Didem İşçi - Zeynep Özmen
Eğer yaz aylarında Bilkent Üniversitesi Merkez Kampüs’e uğramışsanız mutlaka kırmızı tişörtlü pek çok öğrenci görmüşsünüzdür. Peki kimdir bu kırmızı tişörtlüler; ne yaparlar, niye gezerler? Sizin için araştırdık.
Bu kırmızı tişörtlü öğrenciler Bilkent Üniversitesi Bilgi ve Tanıtım Ofisi (BTO) rehberleri… Rehberler, Bilkent Üniversitesi’nin olanakları hakkında en güncel bilgileri üniversite adayları ve ailelerine aktarmakla görevli öğrencilerdir. Yıl boyunca ziyaretçilere eşlik ederek kampüsü gezdirirler, eğitim programlarına ilişkin bilgiler verip, bu ziyaretçilerin öğretim elemanlarıyla görüşmelerine yardımcı olurlar. Bilkent Üniversitesi’ndeki çoğu kişi farkında olmasa da gönüllü olarak çalışan rehber öğrenciler, her yıl Bilkent Üniversitesi’ne girmeye hak kazanan pek çok öğrencinin karar aşamasında hayati bir rol oynuyor.
BTO fikri ilk kez 2004 yılında bir liseden gelen kampüsü gezme talebi üzerine ortaya çıktı. O dönemde okulda bu şekilde aktif bir topluluk bulunmadığı için Rektörlük tarafından başarılı bulunan 2 öğrenci görevlendirildi. Daha sonra sadece tanıtım üzerine çalışılan bir sistem geliştirildi ve eğitim sistemi düzenlendi. Ofisteki rehber sayısı her sene arttı ve günümüzdeki konumuna ulaştı. BTO’nun en temel amacı Bilkent’i ve bölümleri tanıtmak ve üniversite adaylarına tercih süreçlerinde doğru bilgi vermek. Bu bağlamda sene içinde liselilere toplu kampüs turları yapmak, yazın üniversite tercih döneminde birebir olarak üniversite adaylarıyla ilgilenmek ve sene boyunca Türkiye’nin çeşitli illerinde düzenlenen eğitim fuarlarına katılmak, rehberlerin üstlendiği başlıca görevleri oluşturuyor. Şu anda Tanıtım Ofisi’nde aktif olarak 88 rehber çalışıyor ve eğitim sürecinde de yaklaşık olarak 50 aday rehber yer alıyor.
BTO aslında Öğrenci İşlerinden Sorumlu Rektör Yardımcısı Orhan Aytür’e bağlı olarak çalışıyor. Dolayısıyla Bilkent’teki diğer öğrenci kulüplerinden farklı olarak yarı profesyonel bir iş olarak düşünülebilir. Tanıtım görevinin yürütülmesinde rol alan iki önemli kişi var. Bunlardan ilki Bilgi ve Tanıtım Ofisi İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Uzman Vuslat Öztekin görevini şöyle açıklıyor: “Yaklaşık 4 yıldır sürdürdüğüm görevimde başlıca sorumluluklarım; eğitim kurumları ziyaretlerinin planlanması, yıllık fuar planı oluşturulması ve katılım sağlanan tüm fuarların organizasyonu, yaz turları organizasyonu ile yıl içerisinde talep edenlere tanıtım materyali gönderimi olarak sıralanabilir. Ayrıca Bilgi ve Tanıtım Ofisi biriminin idari ve mali işlerinin yürütülmesi de iş kapsamında yer alıyor.”
Bir diğer önemli kişi ise rehberler koordinatörü Halil İbrahim Kuru. BTO’da 5. yılını dolduran ve Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Yüksek Lisans öğrencisi olan Kuru, 1 yıldır koordinatörlük görevini sürdürüyor. Bilgi ve Tanıtım Ofisi’ne ait idari sorumluklar Vuslat Öztekin tarafından yerine getirilirken rehber öğrencilerin kendilerine ait yönetim organizasyonundan ise koordinatör rehber Halil İbrahim Kuru sorumlu bulunuyor. Kuru, rehberler arasında etkileşimi sağlarken aynı zamanda da BTO ve rektörlük arasında Vuslat Öztekin’le birlikte bir köprü rolünü üstleniyor.
Türkiye’de lise öğrencileri için üniversite sınavının önemi çok büyük. Üniversite adaylarına Bilkent Üniversitesi hakkında bilgi vermek ve tanıtmakla görevli BTO, bu zor dönemlerinde onların yanında olup rehberlik etmeye çalışan çok samimi bir ekip hatta büyük bir aile. Pek çok üniversite adayı da dönem içerisinde gerçekleşen kampüs turları ve yazın düzenlenen daha kapsamlı tanıtımlarla Bilkent’le tanışıyor. Geçtiğimiz senenin verilerine göre Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden 399 tane okuldan 26.625 öğrenci Bilkent’le tanıştı. 2743 öğrenci ise yaz turlarında bilgi alma şansı buldu.
“İdeal kampüs turu…”
Dönem içerisinde lise grupları için düzenlenen toplu bir ideal kampüs turu
-Yurtlar Spor Salonu,
-Yurtlar,
-Bütün fakülte binaları ve içlerindeki tüm bölümler,
-Yemek olanakları,
-Meteksan,
-Cyberpark,
-İleri Araştırmalar Laboratuvarı, Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi, Nanotam, AB MikroNano,
-Sağlık Merkezi,
-Ulaşım Hizmetleri,
-İhsan Doğramacı hakkında bilgi,
-Bilgisayar Laboratuvarları,
-Kütüphane
ve son olarak da üniversite adaylarıyla yapılan bir soru-cevap oturumunu kapsamakta.
İdeal kampüs turuna ek olarak yaz turlarında ise üniversiteyi gezmek ve lisans programlarını daha yakından tanımak isteyen adaylar ve veliler için Rektörlük Binası’nda bir tanıtım alanı kurulur. Burada adaylara tercihlerinde fikir vermek için her fakülte ve yüksekokuldan rehber öğrenciler görev alır ve birebir olarak ziyaretçilerle ilgilenir, gerektiğinde her bölümden akademisyenlerle adayları buluşturur. Bilkent Üniversitesi Felsefe bölümü 2. Sınıf öğrencisi Çisel Dila Zeybek, yaz turları sayesinde Bilkent’le tanışan ve bu tanıtımın tercih döneminde verdiği kararı ve dolayısıyla hayatını çok etkilediğini belirten öğrencilerden biri. Zeybek tercih sürecini şöyle anlatıyor: “Bilkent’le tanıtım ofisi sayesinde tanıştım, aslında Bilkent’te okumayı düşünmüyordum ama benimle ilgilenen rehber ders programından ve bölümün içeriğinden bahsettiğinde felsefe bölümü çok ilgimi çekti. Bu görüşme sırasında burs imkanları, kampüs koşulları ve akademik kadro hakkında da bilgi sahibi oldum ve açıkçası Bilkent’in benim için çok daha doğru bir tercih olacağına inandım. Rehber, Bilkent ile ilgili bütün yanlış bildiğim şeyleri düzeltti ve ben de Bilkent’e girdikten sonra gördüm ki gerçekten anlatılanlar doğruymuş. Şu anda da bu kararımdan çok memnunum, tanıtımlar cidden hayatımı değiştirdi”
Çoğu rehber de kendi tercih dönemlerinde bu turlara katılarak Bilkent’i seçmiş kişiler ve manevi motivasyon bu anlamda rehber olmayı teşvik eden önemli bir unsur. 4 yıllık tecrübeli rehber Safiye Nesibe Uslu da bu düşünceyle rehber olmayı seçenlerden biri. Uslu “11.sınıfta Bilkent gezisine ve 12.sınıfta yaz turlarına geldiğimde tanıştığım rehberlere özenerek rehber olmaya karar verdim. Doğru üniversite ve bölüm tercihi yaptığıma inanıyorum, bunda büyük pay o rehberlerindi. Aynı manevi tatmini yaşamak benim için iyi bir motivasyon kaynağı oldu” diyor. Okula duyulan aidiyet duygusu da bunda çok büyük bir rol oynuyor. Dolayısıyla rehberler turlar sırasında inanmadıkları veya okulda olmayan hiçbir şeyi reklam yapmak için anlatmıyor, tam tersi sadece var olanı anlatıp ziyaretçilere nesnel ve dürüst bilgi akışı sağlıyorlar. İş ahlakı konusunda da oldukça hassas olan rehberler başka okullarla yapılan karşılaştırma sorularına cevap vermiyor, sadece okudukları okul hakkında bilgi verebileceklerini aksinin doğru olmayacağını ifade ediyorlar. Sene içerisinde gelen liselerden şimdiye kadar hep teşekkür için dönüşler aldıklarını belirten Vuslat Öztekin, rehber öğrencilerin ilgi ve bilgilerinin takdir kazandığını ifade ediyor. 2017 yaz turları istatistiklerine göre tanıtımlara gelen 2690 üniversite adayından 1033’ü Bilkent’i tercih etti. Bu sayı BTO’nun amacına ne kadar ulaştığının sayısal bir göstergesi.
Peki nasıl rehber olunur?
Bu soruyu cevaplamak çok da kolay değil çünkü rehberler oldukça uzun ve özveri gerektiren bir eğitim sürecinden geçiyorlar. Her güz dönemi başında rehber olmak istediklerini belirten Bilkent öğrencileri mülakata alınıyor. Bu mülakatlarda öncelikli olarak adayların rehber olma konusundaki istekliliklerine ve Bilkent hakkındaki mevcut bilgilerine önem verilir. Ayrıca adayın topluluk önünde konuşabilme, kendini doğru ifade edebilme, zor durumlar karşısında soğukkanlı kalabilme ve hızlı düşünebilme gibi becerilerinin yanı sıra takım çalışmasına yatkın olup olmadığı ve uyumlu bir tutum sergileyip sergilemediği ölçülmeye çalışılır. Başarılı olan adaylar 1 yıl süren bir eğitim sürecine adımını atar.
Eğitim sürecinde aday rehberlerle ilgilenmek için koordinatör tarafından seçilen deneyimli rehberler danışman olarak görevlendirilir. Her danışmanın dönem boyunca yaklaşık 6 adayı olur ve bu danışmanlar adaylarının tüm eğitim süreciyle yakından ilgilenirler. 2 yıldır danışmanlık görevini üstlenen Şebnem Güzeloğlu eğitim sürecini şöyle anlatıyor: “Bir tane gözlem turu yaparak başlıyorlar. Bu turda kendilerinden herhangi bir şey beklemiyoruz, sadece turu iyi izlemeleri gerekiyor. Daha sonra 2 tane alıştırma turu yapmaları gerekiyor, bunlarda turda anlatılan yerlerden bir kısmını onların anlatmasını bekliyoruz. Son olarak 2 deneme turu yapıyorlar, bunlarda turun kontrolü, genel düzen gibi her husus onların sorumluluğunda. Bütün bu turlar esnasında adayları gözlemleyip not alan tecrübeli rehberler onlara eşlik ediyor. Bu turların sonunda rehber olup olmayacaklarına dair karar veriyoruz. Tabi bu süreçte yapılan eğitim toplantılarına da gelmeleri gerekiyor.”
Bütün bu organizasyonu ilerletmek her zaman kolay olmuyor. Koordinatörün yanında danışmanlar da her gün turlara rehber bulma konusunda önemli bir görev üstleniyor. Örneğin aynı gün içerisinde kampüste 12 farklı lise grubu görmeniz mümkün. Üstelik bu gruplar ortalama 70 kişi olabiliyor. Bilkent Üniversitesi’nin yoğun bir ders yükü olduğunu düşünecek olursak bu turların hepsine rehber bulmak bazen zor olabiliyor. Ayrıca insanlarla iletişim kurmayı gerektiren bir iş, hele de üniversite tercihi gibi stresli bir konu gündemde olunca durum daha da zorlaşıyor. Bazı grupların tur saatine uymaması da rehber öğrencileri zora sokabiliyor. Yaşanan bazı zorluklar ise sonradan hatırlandığında komik anılara da dönüşebiliyor. Fen Fakültesi içindeki süs havuzuna düşen öğrenciler, rehberinin telefon numarasını isteyen fazla “ilgili” adaylar, kütüphane önünde birdenbire kavgaya tutuşan iki lise öğrencisi ve daha pek çok olay turlar sırasında rehberlerin başına geliyor.
“Adeta bir aile…”
Aktif olarak 88 rehberin çalıştığı Bilgi ve Tanıtım Ofisi her sene mezunları ve yeni gelenleriyle sürekli büyüyen bir aile gibi. Rehberler, yaptıkları işin profesyonelliğinin yanı sıra ofiste kurdukları güçlü bağlarla mezuniyetten sonra bile iletişim halinde kalmaya devam ediyorlar. Güçlü dostluklara ek olarak, BTO’da tanışıp evlenerek kendi çekirdek ailesini kuranlar ya da gerçekten kan bağı olanlar da yok değil… Rehber olmanın keyfini tadanlar Bilkent’te okuyan kardeş ya da kuzen gibi akrabalarını da teşvik ederek bu aile ortamını güçlendiriyorlar.
Ablaları da rehber olan ve şu anda ikizi Ege’yle birlikte rehberlik yapan Eren Bilaloğlu BTO’nun kendisi için önemini şu sözlerle ifade ediyor: “Tercih sürecimde Bilkent’i seçmemde ablam Pelin’in Bilkent’te okumasının ve rehber olmasının büyük etkisi olduğunu, dolaylı olarak da BTO’nun bu kararıma katkı sağladığını söyleyebilirim. Ablam bir rehber gözüyle Bilkent’i bana mümkün olduğu kadar tarafsız ve her yönü ile anlatmıştı. Onun anlatımından ve kardeşimle bana yaptığı turdan, Bilkent’te okuduğu yıllar boyunca gözlemlediklerimden zaten çok etkilenmiş ve kesin olarak Bilkent’i istediğime emin olmuştum. Tercih dönemimde yine de Bilkent’e gelip tanıtım turlarına katıldım. Meslek seminerleri ve Bilgisayar Mühendisliği okuyan rehber öğrencinin anlatımı kararımdan iyice emin olmamı sağladı. Ablamın da Bilkent’i seçmesinin en büyük sebeplerinden birinin tanıtım turları olduğunu yeri gelmişken belirteyim. Kendisi kendi tercih döneminde Bilkent hakkında pek bir şey bilmiyordu ve hatta biraz ön yargılıydı. Buraya gelip bir rehber öğrenci ile konuştuğunda fikirleri tamamen değişti. Hatta o gün eğer Bilkent’i kazanırsa rehber öğrenci olmak istediğini kafasına koymuştu. Çünkü rehber öğrencinin anlatımından çok etkilenmiş ve Bilkent’i hiç düşünmezken tercihlerine eklemişti. Buradan aslında yapılan işin ne kadar kritik olduğunu görebiliyoruz. Rehberlerin aday öğrencilerin tercihleri üzerinde büyük etkileri olabiliyor. Sonuç olarak ablam o gün orada dinlediği tanıtımdan etkilenip Bilkent’i yazdı, kazandı ve rehber öğrenci oldu. O gün ablamla konuşan rehber belki de üçümüzün kararını doğrudan veya dolaylı olarak etkiledi. Çünkü daha sonra ben ve kardeşim de ablamdan etkilenip Bilkent’i kazanıp biz de rehber olarak BTO’ya katıldık. Ablam Bilkent’te okurken hep en güzel anılarını BTO sayesinde biriktirdiğini, çok iyi dostluklar kurduğunu ve çok eğlendiğini söylüyordu. Halen görüştüğü yakın çevresini BTO’dan edindiği arkadaşları oluşturuyor. Ben de Bilkent’teki hayatımı BTO’dan önce ve sonra olarak ikiye ayırabilirim. BTO’ya katıldıktan sonra bir anda bir sürü farklı bölümden çeşit çeşit arkadaşınız oluyor. İçine girince şaşırıyorsunuz bu kadar iyi insanlar nasıl bir arada toplanabilmiş diye. Yaz turlarında 2-3 hafta 7/24 birlikte olduğumuzu düşünürsek tam olarak aile gibiyiz. Üç kardeş olarak rehberlik yaptığımızı da düşünürsek BTO ve aile kavramları oldukça yakın benim için.”
“Bir kere rehber, daima rehber!”
Turlarda karşılaşılan zorluklara rağmen rehberler büyük bir özveri ve istekle işlerini yapıyor ve bu güzel aile ortamını sürdürüyorlar. “BTO ekibinde olmak nasıl bir duygu?” sorusuna Şebnem Güzeloğlu “Ben BTO’ya katılmayı hayatımda verdiğim en doğru kararlardan biri olarak görüyorum. Hem kişisel gelişimim hem sosyal çevrem açısından çok faydasını gördüm diyebilirim. Hayatımdaki yeri çok büyük, çünkü şu an okuldaki en yakın arkadaşlarımı hep ofisten buldum, dolayısıyla en güzel anılarım hep ofisle ilgili anılarım. Özellikle zamanlarının çoğunu burada geçiren insanların arasındaki bağ çok kuvvetli, bu yüzden çok büyük problemler yaşamamamızla birlikte hep beraber çok güzel ve kaliteli zaman geçiriyoruz.” diye cevap verirken Nesibe Uslu da benzer şekilde “Hayatımdaki en doğru tercihlerden biri Bilkent'ti, Bilkent'teki en doğru tercihlerimden biriyse rehber olmaktı. Profesyonel hayatıma katkıları bir yana, farklı bölümlerden, farklı anlayışlardan pek çok insanla aile olma imkanını sunan bir yer. Her zaman için hayatımda BTO'nun ve burada tanıştığım insanların yeri ayrı olacak çünkü bir kere rehber, daima rehber.” ifadelerini kullanıyor.
Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nden 2015 yılında mezun olan ve şu anda savunma sanayii üzerine bir şirkette çalışan eski rehber Cem Sevim ise BTO’nun hayatındaki yerini şöyle açıklıyor: “Bilgi ve Tanıtım Ofisi hayatımda çok özel bir yeri olan, çok iyi insanları tanıdığım ve kendime çok fazla şey kattığım bir organizasyondu. Dışarıdan ne kadar ‘liseleri gezdiren öğrenciler’ veya ‘yazın kırmızı giyen kişiler’ olarak gözüksek de bu organizasyonun ne kadar ciddi bir iş yaptığı başvuru sürecinden itibaren anlaşılabiliyor. Ortak bir amaç için bir araya gelmiş çok farklı insanların bu kadar uyumlu çalıştığı bir yeri dışarıda profesyonel bir ortamda görmek çok kolay değil. Bu ortamın sağlanmasının sebebi de insanların gönülden çalışıyor olmasıdır. Farklı disiplinden insanlarla uyum içinde çalışabilmek iş hayatında karşılaştığım zorlukların üstesinden kolay bir şekilde gelmemi sağlıyor. Tanıtım ofisi içerisinde eğitimci olarak yaşadıklarım ise profesyonel hayatın bir provasıydı diyebilirim. Yaptığınız iş ciddi, Bilkent Üniversitesi’ni tanıtmakla yükümlüsünüz, yetiştirdiğiniz yeni rehberlerin bu ciddiyeti kavramasını sağlamalısınız ve bu süreci sorunsuz yönetmelisiniz. Çoğu kişinin iş hayatında hemen hemen karşılaştığı şeylerin bir benzeri aslında. Ayrıca özel hayatımda beraber olduğum insanların büyük bir kısmını da bu ortamda tanıdığım arkadaşlarım oluşturuyor. İyi günümde ve kötü günümde daima yanımda olacağını bildiğim çok arkadaş kazandım burada. Sadece ben değil bu ofisten yolu geçmiş çoğu insan için bunun böyle olduğunu düşünüyorum. Mezun olduktan sonra bile ofisle bağınız kesinlikle kopmuyor. Burada tanışıp evlenen insanların düğünleri olsun, beraber yapılan tatiller olsun bu işi yapmış insanlar daha sonrasında da birbirlerinden çok kopamıyorlar. Ben hala ofis etkinliklerine, toplantılarına gitmeye gayret gösteriyorum. Yeni insanlar gelse bile farklı zamanlarda aynı amaç için çalışan insanlar bir şekilde iletişim kurabiliyor ve bu bana huzur veriyor”
Bilkent Üniversitesi’nin tarafsız, samimi ve en güvenilir kollarından bir tanesi olan Bilgi ve Tanıtım Ofisi gün geçtikçe büyümeye, yeni rehberler yetiştirmeye ve Bilkent’e de yeni insanlar kazandırmaya devam ediyor. Rehber olarak topluluk önünde konuşma, takım çalışması, zor durumlarla soğukkanlı bir şekilde başa çıkma yeteneklerini kazanan bu öğrenciler hem kendilerini geliştirme fırsatı buluyor hem de her yıl üniversite adaylarının hayatlarına doğrudan etki ediyor. Tüm bunlara ek olarak da kurdukları güzel aile ortamını mezun olsalar dahi devam ettiriyorlar. Siz de bu ailenin bir parçası olmak isterseniz her yıl güz dönemi başında kampüsün farklı noktalarında kurulan stantlara başvurabilirsiniz. Daha detaylı bilgi almak isterseniz de EB Rektörlük binası zemin katta bulunan Tanıtım Ofisi’ne uğrayabilir, 0312 290 3318 numarasını arayabilir ya [email protected] adresine mail atabilirsiniz.
Eğer yaz aylarında Bilkent Üniversitesi Merkez Kampüs’e uğramışsanız mutlaka kırmızı tişörtlü pek çok öğrenci görmüşsünüzdür. Peki kimdir bu kırmızı tişörtlüler; ne yaparlar, niye gezerler? Sizin için araştırdık.
Bu kırmızı tişörtlü öğrenciler Bilkent Üniversitesi Bilgi ve Tanıtım Ofisi (BTO) rehberleri… Rehberler, Bilkent Üniversitesi’nin olanakları hakkında en güncel bilgileri üniversite adayları ve ailelerine aktarmakla görevli öğrencilerdir. Yıl boyunca ziyaretçilere eşlik ederek kampüsü gezdirirler, eğitim programlarına ilişkin bilgiler verip, bu ziyaretçilerin öğretim elemanlarıyla görüşmelerine yardımcı olurlar. Bilkent Üniversitesi’ndeki çoğu kişi farkında olmasa da gönüllü olarak çalışan rehber öğrenciler, her yıl Bilkent Üniversitesi’ne girmeye hak kazanan pek çok öğrencinin karar aşamasında hayati bir rol oynuyor.
BTO fikri ilk kez 2004 yılında bir liseden gelen kampüsü gezme talebi üzerine ortaya çıktı. O dönemde okulda bu şekilde aktif bir topluluk bulunmadığı için Rektörlük tarafından başarılı bulunan 2 öğrenci görevlendirildi. Daha sonra sadece tanıtım üzerine çalışılan bir sistem geliştirildi ve eğitim sistemi düzenlendi. Ofisteki rehber sayısı her sene arttı ve günümüzdeki konumuna ulaştı. BTO’nun en temel amacı Bilkent’i ve bölümleri tanıtmak ve üniversite adaylarına tercih süreçlerinde doğru bilgi vermek. Bu bağlamda sene içinde liselilere toplu kampüs turları yapmak, yazın üniversite tercih döneminde birebir olarak üniversite adaylarıyla ilgilenmek ve sene boyunca Türkiye’nin çeşitli illerinde düzenlenen eğitim fuarlarına katılmak, rehberlerin üstlendiği başlıca görevleri oluşturuyor. Şu anda Tanıtım Ofisi’nde aktif olarak 88 rehber çalışıyor ve eğitim sürecinde de yaklaşık olarak 50 aday rehber yer alıyor.
BTO aslında Öğrenci İşlerinden Sorumlu Rektör Yardımcısı Orhan Aytür’e bağlı olarak çalışıyor. Dolayısıyla Bilkent’teki diğer öğrenci kulüplerinden farklı olarak yarı profesyonel bir iş olarak düşünülebilir. Tanıtım görevinin yürütülmesinde rol alan iki önemli kişi var. Bunlardan ilki Bilgi ve Tanıtım Ofisi İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Uzman Vuslat Öztekin görevini şöyle açıklıyor: “Yaklaşık 4 yıldır sürdürdüğüm görevimde başlıca sorumluluklarım; eğitim kurumları ziyaretlerinin planlanması, yıllık fuar planı oluşturulması ve katılım sağlanan tüm fuarların organizasyonu, yaz turları organizasyonu ile yıl içerisinde talep edenlere tanıtım materyali gönderimi olarak sıralanabilir. Ayrıca Bilgi ve Tanıtım Ofisi biriminin idari ve mali işlerinin yürütülmesi de iş kapsamında yer alıyor.”
Bir diğer önemli kişi ise rehberler koordinatörü Halil İbrahim Kuru. BTO’da 5. yılını dolduran ve Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Yüksek Lisans öğrencisi olan Kuru, 1 yıldır koordinatörlük görevini sürdürüyor. Bilgi ve Tanıtım Ofisi’ne ait idari sorumluklar Vuslat Öztekin tarafından yerine getirilirken rehber öğrencilerin kendilerine ait yönetim organizasyonundan ise koordinatör rehber Halil İbrahim Kuru sorumlu bulunuyor. Kuru, rehberler arasında etkileşimi sağlarken aynı zamanda da BTO ve rektörlük arasında Vuslat Öztekin’le birlikte bir köprü rolünü üstleniyor.
Türkiye’de lise öğrencileri için üniversite sınavının önemi çok büyük. Üniversite adaylarına Bilkent Üniversitesi hakkında bilgi vermek ve tanıtmakla görevli BTO, bu zor dönemlerinde onların yanında olup rehberlik etmeye çalışan çok samimi bir ekip hatta büyük bir aile. Pek çok üniversite adayı da dönem içerisinde gerçekleşen kampüs turları ve yazın düzenlenen daha kapsamlı tanıtımlarla Bilkent’le tanışıyor. Geçtiğimiz senenin verilerine göre Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden 399 tane okuldan 26.625 öğrenci Bilkent’le tanıştı. 2743 öğrenci ise yaz turlarında bilgi alma şansı buldu.
“İdeal kampüs turu…”
Dönem içerisinde lise grupları için düzenlenen toplu bir ideal kampüs turu
-Yurtlar Spor Salonu,
-Yurtlar,
-Bütün fakülte binaları ve içlerindeki tüm bölümler,
-Yemek olanakları,
-Meteksan,
-Cyberpark,
-İleri Araştırmalar Laboratuvarı, Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi, Nanotam, AB MikroNano,
-Sağlık Merkezi,
-Ulaşım Hizmetleri,
-İhsan Doğramacı hakkında bilgi,
-Bilgisayar Laboratuvarları,
-Kütüphane
ve son olarak da üniversite adaylarıyla yapılan bir soru-cevap oturumunu kapsamakta.
İdeal kampüs turuna ek olarak yaz turlarında ise üniversiteyi gezmek ve lisans programlarını daha yakından tanımak isteyen adaylar ve veliler için Rektörlük Binası’nda bir tanıtım alanı kurulur. Burada adaylara tercihlerinde fikir vermek için her fakülte ve yüksekokuldan rehber öğrenciler görev alır ve birebir olarak ziyaretçilerle ilgilenir, gerektiğinde her bölümden akademisyenlerle adayları buluşturur. Bilkent Üniversitesi Felsefe bölümü 2. Sınıf öğrencisi Çisel Dila Zeybek, yaz turları sayesinde Bilkent’le tanışan ve bu tanıtımın tercih döneminde verdiği kararı ve dolayısıyla hayatını çok etkilediğini belirten öğrencilerden biri. Zeybek tercih sürecini şöyle anlatıyor: “Bilkent’le tanıtım ofisi sayesinde tanıştım, aslında Bilkent’te okumayı düşünmüyordum ama benimle ilgilenen rehber ders programından ve bölümün içeriğinden bahsettiğinde felsefe bölümü çok ilgimi çekti. Bu görüşme sırasında burs imkanları, kampüs koşulları ve akademik kadro hakkında da bilgi sahibi oldum ve açıkçası Bilkent’in benim için çok daha doğru bir tercih olacağına inandım. Rehber, Bilkent ile ilgili bütün yanlış bildiğim şeyleri düzeltti ve ben de Bilkent’e girdikten sonra gördüm ki gerçekten anlatılanlar doğruymuş. Şu anda da bu kararımdan çok memnunum, tanıtımlar cidden hayatımı değiştirdi”
Çoğu rehber de kendi tercih dönemlerinde bu turlara katılarak Bilkent’i seçmiş kişiler ve manevi motivasyon bu anlamda rehber olmayı teşvik eden önemli bir unsur. 4 yıllık tecrübeli rehber Safiye Nesibe Uslu da bu düşünceyle rehber olmayı seçenlerden biri. Uslu “11.sınıfta Bilkent gezisine ve 12.sınıfta yaz turlarına geldiğimde tanıştığım rehberlere özenerek rehber olmaya karar verdim. Doğru üniversite ve bölüm tercihi yaptığıma inanıyorum, bunda büyük pay o rehberlerindi. Aynı manevi tatmini yaşamak benim için iyi bir motivasyon kaynağı oldu” diyor. Okula duyulan aidiyet duygusu da bunda çok büyük bir rol oynuyor. Dolayısıyla rehberler turlar sırasında inanmadıkları veya okulda olmayan hiçbir şeyi reklam yapmak için anlatmıyor, tam tersi sadece var olanı anlatıp ziyaretçilere nesnel ve dürüst bilgi akışı sağlıyorlar. İş ahlakı konusunda da oldukça hassas olan rehberler başka okullarla yapılan karşılaştırma sorularına cevap vermiyor, sadece okudukları okul hakkında bilgi verebileceklerini aksinin doğru olmayacağını ifade ediyorlar. Sene içerisinde gelen liselerden şimdiye kadar hep teşekkür için dönüşler aldıklarını belirten Vuslat Öztekin, rehber öğrencilerin ilgi ve bilgilerinin takdir kazandığını ifade ediyor. 2017 yaz turları istatistiklerine göre tanıtımlara gelen 2690 üniversite adayından 1033’ü Bilkent’i tercih etti. Bu sayı BTO’nun amacına ne kadar ulaştığının sayısal bir göstergesi.
Peki nasıl rehber olunur?
Bu soruyu cevaplamak çok da kolay değil çünkü rehberler oldukça uzun ve özveri gerektiren bir eğitim sürecinden geçiyorlar. Her güz dönemi başında rehber olmak istediklerini belirten Bilkent öğrencileri mülakata alınıyor. Bu mülakatlarda öncelikli olarak adayların rehber olma konusundaki istekliliklerine ve Bilkent hakkındaki mevcut bilgilerine önem verilir. Ayrıca adayın topluluk önünde konuşabilme, kendini doğru ifade edebilme, zor durumlar karşısında soğukkanlı kalabilme ve hızlı düşünebilme gibi becerilerinin yanı sıra takım çalışmasına yatkın olup olmadığı ve uyumlu bir tutum sergileyip sergilemediği ölçülmeye çalışılır. Başarılı olan adaylar 1 yıl süren bir eğitim sürecine adımını atar.
Eğitim sürecinde aday rehberlerle ilgilenmek için koordinatör tarafından seçilen deneyimli rehberler danışman olarak görevlendirilir. Her danışmanın dönem boyunca yaklaşık 6 adayı olur ve bu danışmanlar adaylarının tüm eğitim süreciyle yakından ilgilenirler. 2 yıldır danışmanlık görevini üstlenen Şebnem Güzeloğlu eğitim sürecini şöyle anlatıyor: “Bir tane gözlem turu yaparak başlıyorlar. Bu turda kendilerinden herhangi bir şey beklemiyoruz, sadece turu iyi izlemeleri gerekiyor. Daha sonra 2 tane alıştırma turu yapmaları gerekiyor, bunlarda turda anlatılan yerlerden bir kısmını onların anlatmasını bekliyoruz. Son olarak 2 deneme turu yapıyorlar, bunlarda turun kontrolü, genel düzen gibi her husus onların sorumluluğunda. Bütün bu turlar esnasında adayları gözlemleyip not alan tecrübeli rehberler onlara eşlik ediyor. Bu turların sonunda rehber olup olmayacaklarına dair karar veriyoruz. Tabi bu süreçte yapılan eğitim toplantılarına da gelmeleri gerekiyor.”
Bütün bu organizasyonu ilerletmek her zaman kolay olmuyor. Koordinatörün yanında danışmanlar da her gün turlara rehber bulma konusunda önemli bir görev üstleniyor. Örneğin aynı gün içerisinde kampüste 12 farklı lise grubu görmeniz mümkün. Üstelik bu gruplar ortalama 70 kişi olabiliyor. Bilkent Üniversitesi’nin yoğun bir ders yükü olduğunu düşünecek olursak bu turların hepsine rehber bulmak bazen zor olabiliyor. Ayrıca insanlarla iletişim kurmayı gerektiren bir iş, hele de üniversite tercihi gibi stresli bir konu gündemde olunca durum daha da zorlaşıyor. Bazı grupların tur saatine uymaması da rehber öğrencileri zora sokabiliyor. Yaşanan bazı zorluklar ise sonradan hatırlandığında komik anılara da dönüşebiliyor. Fen Fakültesi içindeki süs havuzuna düşen öğrenciler, rehberinin telefon numarasını isteyen fazla “ilgili” adaylar, kütüphane önünde birdenbire kavgaya tutuşan iki lise öğrencisi ve daha pek çok olay turlar sırasında rehberlerin başına geliyor.
“Adeta bir aile…”
Aktif olarak 88 rehberin çalıştığı Bilgi ve Tanıtım Ofisi her sene mezunları ve yeni gelenleriyle sürekli büyüyen bir aile gibi. Rehberler, yaptıkları işin profesyonelliğinin yanı sıra ofiste kurdukları güçlü bağlarla mezuniyetten sonra bile iletişim halinde kalmaya devam ediyorlar. Güçlü dostluklara ek olarak, BTO’da tanışıp evlenerek kendi çekirdek ailesini kuranlar ya da gerçekten kan bağı olanlar da yok değil… Rehber olmanın keyfini tadanlar Bilkent’te okuyan kardeş ya da kuzen gibi akrabalarını da teşvik ederek bu aile ortamını güçlendiriyorlar.
Ablaları da rehber olan ve şu anda ikizi Ege’yle birlikte rehberlik yapan Eren Bilaloğlu BTO’nun kendisi için önemini şu sözlerle ifade ediyor: “Tercih sürecimde Bilkent’i seçmemde ablam Pelin’in Bilkent’te okumasının ve rehber olmasının büyük etkisi olduğunu, dolaylı olarak da BTO’nun bu kararıma katkı sağladığını söyleyebilirim. Ablam bir rehber gözüyle Bilkent’i bana mümkün olduğu kadar tarafsız ve her yönü ile anlatmıştı. Onun anlatımından ve kardeşimle bana yaptığı turdan, Bilkent’te okuduğu yıllar boyunca gözlemlediklerimden zaten çok etkilenmiş ve kesin olarak Bilkent’i istediğime emin olmuştum. Tercih dönemimde yine de Bilkent’e gelip tanıtım turlarına katıldım. Meslek seminerleri ve Bilgisayar Mühendisliği okuyan rehber öğrencinin anlatımı kararımdan iyice emin olmamı sağladı. Ablamın da Bilkent’i seçmesinin en büyük sebeplerinden birinin tanıtım turları olduğunu yeri gelmişken belirteyim. Kendisi kendi tercih döneminde Bilkent hakkında pek bir şey bilmiyordu ve hatta biraz ön yargılıydı. Buraya gelip bir rehber öğrenci ile konuştuğunda fikirleri tamamen değişti. Hatta o gün eğer Bilkent’i kazanırsa rehber öğrenci olmak istediğini kafasına koymuştu. Çünkü rehber öğrencinin anlatımından çok etkilenmiş ve Bilkent’i hiç düşünmezken tercihlerine eklemişti. Buradan aslında yapılan işin ne kadar kritik olduğunu görebiliyoruz. Rehberlerin aday öğrencilerin tercihleri üzerinde büyük etkileri olabiliyor. Sonuç olarak ablam o gün orada dinlediği tanıtımdan etkilenip Bilkent’i yazdı, kazandı ve rehber öğrenci oldu. O gün ablamla konuşan rehber belki de üçümüzün kararını doğrudan veya dolaylı olarak etkiledi. Çünkü daha sonra ben ve kardeşim de ablamdan etkilenip Bilkent’i kazanıp biz de rehber olarak BTO’ya katıldık. Ablam Bilkent’te okurken hep en güzel anılarını BTO sayesinde biriktirdiğini, çok iyi dostluklar kurduğunu ve çok eğlendiğini söylüyordu. Halen görüştüğü yakın çevresini BTO’dan edindiği arkadaşları oluşturuyor. Ben de Bilkent’teki hayatımı BTO’dan önce ve sonra olarak ikiye ayırabilirim. BTO’ya katıldıktan sonra bir anda bir sürü farklı bölümden çeşit çeşit arkadaşınız oluyor. İçine girince şaşırıyorsunuz bu kadar iyi insanlar nasıl bir arada toplanabilmiş diye. Yaz turlarında 2-3 hafta 7/24 birlikte olduğumuzu düşünürsek tam olarak aile gibiyiz. Üç kardeş olarak rehberlik yaptığımızı da düşünürsek BTO ve aile kavramları oldukça yakın benim için.”
“Bir kere rehber, daima rehber!”
Turlarda karşılaşılan zorluklara rağmen rehberler büyük bir özveri ve istekle işlerini yapıyor ve bu güzel aile ortamını sürdürüyorlar. “BTO ekibinde olmak nasıl bir duygu?” sorusuna Şebnem Güzeloğlu “Ben BTO’ya katılmayı hayatımda verdiğim en doğru kararlardan biri olarak görüyorum. Hem kişisel gelişimim hem sosyal çevrem açısından çok faydasını gördüm diyebilirim. Hayatımdaki yeri çok büyük, çünkü şu an okuldaki en yakın arkadaşlarımı hep ofisten buldum, dolayısıyla en güzel anılarım hep ofisle ilgili anılarım. Özellikle zamanlarının çoğunu burada geçiren insanların arasındaki bağ çok kuvvetli, bu yüzden çok büyük problemler yaşamamamızla birlikte hep beraber çok güzel ve kaliteli zaman geçiriyoruz.” diye cevap verirken Nesibe Uslu da benzer şekilde “Hayatımdaki en doğru tercihlerden biri Bilkent'ti, Bilkent'teki en doğru tercihlerimden biriyse rehber olmaktı. Profesyonel hayatıma katkıları bir yana, farklı bölümlerden, farklı anlayışlardan pek çok insanla aile olma imkanını sunan bir yer. Her zaman için hayatımda BTO'nun ve burada tanıştığım insanların yeri ayrı olacak çünkü bir kere rehber, daima rehber.” ifadelerini kullanıyor.
Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nden 2015 yılında mezun olan ve şu anda savunma sanayii üzerine bir şirkette çalışan eski rehber Cem Sevim ise BTO’nun hayatındaki yerini şöyle açıklıyor: “Bilgi ve Tanıtım Ofisi hayatımda çok özel bir yeri olan, çok iyi insanları tanıdığım ve kendime çok fazla şey kattığım bir organizasyondu. Dışarıdan ne kadar ‘liseleri gezdiren öğrenciler’ veya ‘yazın kırmızı giyen kişiler’ olarak gözüksek de bu organizasyonun ne kadar ciddi bir iş yaptığı başvuru sürecinden itibaren anlaşılabiliyor. Ortak bir amaç için bir araya gelmiş çok farklı insanların bu kadar uyumlu çalıştığı bir yeri dışarıda profesyonel bir ortamda görmek çok kolay değil. Bu ortamın sağlanmasının sebebi de insanların gönülden çalışıyor olmasıdır. Farklı disiplinden insanlarla uyum içinde çalışabilmek iş hayatında karşılaştığım zorlukların üstesinden kolay bir şekilde gelmemi sağlıyor. Tanıtım ofisi içerisinde eğitimci olarak yaşadıklarım ise profesyonel hayatın bir provasıydı diyebilirim. Yaptığınız iş ciddi, Bilkent Üniversitesi’ni tanıtmakla yükümlüsünüz, yetiştirdiğiniz yeni rehberlerin bu ciddiyeti kavramasını sağlamalısınız ve bu süreci sorunsuz yönetmelisiniz. Çoğu kişinin iş hayatında hemen hemen karşılaştığı şeylerin bir benzeri aslında. Ayrıca özel hayatımda beraber olduğum insanların büyük bir kısmını da bu ortamda tanıdığım arkadaşlarım oluşturuyor. İyi günümde ve kötü günümde daima yanımda olacağını bildiğim çok arkadaş kazandım burada. Sadece ben değil bu ofisten yolu geçmiş çoğu insan için bunun böyle olduğunu düşünüyorum. Mezun olduktan sonra bile ofisle bağınız kesinlikle kopmuyor. Burada tanışıp evlenen insanların düğünleri olsun, beraber yapılan tatiller olsun bu işi yapmış insanlar daha sonrasında da birbirlerinden çok kopamıyorlar. Ben hala ofis etkinliklerine, toplantılarına gitmeye gayret gösteriyorum. Yeni insanlar gelse bile farklı zamanlarda aynı amaç için çalışan insanlar bir şekilde iletişim kurabiliyor ve bu bana huzur veriyor”
Bilkent Üniversitesi’nin tarafsız, samimi ve en güvenilir kollarından bir tanesi olan Bilgi ve Tanıtım Ofisi gün geçtikçe büyümeye, yeni rehberler yetiştirmeye ve Bilkent’e de yeni insanlar kazandırmaya devam ediyor. Rehber olarak topluluk önünde konuşma, takım çalışması, zor durumlarla soğukkanlı bir şekilde başa çıkma yeteneklerini kazanan bu öğrenciler hem kendilerini geliştirme fırsatı buluyor hem de her yıl üniversite adaylarının hayatlarına doğrudan etki ediyor. Tüm bunlara ek olarak da kurdukları güzel aile ortamını mezun olsalar dahi devam ettiriyorlar. Siz de bu ailenin bir parçası olmak isterseniz her yıl güz dönemi başında kampüsün farklı noktalarında kurulan stantlara başvurabilirsiniz. Daha detaylı bilgi almak isterseniz de EB Rektörlük binası zemin katta bulunan Tanıtım Ofisi’ne uğrayabilir, 0312 290 3318 numarasını arayabilir ya [email protected] adresine mail atabilirsiniz.