aylin BOZKURT- Fall 2019 MT
      • Ayda Anıl Fall 2019 MT
      • Zeynep Arslan FAll-2019 MT
      • F.SELİN SOMUNCU -FALL 2019 MT
      • EDA SİNEM SÜTEMEN - FALL 2019 MT
      • DOĞA 2019 FALL MIDTERM
      • Ege Karcı Fall 2019-20 MT
      • Elçin Esin Midterm 2019-20
      • Khaled Arabiyat Fall 2019-20
      • Jeongmin Hong Fall 2019-20
    • 2018-19 Bahar Midterm
    • 2017-18 Sonbahar Haber
    • 2017-18 Güz Dönemi Haberleri >
      • Yusuf KAYA
      • Dilara Akboğa
      • Selen Tornacı
    • 2017-18 Bahar Haberleri >
      • 2016 SONBAHAR FİNAL
      • COMD 331 Bahar 2016 Final
      • İlkbahar 2016 >
        • Nihan Bayram / Kardelen Ipek Final
        • Işıl Vural Final
        • Gizem Bilim Final
        • Bikem Ahıska
        • Can Tüysüz - Final
        • Eda Kiriscioglu-Final
        • Başaran Eşkinat / Bahar Hazal Öztürk - Final
        • Aygen Ecevit-final
        • Ece Bahtiyar- Erdem Girgin Final
        • Andrea Peris
        • Elena Riego
        • Neslihan Final
        • oğuzhan demir
        • Macit Ersin SEZER
        • Deniz Tezel
        • Melis Parlak
        • Eylem DİNÇER
        • Mutlu Burak Özmen
        • Didem Kaya
        • Öykü İpek Çetinkale
        • Ferzad Şekerci
        • Asena Büyükakgül
        • R. Kutay Elmacı
        • EBru Akaytar
        • Dilara Ercan
      • Yunus Emre Bayu
      • Kaan Çakmak
      • idil unsal
      • Orçun Toksavul
      • Damla Gürkanlı
      • Umur BÜYÜKHATİPOĞLU
      • Pınar ÇAKIR
      • Abbas Hasanov
    • Sonbahar 2014 >
      • M. Koray
      • Semra >
        • EKİN
      • Oğuzcan
      • Okan
      • Burcu
      • Deniz
      • N. Koray
      • Cansu
      • Melike
      • Gencer
      • Kimya
      • Ceren
      • Nakşidil
      • Mert
      • Gamze
      • Enis
      • Mels
      • Bahar 2014 >
        • EMİRHAN
        • DURMUŞ
        • HARİKA ZİYA
        • EREN
        • MERT
        • BURAK
        • BARIŞ
        • Nida Özgenil Dergi
    • COMD 331 DERGİ

HAYAL KÖPRÜSÜ PROJESİ CEZAEVİNDEKİ ÇOCUKLARA DESTEK OLUYOR

12/5/2017

0 Comments

 
Picture
ANNELERİNİN MAHKÛMİYETİ ONLARIN KADERİ OLMASIN
HAYAL KÖPRÜSÜ PROJESİ CEZAEVİNDEKİ ÇOCUKLARA DESTEK OLUYOR

Özge Çiftçi

 
Bilkent Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri çatısı altında 2 yıl önce kurulmuş olan Hayal Köprüsü Projesi, annelerinin mahkumiyeti sebebiyle cezaevinde kalan 0-6 yaş grubundaki çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini destekleyici etkinlikler düzenleyerek onları sosyal hayata kazandırmayı amaçlıyor.
Bilkent Üniversitesi öğrencileri tarafından gönüllü olarak yürütülen projede, haftanın 2 günü Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na cezaevi yetkililerince belirlenen saatler arasında ziyaretler gerçekleştiriliyor. Bu ziyaretlerde çocukların yaş grubuna uygun etkinlikler düzenlenip, hem fiziksel gelişimlerini hem de sosyal becerilerini geliştirecek çalışmalarda bulunuluyor. Hayal Köprüsü Projesi ile 6 yaşından sonra cezaevinden çıkacak olan çocukların yabancı oldukları dış dünyaya uyum sürecini kolaylaştırmak ve onları sosyal hayatın bir parçası yapmak hedefleniyor. Çocuklara doğru ve sağlıklı yaklaşımın sağlanması adına ise, proje gönüllüleri öncelikle bir eğitimden geçiyor. Hâkimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) alt birimi olan ve cezaevlerinden sorumlu “Yetişkin İyileştirme Bürosu”nun atadığı psikologlar tarafından verilen eğitimde gönüllüler, hedef kitledeki çocuklarla doğru iletişimin nasıl kurulacağını öğreniyor.
2017–2018 döneminde aktif olarak 120 gönüllüsü bulunan Hayal Köprüsü Projesi “Annelerinin mahkûmiyeti onların kaderi olmasın” cümlesinden yola çıkarak, gelişimlerinin başlangıcında dört duvar arasında büyümek zorunda kalan bu çocukların sosyal anlamda yaşıtlarına denk bir seviyeye gelmesi için çalışıyor.

Etkinlikler çocuk gelişimine yönelik
Cezaevinde düzenlenen etkinliklerde temel olarak çocukların motor kabiliyetlerini, dil becerilerini ve genel gelişimlerini destekleyecek faaliyetler amaçlanıyor. Burada hem cezaevi kreşinde çalışan öğretmen, hem cezaevi psikologları hem de görevli gardiyanlar gözetiminde 2 saate yakın süren etkinlikler düzenleniyor. Parmak boyama, şekil ve renkleri tanıma, nesneleri eşleştirme gibi geliştirici oyunlar aracılığı ile çocukların hayal gücünü desteklemek, iletişim yeteneklerini artırmak ve özgüvenlerini geliştirmek hedefleniyor. 

Projenin amacı köprü olmak
Türk Ceza Kanunu’na göre annesi bir suçtan hüküm giymiş çocuklar veya hükümlüyken hamile kalan kadınların çocukları, eğer dışarıda bakacak kimseleri yoksa anneleri ile birlikte 6 yaşına kadar cezaevinde kalıyorlar. 6 yaşına gelen çocukların ise önlerinde iki seçenek bulunuyor: varsa başka bir yakını ile yaşamak ya da devlet korumasına girmek. Bu noktada Hayal Köprüsü Projesi’nin hedefi, her iki ihtimal için de çocuğun 6 yaşına kadar bağ kuramadığı dış dünyayla arasında bir köprü olmak ve çocukların cezaevinden çıktıktan sonra sosyal hayata mümkün olduğunca hızlı adapte olmalarını sağlamak.

Söylemez: “Son yıllarda yapılan en değerli proje”
Bilkent Üniversitesi Öğrenci Dekanlığı’ndan Burcu Kılıçoğlu Söylemez, projenin başlangıcından itibaren geçirilen süreci anlatıyor:
“Proje başlamadan önce okula ait Psikolojik Danışmanlık ve Gelişim Merkezi var, öğrenci dekanlığına bağlı, orayla görüştü bu projeyi yazan arkadaşımız. Oradan onay aldıktan sonra proje yürürlüğe geçti ve oradaki psikologlar çok güzel bir proje olduğunu, orada ihtiyaç sahibi insanların ne kadar çok olduğunu ve projenin önemini gördükten sonra projeye onay verdiler. Yani biz öğrenci dekanlığı olarak tamamen destekçileriyiz.”

Proje aynı zamanda çocukların psikolojik gelişimleri açısından da oldukça önem taşıyor. Örneğin cezaevindeki erkek çocuklarının, kendilerine bir rol model alabilecekleri erkek figürü olmamasından kaynaklı sorunları Kılıçoğlu şu şekilde özetliyor “Küçük erkek çocukların sürekli kadın profili içinde yetişmesinden ötürü ilerde kaş alma, ağda yapma gibi şeylerle karşılaşması ve erkek profilinin cinsel yöneliminin biraz farklı yöne gitmesi gibi sorunlarla karşılaşınca projenin gerekliliği konusunda ikna olduk.”
Geçtiğimiz yıl cezaevindeki çocukları bir günlüğüne Bilkent’e getiren Hayal Köprüsü Projesi, hem gönüllülerin hem de öğrenci dekanlığının ifadesiyle çok duygusal anlara sahne oldu.  “İlk çocuk şenliğimizde okula gelen çocukların bir ağaç gördüğünde ‘Aaa, ağaç bu kadar büyük mü?’, ‘Arabaları biz daha küçük sanıyorduk.’ demeleri bizi çok etkilemişti. Bu yüzden proje bizim için çok değerli. Son yıllarda yapılan en değerli projelerden biri.” ifadelerinde bulunan Burcu Kılıçoğlu Söylemez, öğrenci konseyi olarak Hayal Köprüsü Projesi’nin her zaman arkasında olduklarını belirtti.

Projenin tamamı gönüllüler tarafından yürütülüyor
Hayal Köprüsü Projesi, tamamı gönüllülerden oluşan bir ekibin çalışması ile yürütülüyor. Öğrenciler hafta içi gerçekleştirilen cezaevi ziyaretleri, proje içi toplantılar ve eğitimler için hem zaman, hem de çokça emek sarf ederek bu projenin birer parçası haline geliyor. Yaptıkları iş karşılığında herhangi bir kazanç sağlamayan gönüllüler, bunun karşılıksız bir sevginin ürünü olduğunu her defasında vurguluyor. Projede yer alan gönüllülerin tek amacı, cezaevindeki çocukların oradan ayrıldığı zaman sosyal hayata adapte olabilmeleri ve 6 yaşına kadar kaldıkları bu olumsuz çevrede psikolojik olarak mümkün olduğunca az hasar görmeleri.

Henüz yeni sayılabilecek bu proje, Bilkent Üniversitesi’nin sağladığı imkânlar ve gönüllülerinin yüksek motivasyonu sayesinde daha üçüncü yılında olumlu geri dönüşler almaya başladı bile. Cezaevindeki çocuklarla etkinlik düzenleyerek toplumun oldukça önemli fakat bir o kadar da unutulmuş bir kesimine eğilen Hayal Köprüsü Projesi, hedef kitledeki çocuklarla uzun süreli ve düzenli etkinlik düzenleyen az sayıdaki projelerden biri olma özelliğini taşıyor. Bir yandan çocuklara etkinlik düzenlerken, diğer yandan yeni gönüllüler yetiştirmeyi de hedefleyen projede gönüllüler; projeyi her gün daha ileriye taşıyıp daha fazla çocuğa umut ışığı olmaya çalışıyor.
 

 


0 Comments

Bilkent'te Ümit Pazarı

12/4/2017

0 Comments

 
Picture
Hazal Şener

​ İ.D. Bilkent Üniversitesi’nde, okulun öğretim üyelerinin ve eşlerinin bir araya gelerek “UNICEF Gönüllüleri” adı altında toplanarak düzenledikleri geleneksel UNICEF kermesi, bu yıl 20 Kasım’da Bilkent Camiası’yla buluşuyor.                                                   

Bilkent Üniversitesi’nde, öğretim üyeleri ve eşleri tarafından düzenlenen geleneksel UNICEF kermesi açıldı. Bilkent Üniversitesi Merkez Kampüs 49. Rektörlük Konutu nda 20-24 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek olan kermeste her gün uygun fiyatlı yeni ürünleryardım severlerle buluşacak. Bu sene 14’sü düzenlenecek olan kermeste, geçtiğimiz senelerden farklı olarak yeni ürünler satışa çıkacak. Bunlara ek olarak piyango ve sürprizlerle, kermes daha cazip bir hale getirilecek.
​
Kermes bu sene emojilerle gülümsüyor
UNICEF Bilkent gönüllülerinden olan, aynı zamanda okulumuzda öğretim üyesi olarak görev yapan Mehmet Baray’ın eşi Nilgün Baray, gençlerin kermese olan ilgisini arttırmak amacıyla bu sene değişik bir yola başvurduklarını belirtiyor. Baray “Bu sene gençlerin kermese olan ilgisini arttırmak için degişik bir yola başvurduk. Dijital ortamda gördüğümüz ve “emoji” olarak adlandırdığımız klavye karakterleri kermesin bütün ürünlerinde karşımıza çıkıyor”.
​
Baray: "UNICEF eğitim alanında önemli çalışmalar yapıyor"
Baray, UNICEF’in sadece çocuklar ve çocuk hastalıkları için geliştirilen aşılarla bağlantılı olmadığını, UNICEF’in eğitimle ilgili de çok önemli çalışmalar yaptığını belirtiyor. Ankara’da 1986 yılında, ürünlerini satan küçük bir dükkan olarak ismini duyuran UNICEF, Milli Komite kararıyla 2003 yılında sistemde bir değişikliğe gidiyor ve Ihsan Doğramacı’nın da isteği üzerine, UNICEF Milli Komitesi Bilkent Üniversitesi kampüsünün içine taşınıyor. Baray’ın belirttiğine göre bu sıralarda çalışan kişi sayısı yeterli gelmediği için, Ihsan Doğramacı’nın da arzusuyla Bilkent Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyeleri ve eşleri tarafından bir gönüllü ekibi kuruluyor. Şu an Baray da dahil olmak üzere 15 aktif eleman ve 40 üyeyle çalışan UNICEF Bilkent gönüllüleri eğitim projelerine destek vermek amacıyla her yıl çeşitli aktiviteler düzenliyor.
 
Gelirler eğitim amaçlı yatırımlar için kullanılıyor
 Her sene UNICEF tarafından belirlenen bu etkinliklerden kazanılan bütün gelirler, eğitim amaçlı yatırımlar adına UNICEF Türkiye Milli Komitesi’ne gönderiliyor. UNICEF aynı zamanda, bu aktivitelerin içeriğini her sene değiştiriyor. Baray’ın belirttiğine göre, bu değişikliklerin sebebi etkinliklere olan ilgiyi arttırmak.
 
UNICEF gönüllüğü öğrencilerin CV’lerine giriyor
Ankara'daki üniversitelerden sadece Bilkent Üniversitesi’nde çalışan UNICEF bu sene olduğu gibi, çoğunlukla kermes organize ediyor. Ancak organize edilen etkinliklerde konserlere ve söyleşilere de yer veriliyor.  Bilkent Üniversitesi UNICEF gönüllüleri sadece öğretim üyeleri ve eşleriyle de sınırlı kalmıyor. Bilkent Üniversitesi öğrencileri Nilgün Baray’a başvuru yapıp, her sene gerçekleştirilen etkinliklerde görev alarak gönüllü olup CV’lerinde kullanabilecekleri bir belge sahibi olabiliyorlar.

Nilgün Baray’ın özellikle bu sene ilginin çok yoğun olduğunu belirttiği ve 20 Kasım Pazartesi günü başlayan “Ümit Pazarı” adlı kermes, 24 Kasım Cuma günü sona erecek. 


0 Comments

TÜRKİYE TARİHİ PROJE ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

12/4/2017

0 Comments

 
Picture
24.11.17
Duygu Ergürtuna

 

Bilkent Üniversitesi Türkiye Tarihi ödül töreni MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural, Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Doğramacı ve  Rektör Abdullah Atalar gibi isimlerin de teşrifleriyle 18 Ekim 2017'de C Blok Konferans Salonunda gerçekleşti. Törende, 2016-2017 Akademik Yılı boyunca yapılmış olan ödevler içinden seçilerek ilk 10'a girmeyi başaran gruplar Tarih Bölümü tarafından ödüllendirildi. Birinciliğe layık görülen "Kayaköy: Mübadelenin Gölgesinde Dostluk ve Barış Köyü" isimli projenin sahipleri Mısra Akdeniz Nartur, Cansu Yetimoğlu ve Duygu Ergürtuna oldu.

"HIST 200" kodlu Türkiye Tarihi dersi bölüm farketmeksizin bütün Bilkent öğrencilerinin almakta zorunlu olduğu bir ders. Bu ders kapsamında öğrenciler beş-altı kişilik gruplara ayrılıyor ve Türkiye Tarihi'nin herhangi bir dönemime ait spesifik bir konuda detaylı araştırma yapmaları bekleniyor. Araştırma süreci, grubun rehberi konumundaki Öğretim Görevlisi'ne sürekli olarak raporlanıyor ve son olarak altı-yedi bin kelimelik bir proje haline getiriliyor. İlk üç ve diğer yedi projenin seçilmesi için ise Yaz Dönemi de dahil olmak üzere tam bir Akademik Yılın tamamlanması bekleniyor. Bir sene boyunca yapılan ödev sayısı yaklaşık olarak beş yüz.

Üç Kişilik Grup, On İki Bin Kelimelik Ödev...
Projenin ilk adımı olan konu seçimi öğrencilerin sık sık yakındığı bir konu. Her bir grup daha önce üzerine çalışılmamış bir konu seçip özgün bir içeriğe sahip ödevler oluşturmakla yükümlü. "Listeyi açıp baktığımızda Kayaköy'e dair hiçbir çalışma yapılmadığını görmek bizi çok şaşırttı" diyor Mısra Akdeniz. Araştırma süreci boyunca çok keyif aldığını ve bu kapsamda çok değerli insanlarla tanıştığını da belirtiyor. "Kamil Amca örneğin, bize bütün bir arşivini açtı ve Küçük Asya Araştırmaları Merkezi, Lozan Mübadilleri Derneği ve Yunan Konsolosluğu çalışanlarıyla bağlantılar kurmamıza vesile oldu. Ne kadar teşekkür etsek azdır." diyor. Sürecin kendisi için kolay olmadığı belirten Cansu "Grup üyelerimizin hepsini seçmek gibi bir imkanımız olmamıştı ve ne yazık ki sonradan dahil olan arkadaşlardan hiçbir yardım görmedik, en sonunda dersi bıraktılar zaten üç kişi kaldık. Bütün bunlara rağmen çok sıkı çalışarak olumsuzlukların üstesinden geldik ve bu ödevi ortaya çıkardık diye ekliyor
.
Kayaköy; Bir Başka Adıyla Levissi...
Proje konusu olan bölge günümüzde Muğla ilinin Fethiye ilçesi sınırlarında bulunmakta. Kayaköy ya da bir diğer adıyla Levissi, Antik Likya döneminden bu yana gelişmiş bir yerleşim birimi. Osmanlı İmparatorluğu yönetimi altında çoğunlukla Rum nüfusun yaşadığı bir bölge. Ta ki Birinci Dünya Savaşı  sonrası Türk ve Yunan hükümetleri arasında imzalanan Nüfus Mübadelesi Anlaşması'na kadar. Bu tarihten itibaren yaşanan çift taraflı göç dalgası insanları, anıları ve kültürleri de beraberinde sürükledi. Dilleri, giyimleri ve yaşam biçimleri farklı olan bu insanların ortak paydası ise mecbur bırakıldıkları acı dolu ayrılık ve zamanla daha da katmerlenen hasretleri oldu. Öyle ki yakın tarihte kurulan bazı Yunan kentleri, başına "Nea" eklenerek isimlendirilen adeta "Yeni" Kayaköyler ve Fethiyeler.
Yunanistan Konsolosluğu bünyesinde röportaj yapma fırsatı bulunan Eva Ahladi tam doksan üç ailenin gemilerle Nea Makri'ye taşındığını aktararak olayın vahametini gözler önüne seriyor.

"Dostumun evine giderken de para verecek değilim ya!"
Sadık bir Kayaköy sakini olan Işık Taban, elinde termosu Kaya bölgesine girebilmek için bilet alması üzere durdurulduğundan yakınırken "Yorgo'ya iki lafın belini kırmak için giderken de para verecek değilim ya" diyerek atlattığı güvenlik görevlisiyle arasında geçen bir anekdot paylaşıyor. Dedesi İbrahim Karaören Kayaköy'ün nadir Türk sakinlerinden. "Güneşi Penceremde Bıraktım" isimli bir Kayaköy anıları derlemesi olan  romanın yazarı olan Işık Taban bugünlerde kitaplarına bir yenisini eklemek ile meşgul.

Avustralyalı bir sinematografın kadrajından Kayaköy
Röportaj yapılan Avustralyalı Joerg Schodl, Kayaköy'den Avustralya'ya göç eden yirmi bir mübadil aileyi konu alacağı  bir belgesel planı olduğundan bahsediyor. Proje kapsamında iletişime geçilen bu mübadillerden Irene Kavooris'in dedesi Adelaide'deki ilk Ortodoks kilisesini inşa eden Rumlardan. Irene Hanım, kilisenin adının  Kayaköy'deki Taksiyarhis'e ithafen Taksiyarhis olarak belirlendiğini belirtiyor. Irene Hanım'ın e-posta adresi halen daha Kayaköy temalı.

Beş yıldızlı imar planı
Kayaköy yazarların, tarihçilerin ve belgesel yönetmenlerinin olduğu kadar belediyelerin, inşaat mühendislerinin ve turizmcilerin de ilgisini çekmekte. 2014'te Turizm Bakanlığı'nca çıkartılan şartname Kayaköy'ün de Turizm Teşvik Kanunu'na dayanarak "turizm amaçlı yatırım yapma üzere tahsisine" izin veriyor. Hatırlatmak gerekiyor ki 1980'lerde de benzer bir karar alınmış ancak Oktay Ekinci öncülüğünde Mimarlar Odası, Muğla Belediyesi ve Türk-Yunan Dostluk Derneği'nin çabalarıyla sekteye uğratılmıştı. Bunun üzerine Oktay Ekinci 1996 yılında Abdi İpekçi Barış Ödülü'ne layık görülmüştü. Günümüzde ise bölgenin akıbetine dair kayda değer bir çalışma yok.  

Bu projeyle ise Kayaköy'ün geleceği üzerine bir söz söylemek ve ulusal ve uluslararası çapta akademik çalışma eksikliğini gidermek gayesi güdüldü. Projenin bir devamı olarak Kayaköy'de bir Gençlik Festivali yapılması da planlanıyor. Bu kapsamda yakın zamanda Toplum Gönüllüleri Vakfı(TOG) gündemine taşınan plan şimdiden pek çok gönüllüyü bünyesine katmış durumda.
 
Kaynak:
2016-2017 Güz Dönemi HIST 200 Proje Ödevi, "Kayaköy: Mübadelenin Gölgesinde Dostluk ve Barış Köyü"
0 Comments

BİLKENT KARİYER MERKEZİYLE İŞ HAYATINA ADIM ADIM

12/4/2017

0 Comments

 
Picture
İrem Naz Aksu

 
Günümüzde üniversite öğrencilerine sorulan sıkça sorulardan biri: Mezun olunca ne yapmayı planlıyorsun? Öğrencilerinse en büyük kaygısı iş bulamamak… Çünkü, iyi ve prestijli bir üniversiteden mezun olsanız da günümüz koşulları altında iş bulmak gittikçe zorlaşıyor. Artık firmalar, ne istediğini bilen, sosyal alanda da kendini geliştirmiş, özgeçmişinde ve mülakatında kendini iyi ifade edebilen adaylara iş fırsatı veriyor. Peki, öğrenciler okurken bu planlamaları nasıl yapacaklar, kendilerini iş hayatına nasıl hazırlayacaklar? Bilkent Üniversitesi’nin bünyesinde kurulan Kariyer Merkezi, öğrencilerin iş hayatıyla ilgili kaygılarını gidermek için var.
 
Büyük Firmalarda Staj ve İş İmkanı
Öğrencileri, staj ve iş hayatlarına hazırlayıp, onlardaki kariyer bilincinin oluşmasını sağlamak en büyük amacımız, diye nitelendiriyor Banu Taykara. Kariyer Merkezi İdari Asistanlığı görevini üstlenen Taykara: “Kariyer Fuarından, İş Alanları Tanıtım Günlerine kadar birçok etkinliğimizi, iki yıldır Career Stalking(Kariyer Takibi) adı altında gerçekleştiriyoruz. Belirlediğimiz büyük firmaların yetkililerini okulumuza davet ediyoruz, öğrencilerimize sektör hakkında bilgiler veriyorlar, kendilerini geliştirmeleri için gerekli yolları gösteriyorlar”, diye belirtiyor. Kariyer Merkezi, iş arama ve kariyer planlama konularındaki son gelişmelere yönelik olarak hazırladıkları etkinliklerde, öğrencilerin ve mezunların kendilerine iş ve staj imkanı tanıyabilmeleri için firma yetkilileriyle birebir görüşme fırsatı sağlıyor.
 
 
Her Şeyin Başı Kendinizi Tanımak
Taykara: “Kendini geliştirip, kendi bilincine erişmesini sağlamak öğrencilerde birinci ve ikinci sınıflarda başlıyor” diye belirtiyor. Ayrıca, firmaların veya şirketlerin neler istediğini öğrenip, öğrencilerin kendini bu üç-dört yılda ona göre yönlendirmesi gerektiğini düşünüyor. Her şeyin başı öğrencilerin kendini tanımasıyla başlıyor. Kişisel Gelişim Günleri etkinliği ile öğrenciler kendilerini tanıma adına büyük bir adım atmış oluyorlar. Kariyer Merkezi, öğrencilerin kendilerini tanıdıklarında hangi alana yönelmek istediklerini, hangi firmada ve sektörde çalışmak istediklerini ve bu alanlarda çalışmak için kendilerine neler katmaları gerektiğini düzenledikleri etkinliklerle öğrencilere aşılıyorlar. Bunları erkenden öğrenip mezun olduklarında öğrencilerin herkesten birkaç adım önde başlayabileceklerini öne sürüyorlar.
 
Öğrencilerin İş Mülakatı Gerginliklerine Son
Yeni Mezun Mülakat Simülasyonu, öğrencilerin iş mülakatlarında gerildiği zamanları geride bırakıyor. Okulu bitirdikten sonraki süreçte öğrencilerin karşılaşabileceği zorlukları pürüzsüz bir şekilde atlatabilmelerini sağlıyor. Kampüsteki öğrencilerin de en büyük kaygılarından biri, mülakat sorularında nasıl yanıtlar vermeleri gerektiği üzerine. Büyük firmalardan gelen yaklaşık on adet İnsan Kaynakları yetkililerine yaptıkları sunumlarla iş hayatlarındaki mülakatlara hazır duruma geliyorlar. Ayrıca, mezun olduktan sonra istedikleri bir firmanın yetkilisiyle iş mülakatına girmeye hak kazanıyorlar. Kariyer Merkezi, yalnızca Bilkentli öğrencilere ve mezunlara staj ve iş imkanı sağlıyor. Simülasyona katılan öğrenciler, alt sınıftaki öğrencilere mentorluk/koçluk yapabiliyorlar.
 
Bilkentliler Arasında Bölüm Ayrımı yok
Yaklaşık her üç haftada bir etkinlik düzenleyen Kariyer Merkezin’in kampüste ki etkinliklerini kaçırmayanlar da var, henüz katılamamış olanlar da. 23 yaşındaki Çağla Sözer, Kariyer Merkezin’in düzenlediği etkinlikleri takip ettiğini fakat daha çok İşletme veya İktisat Bölümleri ile alakalı kaldıkları için kendisine çok faydalı olmayacağını düşünüyor. Taykara ise firmaların birçok alanlarda işe alımlarının olduğunu belirtip, ekliyor: “Mesela Eczacıbaşı firmasının bir grafik tasarım mezununa da ihtiyacı var, öğrencilerin bunun bilincinde olup firmalara kendi alanlarıyla ilgili sorular da yöneltmeliler”. Kariyer Merkezi, etkinlikleri dışında da öğrencilerin özgeçmişlerini düzeltmeleri ve mülakat provaları için de hizmet veriyor. Özgeçmiş Bilgi Bankasına yükledikleri özgeçmişleri Kariyer Merkezi çalışanları tarafından düzenlemeye alınıp, doğru özgeçmiş yazımı hakkında bilgilendiriliyorlar. Taykara, bu veri tabanını öğrencilerle firmalar arasında kurulan bir köprü olduğunu belirtiyor çünkü, büyük  firmlarında bu veri tabanı yoluyla işe veya staja alımları mevcut. Öğrencilerle iş hayatı arasında en büyük iletişim kanalı olan Kariyer Merkezi’nin kampüsteki rolü kaçınılmaz.
 

 
 
RÖPORTAJ
Kariyer Merkezi İdari Asistanı Banu Taykara ile yapılmıştır.
1- Kariyer Merkezin’in amacı nedir, kısaca bahseder misiniz?
1988 yılında bi üniversite bünyesinde kurulmuş Türkiye’deki ilk kariyer merkezidir. Öğrenciler ve mezunlarla firmalar arasında köprü vazifesindeyiz. Öğrenciyle firmayı birleştirmeye çalışıyoruz. Her iki tarafında işini kolaylaştırıyoruz. Mezunlara desteğimiz hala devam etmektedir  ama artık bizden çıkmış durumdalar. Bizim asıl hedefimiz birinci ve ikinci sınıftaki öğrencilere ulaşıp, o öğrencinin kendi bilinçlerine erişmesini sağlamak, kişisel gelişim anlamında kendi gelişimine katkıda bulunmak. Firmalar neler istiyor bunun gibi soruları öğrenip, kendini bu üç-dört yıl içerisinde ona göre yönlendirmesini sağlamak. Fuarlara katılarak bu firmalarla iletişim halinde kalmasını sağlamak.
2- Kariyer Merkezin’in düzenlediği etkinliklerden bahseder misiniz?
Kişisel Gelişim günleri, İş alanları tanıtım günleri, Kurumsal tanıtım günleri, Workshoplar, Seminerler ve Firmaların mülakatları akademik yıla yayılarak yapılmaktadır. Bu etkinliklerin hepsini iki yıldır Career Stalking adı altında gerçekleştiriyoruz. Kişisel gelişim günleri adı altında blok programlarımız yok ama tüm akademik yıla yayılan ve bunun içinde  eylül başında başlayıp mayısın başına kadar etkinlilerimiz oluyor. Kişisel gelişim günleri öğrencilerin kendilerini tanımaları adına çok büyük bir adım. Zaten bence her şeyin başı kendinizi tanımakla başlıyor. Kendinizi tanıdığınızda hangi alana yönlelmek istediğinizi, hangi firmada veya sektörde çalışmak istediğini ve bu alanda çalışmak için kendine neler katmaları gerektiğini okulun ilk dönemlerinde öğrenirlerse mezun olduklarında elleri dolu ve herkesten birkaç adım önde başlayabilirler. Konuklarımızı davet ediyoruz, gelip burda alanında ünlü kişiler, sektörden kişiler burada gelip öğrencilere bilgiler veriyorlar. 29 Kasım da gelecek olan bir firmanın İK direktörü, “Kendinizi Ne Kadar Tanıyorsunuz” konu başlığı altında bir sunum gerçekleştirecek. İş alanları tanıtım günlerine mezunlarda katılabiliyorlar. Öğrenciler ve mezunlar İş hayatında yönelecekleri alanları ve sektörleri tanıma fırsatına sahip oluyorlar. Kariyer Fuarı her yıl Mart ayında düzenlenmektedir. Bu yıl 8 Mart 2018 de 20. Kariyer fuarımızı öğrencilerle buluşturmayı hedefliyoruz. Fuarımıza yaklaşık 40-45 arası kurum ve kuruluşun katılması hedeflenmektdir. Kurumsal Tanıtım Günlerinde firmalar gelip kendi kurumlarını tanıtmaktadırlar. Öğrencilerin, ne zaman firmalara iş ve staj için başvuru yapmaları gerektiğiyle ilgili ve  hangi koşullarda başvurmalarını anlatmaktadırlar.
3- Yaptığınız etkinlikler her bölüme hitap ediyor mu? Çünkü, öğrencilerin bu konu hakkında kaygıları var.
Bazen öğrenciler yapılan fuarların sadece İşletme ve İktisat alanları ile ilgili olduklarını söylüyorlar fakat mesela Eczacıbaşı firmasının bir grafik tasarım mezununa da ihtiyacı var, öğrencilerin bunun bilincinde olup firmlara kendi alanlarıyla ilgili sorular da yöneltmeliler. Mesela İşletme mezunu olan bir öğrenci çok geniş alanlara yönelebiliyor, bu etkinlik sayesinde. Bu sadece İşletme bölümüne özel değil tabi ki İktisat öğrencisi veya AMER, ELIT öğrencisi olanlar da kendi alanları dışındaki alanları keşfeme fırsatını buluyorlar. Bu alanlara yönelmeleri için öğrencilerimizle daha çok mezunlarla ileişim sağlıyoruz ki soru sormaları daha rahat olsun. Bu etkinlik, öğrencilerin sektörleri tanıyarak, hangi sektörde staj yapmak istediklerini veya hangi sektöre yöneliceklerini daha iyi ve kolay br şekilde karar vermelerini sağlamaktadır.
4- Yeni Mezun Mülakat Simülasyonu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yeni Mezun Mülakat Simülasyonu iki dönem sürmektedir. Güz döneminde başlayıp, bahar döneminde şubat gibi sona ermektedir fakat bu etkinlik kazananlar için ikinci dönem koçlukla devam etmektedir. Bu etkinlikte amaç, okulu bitirdikten sonraki süreçte karşılaşabileceği olaylar veya zorlukları daha pürüzsüz atlatabilmesi için yapılan bir etkinliktir. Son sınıf öğrencilerin katılabildiği bu etkinlikte, başvuru için yapması gerekenler özgçmişlerini ve kendileriyle ilgili çektikleri bir videoyu Kariyer Merkezine teslim etmek daha sonra bunlar tarafından değerlendirildikten sonra öğrenciler Kariyer Merkezi koordiatörleri tarafından randevu ile mülakata alınmakadırlar. İlk üç aşamadan sonunda ilk 20 veya 22’ye giren öğrenciler Şubat ayında gerçekleşecek olan Simülasyon etkinliğine girmeye hak kazanıyorlar. Kütüphanenin sanat galerisinde gerçekleşen simülasyon etkinliğinde öğrencilerden materyalleriye (powerpoint gibi) belli bi süre içinde sunum yapmaları isteniyor. Sunumu yaklaşık 10 adet İK yetkilisi veya alanında başarılı danışmanlar değerlendirmektedir. Sunum bitiminde firma yetklileri öğrencilere sorular yöneltmektedirler, öğrencilerin verdikleri cevaplar doğrultusunda firme yetkilileri tarafından verilen puanlarla değerlendirilmektedirler. Öğrencilerin topladıkları puanlar doğrultusunda ilk 10’a giren öğrenciler aynı gün içinde açıklanmaktadır. İlk 10’a giren öğrenciler, bahat dönemi için koçluk kazanmaktadırlar, bir bakıma lisans öğrencileri için iş hayatı ve kariyer alanında mentorluk yapmaya hak kazanmaktadırlar. Geçen dönemden 3 öğrenci hatırlıyorum kazanan, bunlardan biri Coca Cola firmasına altında çalışıyor, diğeri Avrupa Birliği projesinde yer aldı, üçüncü öğrencimiz ise Londra’da Master’a başladı. Bu projede yer alan öğrencilerin hepsi mezun olduktan sonraki süreçte bir firmanın İK yetkilisiyle mülakat hakkı kazanıyor. Projeye katılan bütün öğrenciler bahar döneminde gerçekleşecek olan “Kendi Markanı Yarat” adlı etkinliğe katılma hakkı kazanıyorlar.
5- Öğrencilere yaptığınız etkinlikler dışında iş hayatına hazırlamak için ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?
Özgeçmiş Bilgi Bankası, Bilketli öğrencileri ve mezunları için kurulan bir veri tabanıdır, okul ID numaraları ve STARS şifrelereiyle bu veri tabanına başvurabilirler, buraya yükledikleri özgeçmişlerinin üzerinde düzenlemeler yapıyoruz. Bu veri tabanına firmalar da başvuruda bulunabiliyorlar, ve öğrencilerin özgeçmişlerine ulaşabiliyorlar. Bu veritabanının amacı firmalarla öğrenciler arasında bir köprü oluşturmak. Kariyer.net veya Secret CV’nin Bilkent versiyonu diyebiliriz kısaca. Firmalar veri tabanından iş ve staj ilanları yayınlıyorlar, öğrenciler ve mezunlarda ilgilndikleri alanlara sistem üzerinden başvurabiliyorlar. Firmalar, Head Hunter olarak da çalışabiliyorlar bir öğrencinin özgeçmişini istediklerinde biz onlara bu veri tabanından bilgilerini gönderebiliyoruz. Öğrenciler ve mezunlar randevu yoluyla bize ulaşıp özgeçmişlerini kontrol ettirebilirler. Mülakat randevusu alıp Kariyer Merkezi yetkilileri tarafından mülakat provasına alınabiliyorlar, öğrenciler mezun olduktan sonra iş başvurularında mülakatta sıkıntı çekmesinler diye öğrencilerimize böyle bir hizmet sağlıyoruz. Bu mülakat sonucunda öğrencilerimize doğru yaptıkları veya yapmamaları gerektiği şeylerle ilgili geri bildirim veriyoruz. Kariyer merkezi olarak öğrenciler arasında herhangi bir bölüm ayrımı yapmıyoruz fakat bazen bölüm odaklı etkinliklerimiz olabiliyor mesela CV yazımı atölyesi etkinliği İşletme 3..-4. sınıf öğrencileriyle gerçekleştirildi. Linkedin hakkında Turizm bölümüne koordinatörümüz sunum yaptı.
6- Son olarak düzenlediğiniz etkinliklerde öğrencilerin neler yapıp yapmaması gerektiği hakkında bilgi verebilir misiniz?
Öğrenciler bu etkinliklere geldiklerinde en çok karşılaştıkları sorun ne yapmaları ve ne yapmamalrı gerekiyor. Bir firma yetkilisiyle tanıştıklarından çekinmeden akıllarındaki soruları sormaları gerekmektedir, hatta sorularını önceden yazıp gelmeleri onlar için daha faydalı olabilir. Firma hakkındakileri önceden araştırmak da çok önemli bir fakör gerek böyle görüşmelerde gerekse mülakta öncesinde. Bir İK yetkilisiyle ya da firma temsilcisiyle önden tanışmak mezun olduktan sonraki mülakatlarında öğrenciye büyük bir artı sağlamaktadır.
0 Comments

Bilkent Üniversitesi, ‘UNICEF Yardım Kermesi’ İle Yardıma İhtiyacı Olan Çocukları Sevindiriyor

12/4/2017

0 Comments

 
Bora Sipahi

UNICEF Milli Komitesi, düzenleyeceği kermes ile eğitim konusunda yardıma ihtiyacı olan çocukları mutlu etmeyi hedefliyor. 21-24 Kasım tarihleri arasında Bilkent Üniversitesi “49” Rektörlük Konutu’nda düzenlenecek olan kermeste satılan ürünlerin geliri ve yapılan bağışlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak. Etkinlik 10.00-18.00 saatleri arasında misafirlerini kabul edecek. Kermesin her türlü giyecek, ev eşyası, oyuncak ve kitap bağışına kapısı açık.

“Geniş fiyat yelpazesinde pek çok ürün var”
UNICEF Milli Komitesi yönetim kurulu üyesi Nilgün Baray, kermeste ikinci el olduğu kadar kullanılmamış pek çok ürünün olduğunu belirtti. Fiyat yelpazesinin geniş olduğunu söyleyen Baray, katılımcıların satışta olan küçük ürünlerle küçük ölçekte de yardım yapabileceklerini söyledi. Kermeste dekoratif ev ürünleri, takı, battaniye, mutfak aletleri, kitap ve tablo gibi ürünler bulunuyor.

“Yoğun ilgi var”
On üç yıldır, yılda bir kez olmak kaydıyla kasım ayında düzenlenen kermese bu sene ilginin yoğun olduğunu söyleyen Baray, önceki senelerden farklı olarak kermesin uygun fiyatlı yeni ürünler, piyango, sürpriz ve ikramlar ile daha ilgi çekici hale geldiğini belirtti. Komitenin şu ana kadar düzenlediği en uzun kermesin bu sene yapılan etkinlik olduğunu söyleyen Baray, “En büyük geliri kermesten elde ediyoruz. Elde edilen geliri kermes bittikten sonra milli komiteye teslim edeceğiz. Komite ile yapacağımız toplantı sonrasında toplanan bağışlar ile kimlere yardım edeceğimizi belirleyeceğiz.” dedi.

“Sadece Türkiye içinde hizmet veriyoruz”
UNICEF Milli Komitesi kurucu başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın katkıları ile komitenin UNICEF’ten bağımsız olarak sadece Türkiye içinde hizmet verdiğinin altını çizen Baray, katılımcıların yaptıkları yardım konusunda kafa karışıklığı yaşamamaları gerektiğini söyledi. Baray, komitenin işleyişi hakkında şu bilgileri verdi: “Komitemiz 2003 yılından beri aktif olarak UNICEF Milli Komitesi’ne destek veriyor. On beş aktif üyeden ve kırk kişiden oluşuyor. Aktif üyelerimiz Bilkent Üniversitesi öğretim üyeleri ve onların eşleri. Geçmişte yardım amaçlı pek çok söyleşi ve konser düzenledik. Sadece Türkiye içindeki eğitim projelerinde kullanılmak kaydıyla gelir elde ediyoruz.”

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, UNICEF, kurumun bütün çalışmalarını tarihte en yaygın olarak benimsenen insan hakları sözleşmesi olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme doğrultusunda yürütmektedir. Küresel düzeyde dünyanın önce çocuk savunucusu olan UNICEF, yüz doksan ülkede güçlü bir varlığa sahiptir. Gelişmiş ülkelerde otuz altı milli komiteye sahip olan UNICEF, yerel düzeyde çocukların refahını artırmak ve tüm çocuklara tam potansiyellerine ulaşma olanağını sunmak için çeşitli ortaklarla çalışmaktadır. Kurum, finansmanının üçte ikisini hükümetlerden, geri kalanını ise UNICEF Milli Komiteleri, özel gruplar ve bireylerden sağlamaktadır. UNICEF Türkiye’nin çalışma ortakları arasında Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü gibi kurumlar yer almaktadır.

Siz de eğitime muhtaç çocuklara yardım etmek istiyorsanız, kermes bitmeden Bilkent Üniversitesi’nde bulunan 49 numaralı Rektörlük Konutu’na uğrayabilir ve her türlü bağışlarınız için Nilgün Baray’a (312) 290 16 88 ya da 532 615 1460 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
Picture
0 Comments

BİLKENT’E DEV YURT!

12/4/2017

0 Comments

 
Picture
Ayten Deniz Yılmaz

 
Türkiye’nin en büyük kampüslerinden birine sahip olan Bilkent Üniversitesi’nde, gün geçtikçe kalacak yer problemi daha da sıkıntılı hale geliyor. 13 bin öğrencinin öğrenim gördüğü eğitim kurumu, bu soruna bir çözüm getirmek için, 800 kişi kapasiteli yeni bir yurt projesiyle karşımıza çıkıyor. Her yıl birçok öğrencinin yurtlarda yer olmaması sebebiyle sıkıntı yaşamasının ardından, geçtiğimiz aralık ayında Merkez Kampüs'te yeni bir yurdun inşaatına başlandı. Yeni bina, 24 bin m2 kapalı alanda yer alacak ve böylece kampüsteki yurtlara yeni bir tanesi eklenecek. 2019-2020 eğitim öğretim yılında hizmete girmesi planlanan yeni yurdun, kalacak yer sıkıntısını büyük oranda çözmesi bekleniyor.

“Yer sıkıntısı büyük oranda giderilecek”
 
Hemen hemen her dönem yurda çıkamayan ve kalacak yer bulmakta zorlanan öğrenciler, Bilkent’in çözüm getirmesi gereken önemli bir problemini gözler önüne seriyor. Yurtlar Müdür Vekili Veli Karaaslan, bu konudaki görüşünü “Yeni yurt büyük oranda sıkıntıyı giderecek. Yer ihtiyacını fazlasıyla karşılayacak, kapasite artacak. Buna bağlı olarak diğer yurt odalarındaki kişi sayıları azaltılabilir. Örneğin 3 kişilik odalar 2 kişiliğe, 2 kişilik odalar tek kişiliğe çevrilebilir.” diye belirtti.
 
Bilkent’in yurt problemlerinin alt başlıklarından bir tanesi de Doğu-Merkez Kampüs çatışması. Bölümü merkez kampüste olan bazı öğrenciler doğu kampüste kalırken, bazı hazırlık öğrencileri de merkez kampüs yurtlarında konaklıyorlar. Birçok hazırlık öğrencisi bu durumdan memnunken, bölüme geçmiş öğrenciler artık Doğu Kampüs'te vakit geçirmek istemiyorlar. Öğrencilerin kalacak yerlerinin sisteme göre ayarlandığını belirten Karaaslan, “Öğrencilerin yurtlara başvururken 3 oda tercih etme hakları var. Eğer tercihlerinin hiçbirine geçiş yapamazlarsa daha önce kaldıkları odalarında kalmaya devam ediyorlar. Hazırlığı geçemeyen öğrenciler Doğu Kampüs'te kalmaya devam ediyorlar. Doğu Kampüs dolduğunda ise istisnai olarak merkez kampüsteki yurtlarımızda yer veriyoruz. Aynı şekilde merkez kampüs dolduğunda da doğu kampüse gönderdiğimiz öğrencilerimiz oluyor.” diye konuştu. 
 
Kampüsteki en büyük yurt
 
Metrekare olarak diğer yurtlardan büyük olması beklenen yeni yurt binasında, öğrencileri ve olası yükleri taşımak için asansör kullanılacak. Şu an için giriş katında bir kafeterya olması planlanan yeni yurt, diğer yurtlardan farklı olarak iki ana girişe sahip olacak. Girişlerde engelli öğrencilerin de kullanımına uygun olması için rampalı bir bölüm bulunuyor. Yeni yurt, tıpkı 77 ve 78. yurtlar gibi A ve B olmak üzere ayrı bloklardan oluşacak. Asansör, katların ortak holüne açılacak şekilde koyulacak. Her katta ortak mutfak, çalışma salonları, ütü odaları ve çamaşırhaneler olacak. Bodrum katında yapılması planlanan çamaşırhaneler için kartlı bir giriş sistemi ve yine kart ile çalışan çamaşır yıkama sistemi düşünülmekte olup, yazın öğrencilerin eşyalarını yurtta bırakabilmeleri için belirli ölçülerde, bodrum katta depolar bulunacak. Aynı şekilde, bu depoların da diğer yurtların depolarından büyük olması planlanıyor. Giriş katlarında engelli öğrenciler için özel odalar bulunduracak yurdun toplam kapasitesi 800 kişiyi buluyor.
Sıcak ve soğuktan fazla etkilenmeyecek şekilde yalıtımlı tasarlanması planlanan binanın, odalarında havalandırma sistemi olacak.
 
Yeni yurttaki odaların fiyatları hakkında henüz kesin bir bilgi bulunmuyor. Yurt müdürü Ahmet Erol, bu konuyla ilgili “Odaların fiyatı için şu an kesin bir şey söyleyemesek de, standart tek kişilik odalardan daha ucuz fakat standart iki kişilik karyolalı odalardan daha yüksek bir fiyatı olabilir.” şeklinde konuştu
 
Yeni yurtta kalma önceliği bölüm öğrencilerinin
 
Kampüste birçok öğrencinin kalmak istediği yurtların merkez kampüs yurtları olduğu su götürmez bir gerçek. Daha canlı, daha sosyal ve daha geniş bir yapıya sahip Merkez Kampüs yurtları, binlerce öğrenciye kalacak yer imkanı sağlıyor. Yeni yapılan yurttaki kalacak yer önceliğinin merkezdeki bölüm öğrencilerine verileceğini dile getiren Karaaslan, şu şekilde devam etti: “O öncelik de kendi içinde ayrılacak, son sınıflara öncelik veriyoruz. Sonrasında sıralamamız üç, iki, bir, şeklinde devam ediyor. Tabii ki bu hazırlık öğrencileri kalamaz demek değil. Eğer yer müsait olursa hazırlık öğrencileri de kalabilir.”
 
“Ankara büyük bir şehir”
 
İstanbul’daki bazı özel üniversitelerde, yurt önceliği şehir dışından gelen öğrencilere veriliyor. Önce şehir dışından gelen öğrenciler yurtlara yerleştirilirken, ardından İstanbul içi taleplere cevap veriliyor. İstanbul’a kıyasla Bilkent’te böyle bir durumun kesin olmadığını belirten Yurtlar Müdür Vekili Karaaslan, ifadesini şu şekilde dile getirdi: “Böyle kesin bir ayrım yok. Ankara büyük bir şehir. Yani şehir içinde yaşayan öğrencilerin de ulaşım sıkıntısı oluyor. Pursaklar’da yaşayan öğrencilerimiz de var örneğin, yurda çıkmak isteyebiliyorlar. Tabii ki şehir dışından gelen öğrencilere öncelik tanımaya çalışıyoruz. Örneğin, açıkta kalmış öğrenciler için geç başvurulardan sonra yer açılırsa, şehir dışından gelen öğrencimize öncelik veriyoruz.” Karaaslan, Ankara’da yaşayıp da yurtta kalan öğrenci sayısının 80-100 civarı olduğunu ve bu sayının toplam öğrenci sayısının %2’ye tekabül ettiğini de ekledi.
 
 
Her odaya özel banyo
 
Kampüsteki 69 ve 70. yurtlar hariç diğer yurtlardaki çoğu kullanım alanı gibi tuvaletler de ortak. Yeni yurtta ise bu durum farklı olacak. Banyo ve tuvaletler ortak kullanım alanlarının yerine, odaların içinde bulunacak. İki kişilik olması planlanan odaların ücretleri ise standart iki kişilik odaların fiyatlarından yüksek olabilir.
 
Bilkent Üniversitesi’nin henüz ismi belirlenmemiş olan yeni yurdu öğrencilere daha konforlu, daha geniş ve daha iyi bir hizmet vermeyi planlıyor. 2019-2020 eğitim öğretim yılında hizmete girecek olan yeni yurt, birçok öğrencinin konaklama problemini çözmüş olacak. Henüz yapım aşamasında olmasına rağmen, her odaya özel banyolarla tasarlanacak olan yeni yurdun, kampüsün en çok rağbet gören yurdu olarak sahneye çıkması kaçınılmaz.

0 Comments

    COMD 331 Haber Merkezi 

    ​Sonbahar 2017-18 Midterm Projeleri

    Arşiv

    January 2018
    December 2017
    November 2017

    RSS Feed

Powered by Create your own unique website with customizable templates.