COMD 331 Haber Merkezi
  • COMD 331 HABER
    • Sonbahar 2021-2022
    • COMD 331 SONBAHAR 2020-21 FİNAL HABERLERİ >
      • Beyda Gülpınar, Ayça Sıla Avcı
      • Buket Nur Özdemir
      • Burcu Kalfa, Yağız Sütay
      • Can Erkazancı, Gaye Hakkıoğlu
      • DENİZ ÖZDEN
      • Doğa Atalay
      • Eylem Ladin Değer
      • Gizem Uzuner – Serem Erbaş
      • İnci Işık, Şebnem Türe
      • Saray Edanur Erdoğan
      • SENA AKTÜRK
      • Zeynep Süeda Özer
    • 2019-20 Güz Final Projeleri >
      • Elçin- Gizem Fall Final 2019-20
      • ayda anıl- ekin müge dedeoğlu fall 2019-20 final
      • Naushwerwan Aziz -Final Project 2020
      • Hudaverdi Alperen Demirok Fall Final 2019-20
      • Fatma Selin Somuncu Final fall 2019-20
      • Eda Sinem Sütemen Final Fall 2019-20
      • Müge Uğuz- Seren Köklem
      • Aylin Bozkurt Fall Final 2019-20
      • Ziya Deniz Değirmenci Final Fall 2019-20
      • Ege Karcı Final Fall 2019-20
      • Ömer Adil Özgüler Final Fall 2019-20
      • Zeynep Arslan Final Fall 2019-20
    • 2019-20 Güz Midterm >
      • Köklem Seren 2019-20 Fall MT
      • Müge Uğuz Fall 2019 MT
      • Berkay Tekin 2019-20 Fall - MT
      • Ziya Deniz Değirmenci- FALL 2019 MT
      • H. Alperen Demirok - Midterm
      • Ömer Adil Özgüler 2019-FALL mt
      • gizemfall2019MT
      • Aslıhan Özhan fall 2019 mt
      • Ekin Müge Dedeoğlu 2019 Fall MT
      • Aylin BOZKURT- Fall 2019 MT
      • Ayda Anıl Fall 2019 MT
      • Zeynep Arslan FAll-2019 MT
      • F.SELİN SOMUNCU -FALL 2019 MT
      • EDA SİNEM SÜTEMEN - FALL 2019 MT
      • DOĞA 2019 FALL MIDTERM
      • Ege Karcı Fall 2019-20 MT
      • Elçin Esin Midterm 2019-20
      • Khaled Arabiyat Fall 2019-20
      • Jeongmin Hong Fall 2019-20
    • 2018-19 Bahar Midterm
    • 2017-18 Sonbahar Haber
    • 2017-18 Güz Dönemi Haberleri >
      • Yusuf KAYA
      • Dilara Akboğa
      • Selen Tornacı
    • 2017-18 Bahar Haberleri >
      • 2016 SONBAHAR FİNAL
      • COMD 331 Bahar 2016 Final
      • İlkbahar 2016 >
        • Nihan Bayram / Kardelen Ipek Final
        • Işıl Vural Final
        • Gizem Bilim Final
        • Bikem Ahıska
        • Can Tüysüz - Final
        • Eda Kiriscioglu-Final
        • Başaran Eşkinat / Bahar Hazal Öztürk - Final
        • Aygen Ecevit-final
        • Ece Bahtiyar- Erdem Girgin Final
        • Andrea Peris
        • Elena Riego
        • Neslihan Final
        • oğuzhan demir
        • Macit Ersin SEZER
        • Deniz Tezel
        • Melis Parlak
        • Eylem DİNÇER
        • Mutlu Burak Özmen
        • Didem Kaya
        • Öykü İpek Çetinkale
        • Ferzad Şekerci
        • Asena Büyükakgül
        • R. Kutay Elmacı
        • EBru Akaytar
        • Dilara Ercan
      • Yunus Emre Bayu
      • Kaan Çakmak
      • idil unsal
      • Orçun Toksavul
      • Damla Gürkanlı
      • Umur BÜYÜKHATİPOĞLU
      • Pınar ÇAKIR
      • Abbas Hasanov
    • Sonbahar 2014 >
      • M. Koray
      • Semra >
        • EKİN
      • Oğuzcan
      • Okan
      • Burcu
      • Deniz
      • N. Koray
      • Cansu
      • Melike
      • Gencer
      • Kimya
      • Ceren
      • Nakşidil
      • Mert
      • Gamze
      • Enis
      • Mels
      • Bahar 2014 >
        • EMİRHAN
        • DURMUŞ
        • HARİKA ZİYA
        • EREN
        • MERT
        • BURAK
        • BARIŞ
        • Nida Özgenil Dergi
    • COMD 331 DERGİ

BİLKENT’İN GİZLİ KAHRAMANLARI -  Bilkent Tanıtım Ofisi Rehberleri

1/7/2018

0 Comments

 
Didem İşçi - Zeynep Özmen

Eğer yaz aylarında Bilkent Üniversitesi Merkez Kampüs’e uğramışsanız mutlaka kırmızı tişörtlü pek çok öğrenci görmüşsünüzdür. Peki kimdir bu kırmızı tişörtlüler; ne yaparlar, niye gezerler? Sizin için araştırdık. 
Bu kırmızı tişörtlü öğrenciler Bilkent Üniversitesi Bilgi ve Tanıtım Ofisi (BTO) rehberleri… Rehberler, Bilkent Üniversitesi’nin olanakları hakkında en güncel bilgileri üniversite adayları ve ailelerine aktarmakla görevli öğrencilerdir. Yıl boyunca ziyaretçilere eşlik ederek kampüsü gezdirirler, eğitim programlarına ilişkin bilgiler verip, bu ziyaretçilerin öğretim elemanlarıyla görüşmelerine yardımcı olurlar. Bilkent Üniversitesi’ndeki çoğu kişi farkında olmasa da gönüllü olarak çalışan rehber öğrenciler, her yıl Bilkent Üniversitesi’ne girmeye hak kazanan pek çok öğrencinin karar aşamasında hayati bir rol oynuyor. 

BTO fikri ilk kez 2004 yılında bir liseden gelen kampüsü gezme talebi üzerine ortaya çıktı. O dönemde okulda bu şekilde aktif bir topluluk bulunmadığı için Rektörlük tarafından başarılı bulunan 2 öğrenci görevlendirildi. Daha sonra sadece tanıtım üzerine çalışılan bir sistem geliştirildi ve eğitim sistemi düzenlendi. Ofisteki rehber sayısı her sene arttı ve günümüzdeki konumuna ulaştı. BTO’nun en temel amacı Bilkent’i ve bölümleri tanıtmak ve üniversite adaylarına tercih süreçlerinde doğru bilgi vermek. Bu bağlamda sene içinde liselilere toplu kampüs turları yapmak, yazın üniversite tercih döneminde birebir olarak üniversite adaylarıyla ilgilenmek ve sene boyunca Türkiye’nin çeşitli illerinde düzenlenen eğitim fuarlarına katılmak, rehberlerin üstlendiği başlıca görevleri oluşturuyor. Şu anda Tanıtım Ofisi’nde aktif olarak 88 rehber çalışıyor ve eğitim sürecinde de yaklaşık olarak 50 aday rehber yer alıyor. 

BTO aslında Öğrenci İşlerinden Sorumlu Rektör Yardımcısı Orhan Aytür’e bağlı olarak çalışıyor. Dolayısıyla Bilkent’teki diğer öğrenci kulüplerinden farklı olarak yarı profesyonel bir iş olarak düşünülebilir. Tanıtım görevinin yürütülmesinde rol alan iki önemli kişi var. Bunlardan ilki Bilgi ve Tanıtım Ofisi İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Uzman Vuslat Öztekin görevini şöyle açıklıyor: “Yaklaşık 4 yıldır sürdürdüğüm görevimde başlıca sorumluluklarım; eğitim kurumları ziyaretlerinin planlanması, yıllık fuar planı oluşturulması ve katılım sağlanan tüm fuarların organizasyonu, yaz turları organizasyonu ile yıl içerisinde talep edenlere tanıtım materyali gönderimi olarak sıralanabilir. Ayrıca Bilgi ve Tanıtım Ofisi biriminin idari ve mali işlerinin yürütülmesi de iş kapsamında yer alıyor.”

Bir diğer önemli kişi ise rehberler koordinatörü Halil İbrahim Kuru. BTO’da 5. yılını dolduran ve Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Yüksek Lisans öğrencisi olan Kuru, 1 yıldır koordinatörlük görevini sürdürüyor. Bilgi ve Tanıtım Ofisi’ne ait idari sorumluklar Vuslat Öztekin tarafından yerine getirilirken rehber öğrencilerin kendilerine ait yönetim organizasyonundan ise koordinatör rehber Halil İbrahim Kuru sorumlu bulunuyor. Kuru, rehberler arasında etkileşimi sağlarken aynı zamanda da BTO ve rektörlük arasında Vuslat Öztekin’le birlikte bir köprü rolünü üstleniyor.

Türkiye’de lise öğrencileri için üniversite sınavının önemi çok büyük. Üniversite adaylarına Bilkent Üniversitesi hakkında bilgi vermek ve tanıtmakla görevli BTO, bu zor dönemlerinde onların yanında olup rehberlik etmeye çalışan çok samimi bir ekip hatta büyük bir aile. Pek çok üniversite adayı da dönem içerisinde gerçekleşen kampüs turları ve yazın düzenlenen daha kapsamlı tanıtımlarla Bilkent’le tanışıyor. Geçtiğimiz senenin verilerine göre Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden 399 tane okuldan 26.625 öğrenci Bilkent’le tanıştı. 2743 öğrenci ise yaz turlarında bilgi alma şansı buldu. 

“İdeal kampüs turu…”

Dönem içerisinde lise grupları için düzenlenen toplu bir ideal kampüs turu 
-Yurtlar Spor Salonu,
-Yurtlar,
-Bütün fakülte binaları ve içlerindeki tüm bölümler,
-Yemek olanakları, 
-Meteksan,
-Cyberpark,
-İleri Araştırmalar Laboratuvarı, Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi, Nanotam, AB MikroNano,
-Sağlık Merkezi,
-Ulaşım Hizmetleri,
-İhsan Doğramacı hakkında bilgi,
-Bilgisayar Laboratuvarları,
-Kütüphane 
ve son olarak da üniversite adaylarıyla yapılan bir soru-cevap oturumunu kapsamakta.

İdeal kampüs turuna ek olarak yaz turlarında ise üniversiteyi gezmek ve lisans programlarını daha yakından tanımak isteyen adaylar ve veliler için Rektörlük Binası’nda bir tanıtım alanı kurulur. Burada adaylara tercihlerinde fikir vermek için her fakülte ve yüksekokuldan rehber öğrenciler görev alır ve birebir olarak ziyaretçilerle ilgilenir, gerektiğinde her bölümden akademisyenlerle adayları buluşturur. Bilkent Üniversitesi Felsefe bölümü 2. Sınıf öğrencisi Çisel Dila Zeybek, yaz turları sayesinde Bilkent’le tanışan ve bu tanıtımın tercih döneminde verdiği kararı ve dolayısıyla hayatını çok etkilediğini belirten öğrencilerden biri. Zeybek tercih sürecini şöyle anlatıyor: “Bilkent’le tanıtım ofisi sayesinde tanıştım, aslında Bilkent’te okumayı düşünmüyordum ama benimle ilgilenen rehber ders programından ve bölümün içeriğinden bahsettiğinde felsefe bölümü çok ilgimi çekti. Bu görüşme sırasında burs imkanları, kampüs koşulları ve akademik kadro hakkında da bilgi sahibi oldum ve açıkçası Bilkent’in benim için çok daha doğru bir tercih olacağına inandım. Rehber, Bilkent ile ilgili bütün yanlış bildiğim şeyleri düzeltti ve ben de Bilkent’e girdikten sonra gördüm ki gerçekten anlatılanlar doğruymuş.  Şu anda da bu kararımdan çok memnunum, tanıtımlar cidden hayatımı değiştirdi” 

Çoğu rehber de kendi tercih dönemlerinde bu turlara katılarak Bilkent’i seçmiş kişiler ve manevi motivasyon bu anlamda rehber olmayı teşvik eden önemli bir unsur. 4 yıllık tecrübeli rehber Safiye Nesibe Uslu da bu düşünceyle rehber olmayı seçenlerden biri. Uslu “11.sınıfta Bilkent gezisine ve 12.sınıfta yaz turlarına geldiğimde tanıştığım rehberlere özenerek rehber olmaya karar verdim. Doğru üniversite ve bölüm tercihi yaptığıma inanıyorum, bunda büyük pay o rehberlerindi. Aynı manevi tatmini yaşamak benim için iyi bir motivasyon kaynağı oldu” diyor. Okula duyulan aidiyet duygusu da bunda çok büyük bir rol oynuyor. Dolayısıyla rehberler turlar sırasında inanmadıkları veya okulda olmayan hiçbir şeyi reklam yapmak için anlatmıyor, tam tersi sadece var olanı anlatıp ziyaretçilere nesnel ve dürüst bilgi akışı sağlıyorlar. İş ahlakı konusunda da oldukça hassas olan rehberler başka okullarla yapılan karşılaştırma sorularına cevap vermiyor, sadece okudukları okul hakkında bilgi verebileceklerini aksinin doğru olmayacağını ifade ediyorlar. Sene içerisinde gelen liselerden şimdiye kadar hep teşekkür için dönüşler aldıklarını belirten Vuslat Öztekin, rehber öğrencilerin ilgi ve bilgilerinin takdir kazandığını ifade ediyor. 2017 yaz turları istatistiklerine göre tanıtımlara gelen 2690 üniversite adayından 1033’ü Bilkent’i tercih etti. Bu sayı BTO’nun amacına ne kadar ulaştığının sayısal bir göstergesi.

Peki nasıl rehber olunur?

Bu soruyu cevaplamak çok da kolay değil çünkü rehberler oldukça uzun ve özveri gerektiren bir eğitim sürecinden geçiyorlar. Her güz dönemi başında rehber olmak istediklerini belirten Bilkent öğrencileri mülakata alınıyor. Bu mülakatlarda öncelikli olarak adayların rehber olma konusundaki istekliliklerine ve Bilkent hakkındaki mevcut bilgilerine önem verilir. Ayrıca adayın topluluk önünde konuşabilme, kendini doğru ifade edebilme, zor durumlar karşısında soğukkanlı kalabilme ve hızlı düşünebilme gibi becerilerinin yanı sıra takım çalışmasına yatkın olup olmadığı ve uyumlu bir tutum sergileyip sergilemediği ölçülmeye çalışılır.  Başarılı olan adaylar 1 yıl süren bir eğitim sürecine adımını atar.

Eğitim sürecinde aday rehberlerle ilgilenmek için koordinatör tarafından seçilen deneyimli rehberler danışman olarak görevlendirilir. Her danışmanın dönem boyunca yaklaşık 6 adayı olur ve bu danışmanlar adaylarının tüm eğitim süreciyle yakından ilgilenirler. 2 yıldır danışmanlık görevini üstlenen Şebnem Güzeloğlu eğitim sürecini şöyle anlatıyor: “Bir tane gözlem turu yaparak başlıyorlar. Bu turda kendilerinden herhangi bir şey beklemiyoruz, sadece turu iyi izlemeleri gerekiyor. Daha sonra 2 tane alıştırma turu yapmaları gerekiyor, bunlarda turda anlatılan yerlerden bir kısmını onların anlatmasını bekliyoruz. Son olarak 2 deneme turu yapıyorlar, bunlarda turun kontrolü, genel düzen gibi her husus onların sorumluluğunda. Bütün bu turlar esnasında adayları gözlemleyip not alan tecrübeli rehberler onlara eşlik ediyor. Bu turların sonunda rehber olup olmayacaklarına dair karar veriyoruz. Tabi bu süreçte yapılan eğitim toplantılarına da gelmeleri gerekiyor.” 

Bütün bu organizasyonu ilerletmek her zaman kolay olmuyor. Koordinatörün yanında danışmanlar da her gün turlara rehber bulma konusunda önemli bir görev üstleniyor. Örneğin aynı gün içerisinde kampüste 12 farklı lise grubu görmeniz mümkün. Üstelik bu gruplar ortalama 70 kişi olabiliyor. Bilkent Üniversitesi’nin yoğun bir ders yükü olduğunu düşünecek olursak bu turların hepsine rehber bulmak bazen zor olabiliyor. Ayrıca insanlarla iletişim kurmayı gerektiren bir iş, hele de üniversite tercihi gibi stresli bir konu gündemde olunca durum daha da zorlaşıyor. Bazı grupların tur saatine uymaması da rehber öğrencileri zora sokabiliyor. Yaşanan bazı zorluklar ise sonradan hatırlandığında komik anılara da dönüşebiliyor. Fen Fakültesi içindeki süs havuzuna düşen öğrenciler, rehberinin telefon numarasını isteyen fazla “ilgili” adaylar, kütüphane önünde birdenbire kavgaya tutuşan iki lise öğrencisi ve daha pek çok olay turlar sırasında rehberlerin başına geliyor. 

“Adeta bir aile…”

Aktif olarak 88 rehberin çalıştığı Bilgi ve Tanıtım Ofisi her sene mezunları ve yeni gelenleriyle sürekli büyüyen bir aile gibi. Rehberler, yaptıkları işin profesyonelliğinin yanı sıra ofiste kurdukları güçlü bağlarla mezuniyetten sonra bile iletişim halinde kalmaya devam ediyorlar. Güçlü dostluklara ek olarak, BTO’da tanışıp evlenerek kendi çekirdek ailesini kuranlar ya da gerçekten kan bağı olanlar da yok değil… Rehber olmanın keyfini tadanlar Bilkent’te okuyan kardeş ya da kuzen gibi akrabalarını da teşvik ederek bu aile ortamını güçlendiriyorlar. 

Ablaları da rehber olan ve şu anda ikizi Ege’yle birlikte rehberlik yapan Eren Bilaloğlu BTO’nun kendisi için önemini şu sözlerle ifade ediyor: “Tercih sürecimde Bilkent’i seçmemde ablam Pelin’in Bilkent’te okumasının ve rehber olmasının büyük etkisi olduğunu, dolaylı olarak da BTO’nun bu kararıma katkı sağladığını söyleyebilirim. Ablam bir rehber gözüyle Bilkent’i bana mümkün olduğu kadar tarafsız ve her yönü ile anlatmıştı. Onun anlatımından ve kardeşimle bana yaptığı turdan, Bilkent’te okuduğu yıllar boyunca gözlemlediklerimden zaten çok etkilenmiş ve kesin olarak Bilkent’i istediğime emin olmuştum. Tercih dönemimde yine de Bilkent’e gelip tanıtım turlarına katıldım. Meslek seminerleri ve Bilgisayar Mühendisliği okuyan rehber öğrencinin anlatımı kararımdan iyice emin olmamı sağladı. Ablamın da Bilkent’i seçmesinin en büyük sebeplerinden birinin tanıtım turları olduğunu yeri gelmişken belirteyim. Kendisi kendi tercih döneminde Bilkent hakkında pek bir şey bilmiyordu ve hatta biraz ön yargılıydı. Buraya gelip bir rehber öğrenci ile konuştuğunda fikirleri tamamen değişti. Hatta o gün eğer Bilkent’i kazanırsa rehber öğrenci olmak istediğini kafasına koymuştu. Çünkü rehber öğrencinin anlatımından çok etkilenmiş ve Bilkent’i hiç düşünmezken tercihlerine eklemişti. Buradan aslında yapılan işin ne kadar kritik olduğunu görebiliyoruz. Rehberlerin aday öğrencilerin tercihleri üzerinde büyük etkileri olabiliyor. Sonuç olarak ablam o gün orada dinlediği tanıtımdan etkilenip Bilkent’i yazdı, kazandı ve rehber öğrenci oldu. O gün ablamla konuşan rehber belki de üçümüzün kararını doğrudan veya dolaylı olarak etkiledi.  Çünkü daha sonra ben ve kardeşim de ablamdan etkilenip Bilkent’i kazanıp biz de rehber olarak BTO’ya katıldık. Ablam Bilkent’te okurken hep en güzel anılarını BTO sayesinde biriktirdiğini, çok iyi dostluklar kurduğunu ve çok eğlendiğini söylüyordu. Halen görüştüğü yakın çevresini BTO’dan edindiği arkadaşları oluşturuyor. Ben de Bilkent’teki hayatımı BTO’dan önce ve sonra olarak ikiye ayırabilirim. BTO’ya katıldıktan sonra bir anda bir sürü farklı bölümden çeşit çeşit arkadaşınız oluyor. İçine girince şaşırıyorsunuz bu kadar iyi insanlar nasıl bir arada toplanabilmiş diye. Yaz turlarında 2-3 hafta 7/24 birlikte olduğumuzu düşünürsek tam olarak aile gibiyiz. Üç kardeş olarak rehberlik yaptığımızı da düşünürsek BTO ve aile kavramları oldukça yakın benim için.”

“Bir kere rehber, daima rehber!”

Turlarda karşılaşılan zorluklara rağmen rehberler büyük bir özveri ve istekle işlerini yapıyor ve bu güzel aile ortamını sürdürüyorlar. “BTO ekibinde olmak nasıl bir duygu?” sorusuna Şebnem Güzeloğlu “Ben BTO’ya katılmayı hayatımda verdiğim en doğru kararlardan biri olarak görüyorum. Hem kişisel gelişimim hem sosyal çevrem açısından çok faydasını gördüm diyebilirim. Hayatımdaki yeri çok büyük, çünkü şu an okuldaki en yakın arkadaşlarımı hep ofisten buldum, dolayısıyla en güzel anılarım hep ofisle ilgili anılarım. Özellikle zamanlarının çoğunu burada geçiren insanların arasındaki bağ çok kuvvetli, bu yüzden çok büyük problemler yaşamamamızla birlikte hep beraber çok güzel ve kaliteli zaman geçiriyoruz.”   diye cevap verirken Nesibe Uslu da benzer şekilde “Hayatımdaki en doğru tercihlerden biri Bilkent'ti, Bilkent'teki en doğru tercihlerimden biriyse rehber olmaktı. Profesyonel hayatıma katkıları bir yana, farklı bölümlerden, farklı anlayışlardan pek çok insanla aile olma imkanını sunan bir yer. Her zaman için hayatımda BTO'nun ve burada tanıştığım insanların yeri ayrı olacak çünkü bir kere rehber, daima rehber.” ifadelerini kullanıyor.

Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nden 2015 yılında mezun olan ve şu anda savunma sanayii üzerine bir şirkette çalışan eski rehber Cem Sevim ise BTO’nun hayatındaki yerini şöyle açıklıyor: “Bilgi ve Tanıtım Ofisi hayatımda çok özel bir yeri olan, çok iyi insanları tanıdığım ve kendime çok fazla şey kattığım bir organizasyondu. Dışarıdan ne kadar ‘liseleri gezdiren öğrenciler’ veya ‘yazın kırmızı giyen kişiler’ olarak gözüksek de bu organizasyonun ne kadar ciddi bir iş yaptığı başvuru sürecinden itibaren anlaşılabiliyor. Ortak bir amaç için bir araya gelmiş çok farklı insanların bu kadar uyumlu çalıştığı bir yeri dışarıda profesyonel bir ortamda görmek çok kolay değil. Bu ortamın sağlanmasının sebebi de insanların gönülden çalışıyor olmasıdır. Farklı disiplinden insanlarla uyum içinde çalışabilmek iş hayatında karşılaştığım zorlukların üstesinden kolay bir şekilde gelmemi sağlıyor. Tanıtım ofisi içerisinde eğitimci olarak yaşadıklarım ise profesyonel hayatın bir provasıydı diyebilirim. Yaptığınız iş ciddi, Bilkent Üniversitesi’ni tanıtmakla yükümlüsünüz, yetiştirdiğiniz yeni rehberlerin bu ciddiyeti kavramasını sağlamalısınız ve bu süreci sorunsuz yönetmelisiniz. Çoğu kişinin iş hayatında hemen hemen karşılaştığı şeylerin bir benzeri aslında. Ayrıca özel hayatımda beraber olduğum insanların büyük bir kısmını da bu ortamda tanıdığım arkadaşlarım oluşturuyor. İyi günümde ve kötü günümde daima yanımda olacağını bildiğim çok arkadaş kazandım burada. Sadece ben değil bu ofisten yolu geçmiş çoğu insan için bunun böyle olduğunu düşünüyorum. Mezun olduktan sonra bile ofisle bağınız kesinlikle kopmuyor. Burada tanışıp evlenen insanların düğünleri olsun, beraber yapılan tatiller olsun bu işi yapmış insanlar daha sonrasında da birbirlerinden çok kopamıyorlar. Ben hala ofis etkinliklerine, toplantılarına gitmeye gayret gösteriyorum. Yeni insanlar gelse bile farklı zamanlarda aynı amaç için çalışan insanlar bir şekilde iletişim kurabiliyor ve bu bana huzur veriyor”

​Bilkent Üniversitesi’nin tarafsız, samimi ve en güvenilir kollarından bir tanesi olan Bilgi ve Tanıtım Ofisi gün geçtikçe büyümeye, yeni rehberler yetiştirmeye ve Bilkent’e de yeni insanlar kazandırmaya devam ediyor. Rehber olarak topluluk önünde konuşma, takım çalışması, zor durumlarla soğukkanlı bir şekilde başa çıkma yeteneklerini kazanan bu öğrenciler hem kendilerini geliştirme fırsatı buluyor hem de her yıl üniversite adaylarının hayatlarına doğrudan etki ediyor. Tüm bunlara ek olarak da kurdukları güzel aile ortamını mezun olsalar dahi devam ettiriyorlar. Siz de bu ailenin bir parçası olmak isterseniz her yıl güz dönemi başında kampüsün farklı noktalarında kurulan stantlara başvurabilirsiniz. Daha detaylı bilgi almak isterseniz de EB Rektörlük binası zemin katta bulunan Tanıtım Ofisi’ne uğrayabilir, 0312 290 3318 numarasını arayabilir ya bilinfo@bilkent.edu.tr adresine mail atabilirsiniz.
0 Comments

HAYAL KÖPRÜSÜ PROJESİ CEZAEVİNDEKİ ÇOCUKLARA DESTEK OLUYOR

12/5/2017

0 Comments

 
Picture
ANNELERİNİN MAHKÛMİYETİ ONLARIN KADERİ OLMASIN
HAYAL KÖPRÜSÜ PROJESİ CEZAEVİNDEKİ ÇOCUKLARA DESTEK OLUYOR

Özge Çiftçi

 
Bilkent Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri çatısı altında 2 yıl önce kurulmuş olan Hayal Köprüsü Projesi, annelerinin mahkumiyeti sebebiyle cezaevinde kalan 0-6 yaş grubundaki çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini destekleyici etkinlikler düzenleyerek onları sosyal hayata kazandırmayı amaçlıyor.
Bilkent Üniversitesi öğrencileri tarafından gönüllü olarak yürütülen projede, haftanın 2 günü Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na cezaevi yetkililerince belirlenen saatler arasında ziyaretler gerçekleştiriliyor. Bu ziyaretlerde çocukların yaş grubuna uygun etkinlikler düzenlenip, hem fiziksel gelişimlerini hem de sosyal becerilerini geliştirecek çalışmalarda bulunuluyor. Hayal Köprüsü Projesi ile 6 yaşından sonra cezaevinden çıkacak olan çocukların yabancı oldukları dış dünyaya uyum sürecini kolaylaştırmak ve onları sosyal hayatın bir parçası yapmak hedefleniyor. Çocuklara doğru ve sağlıklı yaklaşımın sağlanması adına ise, proje gönüllüleri öncelikle bir eğitimden geçiyor. Hâkimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) alt birimi olan ve cezaevlerinden sorumlu “Yetişkin İyileştirme Bürosu”nun atadığı psikologlar tarafından verilen eğitimde gönüllüler, hedef kitledeki çocuklarla doğru iletişimin nasıl kurulacağını öğreniyor.
2017–2018 döneminde aktif olarak 120 gönüllüsü bulunan Hayal Köprüsü Projesi “Annelerinin mahkûmiyeti onların kaderi olmasın” cümlesinden yola çıkarak, gelişimlerinin başlangıcında dört duvar arasında büyümek zorunda kalan bu çocukların sosyal anlamda yaşıtlarına denk bir seviyeye gelmesi için çalışıyor.

Etkinlikler çocuk gelişimine yönelik
Cezaevinde düzenlenen etkinliklerde temel olarak çocukların motor kabiliyetlerini, dil becerilerini ve genel gelişimlerini destekleyecek faaliyetler amaçlanıyor. Burada hem cezaevi kreşinde çalışan öğretmen, hem cezaevi psikologları hem de görevli gardiyanlar gözetiminde 2 saate yakın süren etkinlikler düzenleniyor. Parmak boyama, şekil ve renkleri tanıma, nesneleri eşleştirme gibi geliştirici oyunlar aracılığı ile çocukların hayal gücünü desteklemek, iletişim yeteneklerini artırmak ve özgüvenlerini geliştirmek hedefleniyor. 

Projenin amacı köprü olmak
Türk Ceza Kanunu’na göre annesi bir suçtan hüküm giymiş çocuklar veya hükümlüyken hamile kalan kadınların çocukları, eğer dışarıda bakacak kimseleri yoksa anneleri ile birlikte 6 yaşına kadar cezaevinde kalıyorlar. 6 yaşına gelen çocukların ise önlerinde iki seçenek bulunuyor: varsa başka bir yakını ile yaşamak ya da devlet korumasına girmek. Bu noktada Hayal Köprüsü Projesi’nin hedefi, her iki ihtimal için de çocuğun 6 yaşına kadar bağ kuramadığı dış dünyayla arasında bir köprü olmak ve çocukların cezaevinden çıktıktan sonra sosyal hayata mümkün olduğunca hızlı adapte olmalarını sağlamak.

Söylemez: “Son yıllarda yapılan en değerli proje”
Bilkent Üniversitesi Öğrenci Dekanlığı’ndan Burcu Kılıçoğlu Söylemez, projenin başlangıcından itibaren geçirilen süreci anlatıyor:
“Proje başlamadan önce okula ait Psikolojik Danışmanlık ve Gelişim Merkezi var, öğrenci dekanlığına bağlı, orayla görüştü bu projeyi yazan arkadaşımız. Oradan onay aldıktan sonra proje yürürlüğe geçti ve oradaki psikologlar çok güzel bir proje olduğunu, orada ihtiyaç sahibi insanların ne kadar çok olduğunu ve projenin önemini gördükten sonra projeye onay verdiler. Yani biz öğrenci dekanlığı olarak tamamen destekçileriyiz.”

Proje aynı zamanda çocukların psikolojik gelişimleri açısından da oldukça önem taşıyor. Örneğin cezaevindeki erkek çocuklarının, kendilerine bir rol model alabilecekleri erkek figürü olmamasından kaynaklı sorunları Kılıçoğlu şu şekilde özetliyor “Küçük erkek çocukların sürekli kadın profili içinde yetişmesinden ötürü ilerde kaş alma, ağda yapma gibi şeylerle karşılaşması ve erkek profilinin cinsel yöneliminin biraz farklı yöne gitmesi gibi sorunlarla karşılaşınca projenin gerekliliği konusunda ikna olduk.”
Geçtiğimiz yıl cezaevindeki çocukları bir günlüğüne Bilkent’e getiren Hayal Köprüsü Projesi, hem gönüllülerin hem de öğrenci dekanlığının ifadesiyle çok duygusal anlara sahne oldu.  “İlk çocuk şenliğimizde okula gelen çocukların bir ağaç gördüğünde ‘Aaa, ağaç bu kadar büyük mü?’, ‘Arabaları biz daha küçük sanıyorduk.’ demeleri bizi çok etkilemişti. Bu yüzden proje bizim için çok değerli. Son yıllarda yapılan en değerli projelerden biri.” ifadelerinde bulunan Burcu Kılıçoğlu Söylemez, öğrenci konseyi olarak Hayal Köprüsü Projesi’nin her zaman arkasında olduklarını belirtti.

Projenin tamamı gönüllüler tarafından yürütülüyor
Hayal Köprüsü Projesi, tamamı gönüllülerden oluşan bir ekibin çalışması ile yürütülüyor. Öğrenciler hafta içi gerçekleştirilen cezaevi ziyaretleri, proje içi toplantılar ve eğitimler için hem zaman, hem de çokça emek sarf ederek bu projenin birer parçası haline geliyor. Yaptıkları iş karşılığında herhangi bir kazanç sağlamayan gönüllüler, bunun karşılıksız bir sevginin ürünü olduğunu her defasında vurguluyor. Projede yer alan gönüllülerin tek amacı, cezaevindeki çocukların oradan ayrıldığı zaman sosyal hayata adapte olabilmeleri ve 6 yaşına kadar kaldıkları bu olumsuz çevrede psikolojik olarak mümkün olduğunca az hasar görmeleri.

Henüz yeni sayılabilecek bu proje, Bilkent Üniversitesi’nin sağladığı imkânlar ve gönüllülerinin yüksek motivasyonu sayesinde daha üçüncü yılında olumlu geri dönüşler almaya başladı bile. Cezaevindeki çocuklarla etkinlik düzenleyerek toplumun oldukça önemli fakat bir o kadar da unutulmuş bir kesimine eğilen Hayal Köprüsü Projesi, hedef kitledeki çocuklarla uzun süreli ve düzenli etkinlik düzenleyen az sayıdaki projelerden biri olma özelliğini taşıyor. Bir yandan çocuklara etkinlik düzenlerken, diğer yandan yeni gönüllüler yetiştirmeyi de hedefleyen projede gönüllüler; projeyi her gün daha ileriye taşıyıp daha fazla çocuğa umut ışığı olmaya çalışıyor.
 

 


0 Comments

Bilkent'te Ümit Pazarı

12/4/2017

0 Comments

 
Picture
Hazal Şener

​ İ.D. Bilkent Üniversitesi’nde, okulun öğretim üyelerinin ve eşlerinin bir araya gelerek “UNICEF Gönüllüleri” adı altında toplanarak düzenledikleri geleneksel UNICEF kermesi, bu yıl 20 Kasım’da Bilkent Camiası’yla buluşuyor.                                                   

Bilkent Üniversitesi’nde, öğretim üyeleri ve eşleri tarafından düzenlenen geleneksel UNICEF kermesi açıldı. Bilkent Üniversitesi Merkez Kampüs 49. Rektörlük Konutu nda 20-24 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek olan kermeste her gün uygun fiyatlı yeni ürünleryardım severlerle buluşacak. Bu sene 14’sü düzenlenecek olan kermeste, geçtiğimiz senelerden farklı olarak yeni ürünler satışa çıkacak. Bunlara ek olarak piyango ve sürprizlerle, kermes daha cazip bir hale getirilecek.
​
Kermes bu sene emojilerle gülümsüyor
UNICEF Bilkent gönüllülerinden olan, aynı zamanda okulumuzda öğretim üyesi olarak görev yapan Mehmet Baray’ın eşi Nilgün Baray, gençlerin kermese olan ilgisini arttırmak amacıyla bu sene değişik bir yola başvurduklarını belirtiyor. Baray “Bu sene gençlerin kermese olan ilgisini arttırmak için degişik bir yola başvurduk. Dijital ortamda gördüğümüz ve “emoji” olarak adlandırdığımız klavye karakterleri kermesin bütün ürünlerinde karşımıza çıkıyor”.
​
Baray: "UNICEF eğitim alanında önemli çalışmalar yapıyor"
Baray, UNICEF’in sadece çocuklar ve çocuk hastalıkları için geliştirilen aşılarla bağlantılı olmadığını, UNICEF’in eğitimle ilgili de çok önemli çalışmalar yaptığını belirtiyor. Ankara’da 1986 yılında, ürünlerini satan küçük bir dükkan olarak ismini duyuran UNICEF, Milli Komite kararıyla 2003 yılında sistemde bir değişikliğe gidiyor ve Ihsan Doğramacı’nın da isteği üzerine, UNICEF Milli Komitesi Bilkent Üniversitesi kampüsünün içine taşınıyor. Baray’ın belirttiğine göre bu sıralarda çalışan kişi sayısı yeterli gelmediği için, Ihsan Doğramacı’nın da arzusuyla Bilkent Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyeleri ve eşleri tarafından bir gönüllü ekibi kuruluyor. Şu an Baray da dahil olmak üzere 15 aktif eleman ve 40 üyeyle çalışan UNICEF Bilkent gönüllüleri eğitim projelerine destek vermek amacıyla her yıl çeşitli aktiviteler düzenliyor.
 
Gelirler eğitim amaçlı yatırımlar için kullanılıyor
 Her sene UNICEF tarafından belirlenen bu etkinliklerden kazanılan bütün gelirler, eğitim amaçlı yatırımlar adına UNICEF Türkiye Milli Komitesi’ne gönderiliyor. UNICEF aynı zamanda, bu aktivitelerin içeriğini her sene değiştiriyor. Baray’ın belirttiğine göre, bu değişikliklerin sebebi etkinliklere olan ilgiyi arttırmak.
 
UNICEF gönüllüğü öğrencilerin CV’lerine giriyor
Ankara'daki üniversitelerden sadece Bilkent Üniversitesi’nde çalışan UNICEF bu sene olduğu gibi, çoğunlukla kermes organize ediyor. Ancak organize edilen etkinliklerde konserlere ve söyleşilere de yer veriliyor.  Bilkent Üniversitesi UNICEF gönüllüleri sadece öğretim üyeleri ve eşleriyle de sınırlı kalmıyor. Bilkent Üniversitesi öğrencileri Nilgün Baray’a başvuru yapıp, her sene gerçekleştirilen etkinliklerde görev alarak gönüllü olup CV’lerinde kullanabilecekleri bir belge sahibi olabiliyorlar.

Nilgün Baray’ın özellikle bu sene ilginin çok yoğun olduğunu belirttiği ve 20 Kasım Pazartesi günü başlayan “Ümit Pazarı” adlı kermes, 24 Kasım Cuma günü sona erecek. 


0 Comments

TÜRKİYE TARİHİ PROJE ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

12/4/2017

0 Comments

 
Picture
24.11.17
Duygu Ergürtuna

 

Bilkent Üniversitesi Türkiye Tarihi ödül töreni MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural, Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Doğramacı ve  Rektör Abdullah Atalar gibi isimlerin de teşrifleriyle 18 Ekim 2017'de C Blok Konferans Salonunda gerçekleşti. Törende, 2016-2017 Akademik Yılı boyunca yapılmış olan ödevler içinden seçilerek ilk 10'a girmeyi başaran gruplar Tarih Bölümü tarafından ödüllendirildi. Birinciliğe layık görülen "Kayaköy: Mübadelenin Gölgesinde Dostluk ve Barış Köyü" isimli projenin sahipleri Mısra Akdeniz Nartur, Cansu Yetimoğlu ve Duygu Ergürtuna oldu.

"HIST 200" kodlu Türkiye Tarihi dersi bölüm farketmeksizin bütün Bilkent öğrencilerinin almakta zorunlu olduğu bir ders. Bu ders kapsamında öğrenciler beş-altı kişilik gruplara ayrılıyor ve Türkiye Tarihi'nin herhangi bir dönemime ait spesifik bir konuda detaylı araştırma yapmaları bekleniyor. Araştırma süreci, grubun rehberi konumundaki Öğretim Görevlisi'ne sürekli olarak raporlanıyor ve son olarak altı-yedi bin kelimelik bir proje haline getiriliyor. İlk üç ve diğer yedi projenin seçilmesi için ise Yaz Dönemi de dahil olmak üzere tam bir Akademik Yılın tamamlanması bekleniyor. Bir sene boyunca yapılan ödev sayısı yaklaşık olarak beş yüz.

Üç Kişilik Grup, On İki Bin Kelimelik Ödev...
Projenin ilk adımı olan konu seçimi öğrencilerin sık sık yakındığı bir konu. Her bir grup daha önce üzerine çalışılmamış bir konu seçip özgün bir içeriğe sahip ödevler oluşturmakla yükümlü. "Listeyi açıp baktığımızda Kayaköy'e dair hiçbir çalışma yapılmadığını görmek bizi çok şaşırttı" diyor Mısra Akdeniz. Araştırma süreci boyunca çok keyif aldığını ve bu kapsamda çok değerli insanlarla tanıştığını da belirtiyor. "Kamil Amca örneğin, bize bütün bir arşivini açtı ve Küçük Asya Araştırmaları Merkezi, Lozan Mübadilleri Derneği ve Yunan Konsolosluğu çalışanlarıyla bağlantılar kurmamıza vesile oldu. Ne kadar teşekkür etsek azdır." diyor. Sürecin kendisi için kolay olmadığı belirten Cansu "Grup üyelerimizin hepsini seçmek gibi bir imkanımız olmamıştı ve ne yazık ki sonradan dahil olan arkadaşlardan hiçbir yardım görmedik, en sonunda dersi bıraktılar zaten üç kişi kaldık. Bütün bunlara rağmen çok sıkı çalışarak olumsuzlukların üstesinden geldik ve bu ödevi ortaya çıkardık diye ekliyor
.
Kayaköy; Bir Başka Adıyla Levissi...
Proje konusu olan bölge günümüzde Muğla ilinin Fethiye ilçesi sınırlarında bulunmakta. Kayaköy ya da bir diğer adıyla Levissi, Antik Likya döneminden bu yana gelişmiş bir yerleşim birimi. Osmanlı İmparatorluğu yönetimi altında çoğunlukla Rum nüfusun yaşadığı bir bölge. Ta ki Birinci Dünya Savaşı  sonrası Türk ve Yunan hükümetleri arasında imzalanan Nüfus Mübadelesi Anlaşması'na kadar. Bu tarihten itibaren yaşanan çift taraflı göç dalgası insanları, anıları ve kültürleri de beraberinde sürükledi. Dilleri, giyimleri ve yaşam biçimleri farklı olan bu insanların ortak paydası ise mecbur bırakıldıkları acı dolu ayrılık ve zamanla daha da katmerlenen hasretleri oldu. Öyle ki yakın tarihte kurulan bazı Yunan kentleri, başına "Nea" eklenerek isimlendirilen adeta "Yeni" Kayaköyler ve Fethiyeler.
Yunanistan Konsolosluğu bünyesinde röportaj yapma fırsatı bulunan Eva Ahladi tam doksan üç ailenin gemilerle Nea Makri'ye taşındığını aktararak olayın vahametini gözler önüne seriyor.

"Dostumun evine giderken de para verecek değilim ya!"
Sadık bir Kayaköy sakini olan Işık Taban, elinde termosu Kaya bölgesine girebilmek için bilet alması üzere durdurulduğundan yakınırken "Yorgo'ya iki lafın belini kırmak için giderken de para verecek değilim ya" diyerek atlattığı güvenlik görevlisiyle arasında geçen bir anekdot paylaşıyor. Dedesi İbrahim Karaören Kayaköy'ün nadir Türk sakinlerinden. "Güneşi Penceremde Bıraktım" isimli bir Kayaköy anıları derlemesi olan  romanın yazarı olan Işık Taban bugünlerde kitaplarına bir yenisini eklemek ile meşgul.

Avustralyalı bir sinematografın kadrajından Kayaköy
Röportaj yapılan Avustralyalı Joerg Schodl, Kayaköy'den Avustralya'ya göç eden yirmi bir mübadil aileyi konu alacağı  bir belgesel planı olduğundan bahsediyor. Proje kapsamında iletişime geçilen bu mübadillerden Irene Kavooris'in dedesi Adelaide'deki ilk Ortodoks kilisesini inşa eden Rumlardan. Irene Hanım, kilisenin adının  Kayaköy'deki Taksiyarhis'e ithafen Taksiyarhis olarak belirlendiğini belirtiyor. Irene Hanım'ın e-posta adresi halen daha Kayaköy temalı.

Beş yıldızlı imar planı
Kayaköy yazarların, tarihçilerin ve belgesel yönetmenlerinin olduğu kadar belediyelerin, inşaat mühendislerinin ve turizmcilerin de ilgisini çekmekte. 2014'te Turizm Bakanlığı'nca çıkartılan şartname Kayaköy'ün de Turizm Teşvik Kanunu'na dayanarak "turizm amaçlı yatırım yapma üzere tahsisine" izin veriyor. Hatırlatmak gerekiyor ki 1980'lerde de benzer bir karar alınmış ancak Oktay Ekinci öncülüğünde Mimarlar Odası, Muğla Belediyesi ve Türk-Yunan Dostluk Derneği'nin çabalarıyla sekteye uğratılmıştı. Bunun üzerine Oktay Ekinci 1996 yılında Abdi İpekçi Barış Ödülü'ne layık görülmüştü. Günümüzde ise bölgenin akıbetine dair kayda değer bir çalışma yok.  

Bu projeyle ise Kayaköy'ün geleceği üzerine bir söz söylemek ve ulusal ve uluslararası çapta akademik çalışma eksikliğini gidermek gayesi güdüldü. Projenin bir devamı olarak Kayaköy'de bir Gençlik Festivali yapılması da planlanıyor. Bu kapsamda yakın zamanda Toplum Gönüllüleri Vakfı(TOG) gündemine taşınan plan şimdiden pek çok gönüllüyü bünyesine katmış durumda.
 
Kaynak:
2016-2017 Güz Dönemi HIST 200 Proje Ödevi, "Kayaköy: Mübadelenin Gölgesinde Dostluk ve Barış Köyü"
0 Comments

BİLKENT KARİYER MERKEZİYLE İŞ HAYATINA ADIM ADIM

12/4/2017

0 Comments

 
Picture
İrem Naz Aksu

 
Günümüzde üniversite öğrencilerine sorulan sıkça sorulardan biri: Mezun olunca ne yapmayı planlıyorsun? Öğrencilerinse en büyük kaygısı iş bulamamak… Çünkü, iyi ve prestijli bir üniversiteden mezun olsanız da günümüz koşulları altında iş bulmak gittikçe zorlaşıyor. Artık firmalar, ne istediğini bilen, sosyal alanda da kendini geliştirmiş, özgeçmişinde ve mülakatında kendini iyi ifade edebilen adaylara iş fırsatı veriyor. Peki, öğrenciler okurken bu planlamaları nasıl yapacaklar, kendilerini iş hayatına nasıl hazırlayacaklar? Bilkent Üniversitesi’nin bünyesinde kurulan Kariyer Merkezi, öğrencilerin iş hayatıyla ilgili kaygılarını gidermek için var.
 
Büyük Firmalarda Staj ve İş İmkanı
Öğrencileri, staj ve iş hayatlarına hazırlayıp, onlardaki kariyer bilincinin oluşmasını sağlamak en büyük amacımız, diye nitelendiriyor Banu Taykara. Kariyer Merkezi İdari Asistanlığı görevini üstlenen Taykara: “Kariyer Fuarından, İş Alanları Tanıtım Günlerine kadar birçok etkinliğimizi, iki yıldır Career Stalking(Kariyer Takibi) adı altında gerçekleştiriyoruz. Belirlediğimiz büyük firmaların yetkililerini okulumuza davet ediyoruz, öğrencilerimize sektör hakkında bilgiler veriyorlar, kendilerini geliştirmeleri için gerekli yolları gösteriyorlar”, diye belirtiyor. Kariyer Merkezi, iş arama ve kariyer planlama konularındaki son gelişmelere yönelik olarak hazırladıkları etkinliklerde, öğrencilerin ve mezunların kendilerine iş ve staj imkanı tanıyabilmeleri için firma yetkilileriyle birebir görüşme fırsatı sağlıyor.
 
 
Her Şeyin Başı Kendinizi Tanımak
Taykara: “Kendini geliştirip, kendi bilincine erişmesini sağlamak öğrencilerde birinci ve ikinci sınıflarda başlıyor” diye belirtiyor. Ayrıca, firmaların veya şirketlerin neler istediğini öğrenip, öğrencilerin kendini bu üç-dört yılda ona göre yönlendirmesi gerektiğini düşünüyor. Her şeyin başı öğrencilerin kendini tanımasıyla başlıyor. Kişisel Gelişim Günleri etkinliği ile öğrenciler kendilerini tanıma adına büyük bir adım atmış oluyorlar. Kariyer Merkezi, öğrencilerin kendilerini tanıdıklarında hangi alana yönelmek istediklerini, hangi firmada ve sektörde çalışmak istediklerini ve bu alanlarda çalışmak için kendilerine neler katmaları gerektiğini düzenledikleri etkinliklerle öğrencilere aşılıyorlar. Bunları erkenden öğrenip mezun olduklarında öğrencilerin herkesten birkaç adım önde başlayabileceklerini öne sürüyorlar.
 
Öğrencilerin İş Mülakatı Gerginliklerine Son
Yeni Mezun Mülakat Simülasyonu, öğrencilerin iş mülakatlarında gerildiği zamanları geride bırakıyor. Okulu bitirdikten sonraki süreçte öğrencilerin karşılaşabileceği zorlukları pürüzsüz bir şekilde atlatabilmelerini sağlıyor. Kampüsteki öğrencilerin de en büyük kaygılarından biri, mülakat sorularında nasıl yanıtlar vermeleri gerektiği üzerine. Büyük firmalardan gelen yaklaşık on adet İnsan Kaynakları yetkililerine yaptıkları sunumlarla iş hayatlarındaki mülakatlara hazır duruma geliyorlar. Ayrıca, mezun olduktan sonra istedikleri bir firmanın yetkilisiyle iş mülakatına girmeye hak kazanıyorlar. Kariyer Merkezi, yalnızca Bilkentli öğrencilere ve mezunlara staj ve iş imkanı sağlıyor. Simülasyona katılan öğrenciler, alt sınıftaki öğrencilere mentorluk/koçluk yapabiliyorlar.
 
Bilkentliler Arasında Bölüm Ayrımı yok
Yaklaşık her üç haftada bir etkinlik düzenleyen Kariyer Merkezin’in kampüste ki etkinliklerini kaçırmayanlar da var, henüz katılamamış olanlar da. 23 yaşındaki Çağla Sözer, Kariyer Merkezin’in düzenlediği etkinlikleri takip ettiğini fakat daha çok İşletme veya İktisat Bölümleri ile alakalı kaldıkları için kendisine çok faydalı olmayacağını düşünüyor. Taykara ise firmaların birçok alanlarda işe alımlarının olduğunu belirtip, ekliyor: “Mesela Eczacıbaşı firmasının bir grafik tasarım mezununa da ihtiyacı var, öğrencilerin bunun bilincinde olup firmalara kendi alanlarıyla ilgili sorular da yöneltmeliler”. Kariyer Merkezi, etkinlikleri dışında da öğrencilerin özgeçmişlerini düzeltmeleri ve mülakat provaları için de hizmet veriyor. Özgeçmiş Bilgi Bankasına yükledikleri özgeçmişleri Kariyer Merkezi çalışanları tarafından düzenlemeye alınıp, doğru özgeçmiş yazımı hakkında bilgilendiriliyorlar. Taykara, bu veri tabanını öğrencilerle firmalar arasında kurulan bir köprü olduğunu belirtiyor çünkü, büyük  firmlarında bu veri tabanı yoluyla işe veya staja alımları mevcut. Öğrencilerle iş hayatı arasında en büyük iletişim kanalı olan Kariyer Merkezi’nin kampüsteki rolü kaçınılmaz.
 

 
 
RÖPORTAJ
Kariyer Merkezi İdari Asistanı Banu Taykara ile yapılmıştır.
1- Kariyer Merkezin’in amacı nedir, kısaca bahseder misiniz?
1988 yılında bi üniversite bünyesinde kurulmuş Türkiye’deki ilk kariyer merkezidir. Öğrenciler ve mezunlarla firmalar arasında köprü vazifesindeyiz. Öğrenciyle firmayı birleştirmeye çalışıyoruz. Her iki tarafında işini kolaylaştırıyoruz. Mezunlara desteğimiz hala devam etmektedir  ama artık bizden çıkmış durumdalar. Bizim asıl hedefimiz birinci ve ikinci sınıftaki öğrencilere ulaşıp, o öğrencinin kendi bilinçlerine erişmesini sağlamak, kişisel gelişim anlamında kendi gelişimine katkıda bulunmak. Firmalar neler istiyor bunun gibi soruları öğrenip, kendini bu üç-dört yıl içerisinde ona göre yönlendirmesini sağlamak. Fuarlara katılarak bu firmalarla iletişim halinde kalmasını sağlamak.
2- Kariyer Merkezin’in düzenlediği etkinliklerden bahseder misiniz?
Kişisel Gelişim günleri, İş alanları tanıtım günleri, Kurumsal tanıtım günleri, Workshoplar, Seminerler ve Firmaların mülakatları akademik yıla yayılarak yapılmaktadır. Bu etkinliklerin hepsini iki yıldır Career Stalking adı altında gerçekleştiriyoruz. Kişisel gelişim günleri adı altında blok programlarımız yok ama tüm akademik yıla yayılan ve bunun içinde  eylül başında başlayıp mayısın başına kadar etkinlilerimiz oluyor. Kişisel gelişim günleri öğrencilerin kendilerini tanımaları adına çok büyük bir adım. Zaten bence her şeyin başı kendinizi tanımakla başlıyor. Kendinizi tanıdığınızda hangi alana yönlelmek istediğinizi, hangi firmada veya sektörde çalışmak istediğini ve bu alanda çalışmak için kendine neler katmaları gerektiğini okulun ilk dönemlerinde öğrenirlerse mezun olduklarında elleri dolu ve herkesten birkaç adım önde başlayabilirler. Konuklarımızı davet ediyoruz, gelip burda alanında ünlü kişiler, sektörden kişiler burada gelip öğrencilere bilgiler veriyorlar. 29 Kasım da gelecek olan bir firmanın İK direktörü, “Kendinizi Ne Kadar Tanıyorsunuz” konu başlığı altında bir sunum gerçekleştirecek. İş alanları tanıtım günlerine mezunlarda katılabiliyorlar. Öğrenciler ve mezunlar İş hayatında yönelecekleri alanları ve sektörleri tanıma fırsatına sahip oluyorlar. Kariyer Fuarı her yıl Mart ayında düzenlenmektedir. Bu yıl 8 Mart 2018 de 20. Kariyer fuarımızı öğrencilerle buluşturmayı hedefliyoruz. Fuarımıza yaklaşık 40-45 arası kurum ve kuruluşun katılması hedeflenmektdir. Kurumsal Tanıtım Günlerinde firmalar gelip kendi kurumlarını tanıtmaktadırlar. Öğrencilerin, ne zaman firmalara iş ve staj için başvuru yapmaları gerektiğiyle ilgili ve  hangi koşullarda başvurmalarını anlatmaktadırlar.
3- Yaptığınız etkinlikler her bölüme hitap ediyor mu? Çünkü, öğrencilerin bu konu hakkında kaygıları var.
Bazen öğrenciler yapılan fuarların sadece İşletme ve İktisat alanları ile ilgili olduklarını söylüyorlar fakat mesela Eczacıbaşı firmasının bir grafik tasarım mezununa da ihtiyacı var, öğrencilerin bunun bilincinde olup firmlara kendi alanlarıyla ilgili sorular da yöneltmeliler. Mesela İşletme mezunu olan bir öğrenci çok geniş alanlara yönelebiliyor, bu etkinlik sayesinde. Bu sadece İşletme bölümüne özel değil tabi ki İktisat öğrencisi veya AMER, ELIT öğrencisi olanlar da kendi alanları dışındaki alanları keşfeme fırsatını buluyorlar. Bu alanlara yönelmeleri için öğrencilerimizle daha çok mezunlarla ileişim sağlıyoruz ki soru sormaları daha rahat olsun. Bu etkinlik, öğrencilerin sektörleri tanıyarak, hangi sektörde staj yapmak istediklerini veya hangi sektöre yöneliceklerini daha iyi ve kolay br şekilde karar vermelerini sağlamaktadır.
4- Yeni Mezun Mülakat Simülasyonu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yeni Mezun Mülakat Simülasyonu iki dönem sürmektedir. Güz döneminde başlayıp, bahar döneminde şubat gibi sona ermektedir fakat bu etkinlik kazananlar için ikinci dönem koçlukla devam etmektedir. Bu etkinlikte amaç, okulu bitirdikten sonraki süreçte karşılaşabileceği olaylar veya zorlukları daha pürüzsüz atlatabilmesi için yapılan bir etkinliktir. Son sınıf öğrencilerin katılabildiği bu etkinlikte, başvuru için yapması gerekenler özgçmişlerini ve kendileriyle ilgili çektikleri bir videoyu Kariyer Merkezine teslim etmek daha sonra bunlar tarafından değerlendirildikten sonra öğrenciler Kariyer Merkezi koordiatörleri tarafından randevu ile mülakata alınmakadırlar. İlk üç aşamadan sonunda ilk 20 veya 22’ye giren öğrenciler Şubat ayında gerçekleşecek olan Simülasyon etkinliğine girmeye hak kazanıyorlar. Kütüphanenin sanat galerisinde gerçekleşen simülasyon etkinliğinde öğrencilerden materyalleriye (powerpoint gibi) belli bi süre içinde sunum yapmaları isteniyor. Sunumu yaklaşık 10 adet İK yetkilisi veya alanında başarılı danışmanlar değerlendirmektedir. Sunum bitiminde firma yetklileri öğrencilere sorular yöneltmektedirler, öğrencilerin verdikleri cevaplar doğrultusunda firme yetkilileri tarafından verilen puanlarla değerlendirilmektedirler. Öğrencilerin topladıkları puanlar doğrultusunda ilk 10’a giren öğrenciler aynı gün içinde açıklanmaktadır. İlk 10’a giren öğrenciler, bahat dönemi için koçluk kazanmaktadırlar, bir bakıma lisans öğrencileri için iş hayatı ve kariyer alanında mentorluk yapmaya hak kazanmaktadırlar. Geçen dönemden 3 öğrenci hatırlıyorum kazanan, bunlardan biri Coca Cola firmasına altında çalışıyor, diğeri Avrupa Birliği projesinde yer aldı, üçüncü öğrencimiz ise Londra’da Master’a başladı. Bu projede yer alan öğrencilerin hepsi mezun olduktan sonraki süreçte bir firmanın İK yetkilisiyle mülakat hakkı kazanıyor. Projeye katılan bütün öğrenciler bahar döneminde gerçekleşecek olan “Kendi Markanı Yarat” adlı etkinliğe katılma hakkı kazanıyorlar.
5- Öğrencilere yaptığınız etkinlikler dışında iş hayatına hazırlamak için ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?
Özgeçmiş Bilgi Bankası, Bilketli öğrencileri ve mezunları için kurulan bir veri tabanıdır, okul ID numaraları ve STARS şifrelereiyle bu veri tabanına başvurabilirler, buraya yükledikleri özgeçmişlerinin üzerinde düzenlemeler yapıyoruz. Bu veri tabanına firmalar da başvuruda bulunabiliyorlar, ve öğrencilerin özgeçmişlerine ulaşabiliyorlar. Bu veritabanının amacı firmalarla öğrenciler arasında bir köprü oluşturmak. Kariyer.net veya Secret CV’nin Bilkent versiyonu diyebiliriz kısaca. Firmalar veri tabanından iş ve staj ilanları yayınlıyorlar, öğrenciler ve mezunlarda ilgilndikleri alanlara sistem üzerinden başvurabiliyorlar. Firmalar, Head Hunter olarak da çalışabiliyorlar bir öğrencinin özgeçmişini istediklerinde biz onlara bu veri tabanından bilgilerini gönderebiliyoruz. Öğrenciler ve mezunlar randevu yoluyla bize ulaşıp özgeçmişlerini kontrol ettirebilirler. Mülakat randevusu alıp Kariyer Merkezi yetkilileri tarafından mülakat provasına alınabiliyorlar, öğrenciler mezun olduktan sonra iş başvurularında mülakatta sıkıntı çekmesinler diye öğrencilerimize böyle bir hizmet sağlıyoruz. Bu mülakat sonucunda öğrencilerimize doğru yaptıkları veya yapmamaları gerektiği şeylerle ilgili geri bildirim veriyoruz. Kariyer merkezi olarak öğrenciler arasında herhangi bir bölüm ayrımı yapmıyoruz fakat bazen bölüm odaklı etkinliklerimiz olabiliyor mesela CV yazımı atölyesi etkinliği İşletme 3..-4. sınıf öğrencileriyle gerçekleştirildi. Linkedin hakkında Turizm bölümüne koordinatörümüz sunum yaptı.
6- Son olarak düzenlediğiniz etkinliklerde öğrencilerin neler yapıp yapmaması gerektiği hakkında bilgi verebilir misiniz?
Öğrenciler bu etkinliklere geldiklerinde en çok karşılaştıkları sorun ne yapmaları ve ne yapmamalrı gerekiyor. Bir firma yetkilisiyle tanıştıklarından çekinmeden akıllarındaki soruları sormaları gerekmektedir, hatta sorularını önceden yazıp gelmeleri onlar için daha faydalı olabilir. Firma hakkındakileri önceden araştırmak da çok önemli bir fakör gerek böyle görüşmelerde gerekse mülakta öncesinde. Bir İK yetkilisiyle ya da firma temsilcisiyle önden tanışmak mezun olduktan sonraki mülakatlarında öğrenciye büyük bir artı sağlamaktadır.
0 Comments

Bilkent Üniversitesi, ‘UNICEF Yardım Kermesi’ İle Yardıma İhtiyacı Olan Çocukları Sevindiriyor

12/4/2017

0 Comments

 
Bora Sipahi

UNICEF Milli Komitesi, düzenleyeceği kermes ile eğitim konusunda yardıma ihtiyacı olan çocukları mutlu etmeyi hedefliyor. 21-24 Kasım tarihleri arasında Bilkent Üniversitesi “49” Rektörlük Konutu’nda düzenlenecek olan kermeste satılan ürünlerin geliri ve yapılan bağışlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak. Etkinlik 10.00-18.00 saatleri arasında misafirlerini kabul edecek. Kermesin her türlü giyecek, ev eşyası, oyuncak ve kitap bağışına kapısı açık.

“Geniş fiyat yelpazesinde pek çok ürün var”
UNICEF Milli Komitesi yönetim kurulu üyesi Nilgün Baray, kermeste ikinci el olduğu kadar kullanılmamış pek çok ürünün olduğunu belirtti. Fiyat yelpazesinin geniş olduğunu söyleyen Baray, katılımcıların satışta olan küçük ürünlerle küçük ölçekte de yardım yapabileceklerini söyledi. Kermeste dekoratif ev ürünleri, takı, battaniye, mutfak aletleri, kitap ve tablo gibi ürünler bulunuyor.

“Yoğun ilgi var”
On üç yıldır, yılda bir kez olmak kaydıyla kasım ayında düzenlenen kermese bu sene ilginin yoğun olduğunu söyleyen Baray, önceki senelerden farklı olarak kermesin uygun fiyatlı yeni ürünler, piyango, sürpriz ve ikramlar ile daha ilgi çekici hale geldiğini belirtti. Komitenin şu ana kadar düzenlediği en uzun kermesin bu sene yapılan etkinlik olduğunu söyleyen Baray, “En büyük geliri kermesten elde ediyoruz. Elde edilen geliri kermes bittikten sonra milli komiteye teslim edeceğiz. Komite ile yapacağımız toplantı sonrasında toplanan bağışlar ile kimlere yardım edeceğimizi belirleyeceğiz.” dedi.

“Sadece Türkiye içinde hizmet veriyoruz”
UNICEF Milli Komitesi kurucu başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın katkıları ile komitenin UNICEF’ten bağımsız olarak sadece Türkiye içinde hizmet verdiğinin altını çizen Baray, katılımcıların yaptıkları yardım konusunda kafa karışıklığı yaşamamaları gerektiğini söyledi. Baray, komitenin işleyişi hakkında şu bilgileri verdi: “Komitemiz 2003 yılından beri aktif olarak UNICEF Milli Komitesi’ne destek veriyor. On beş aktif üyeden ve kırk kişiden oluşuyor. Aktif üyelerimiz Bilkent Üniversitesi öğretim üyeleri ve onların eşleri. Geçmişte yardım amaçlı pek çok söyleşi ve konser düzenledik. Sadece Türkiye içindeki eğitim projelerinde kullanılmak kaydıyla gelir elde ediyoruz.”

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, UNICEF, kurumun bütün çalışmalarını tarihte en yaygın olarak benimsenen insan hakları sözleşmesi olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme doğrultusunda yürütmektedir. Küresel düzeyde dünyanın önce çocuk savunucusu olan UNICEF, yüz doksan ülkede güçlü bir varlığa sahiptir. Gelişmiş ülkelerde otuz altı milli komiteye sahip olan UNICEF, yerel düzeyde çocukların refahını artırmak ve tüm çocuklara tam potansiyellerine ulaşma olanağını sunmak için çeşitli ortaklarla çalışmaktadır. Kurum, finansmanının üçte ikisini hükümetlerden, geri kalanını ise UNICEF Milli Komiteleri, özel gruplar ve bireylerden sağlamaktadır. UNICEF Türkiye’nin çalışma ortakları arasında Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü gibi kurumlar yer almaktadır.

Siz de eğitime muhtaç çocuklara yardım etmek istiyorsanız, kermes bitmeden Bilkent Üniversitesi’nde bulunan 49 numaralı Rektörlük Konutu’na uğrayabilir ve her türlü bağışlarınız için Nilgün Baray’a (312) 290 16 88 ya da 532 615 1460 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
Picture
0 Comments

BİLKENT’E DEV YURT!

12/4/2017

0 Comments

 
Picture
Ayten Deniz Yılmaz

 
Türkiye’nin en büyük kampüslerinden birine sahip olan Bilkent Üniversitesi’nde, gün geçtikçe kalacak yer problemi daha da sıkıntılı hale geliyor. 13 bin öğrencinin öğrenim gördüğü eğitim kurumu, bu soruna bir çözüm getirmek için, 800 kişi kapasiteli yeni bir yurt projesiyle karşımıza çıkıyor. Her yıl birçok öğrencinin yurtlarda yer olmaması sebebiyle sıkıntı yaşamasının ardından, geçtiğimiz aralık ayında Merkez Kampüs'te yeni bir yurdun inşaatına başlandı. Yeni bina, 24 bin m2 kapalı alanda yer alacak ve böylece kampüsteki yurtlara yeni bir tanesi eklenecek. 2019-2020 eğitim öğretim yılında hizmete girmesi planlanan yeni yurdun, kalacak yer sıkıntısını büyük oranda çözmesi bekleniyor.

“Yer sıkıntısı büyük oranda giderilecek”
 
Hemen hemen her dönem yurda çıkamayan ve kalacak yer bulmakta zorlanan öğrenciler, Bilkent’in çözüm getirmesi gereken önemli bir problemini gözler önüne seriyor. Yurtlar Müdür Vekili Veli Karaaslan, bu konudaki görüşünü “Yeni yurt büyük oranda sıkıntıyı giderecek. Yer ihtiyacını fazlasıyla karşılayacak, kapasite artacak. Buna bağlı olarak diğer yurt odalarındaki kişi sayıları azaltılabilir. Örneğin 3 kişilik odalar 2 kişiliğe, 2 kişilik odalar tek kişiliğe çevrilebilir.” diye belirtti.
 
Bilkent’in yurt problemlerinin alt başlıklarından bir tanesi de Doğu-Merkez Kampüs çatışması. Bölümü merkez kampüste olan bazı öğrenciler doğu kampüste kalırken, bazı hazırlık öğrencileri de merkez kampüs yurtlarında konaklıyorlar. Birçok hazırlık öğrencisi bu durumdan memnunken, bölüme geçmiş öğrenciler artık Doğu Kampüs'te vakit geçirmek istemiyorlar. Öğrencilerin kalacak yerlerinin sisteme göre ayarlandığını belirten Karaaslan, “Öğrencilerin yurtlara başvururken 3 oda tercih etme hakları var. Eğer tercihlerinin hiçbirine geçiş yapamazlarsa daha önce kaldıkları odalarında kalmaya devam ediyorlar. Hazırlığı geçemeyen öğrenciler Doğu Kampüs'te kalmaya devam ediyorlar. Doğu Kampüs dolduğunda ise istisnai olarak merkez kampüsteki yurtlarımızda yer veriyoruz. Aynı şekilde merkez kampüs dolduğunda da doğu kampüse gönderdiğimiz öğrencilerimiz oluyor.” diye konuştu. 
 
Kampüsteki en büyük yurt
 
Metrekare olarak diğer yurtlardan büyük olması beklenen yeni yurt binasında, öğrencileri ve olası yükleri taşımak için asansör kullanılacak. Şu an için giriş katında bir kafeterya olması planlanan yeni yurt, diğer yurtlardan farklı olarak iki ana girişe sahip olacak. Girişlerde engelli öğrencilerin de kullanımına uygun olması için rampalı bir bölüm bulunuyor. Yeni yurt, tıpkı 77 ve 78. yurtlar gibi A ve B olmak üzere ayrı bloklardan oluşacak. Asansör, katların ortak holüne açılacak şekilde koyulacak. Her katta ortak mutfak, çalışma salonları, ütü odaları ve çamaşırhaneler olacak. Bodrum katında yapılması planlanan çamaşırhaneler için kartlı bir giriş sistemi ve yine kart ile çalışan çamaşır yıkama sistemi düşünülmekte olup, yazın öğrencilerin eşyalarını yurtta bırakabilmeleri için belirli ölçülerde, bodrum katta depolar bulunacak. Aynı şekilde, bu depoların da diğer yurtların depolarından büyük olması planlanıyor. Giriş katlarında engelli öğrenciler için özel odalar bulunduracak yurdun toplam kapasitesi 800 kişiyi buluyor.
Sıcak ve soğuktan fazla etkilenmeyecek şekilde yalıtımlı tasarlanması planlanan binanın, odalarında havalandırma sistemi olacak.
 
Yeni yurttaki odaların fiyatları hakkında henüz kesin bir bilgi bulunmuyor. Yurt müdürü Ahmet Erol, bu konuyla ilgili “Odaların fiyatı için şu an kesin bir şey söyleyemesek de, standart tek kişilik odalardan daha ucuz fakat standart iki kişilik karyolalı odalardan daha yüksek bir fiyatı olabilir.” şeklinde konuştu
 
Yeni yurtta kalma önceliği bölüm öğrencilerinin
 
Kampüste birçok öğrencinin kalmak istediği yurtların merkez kampüs yurtları olduğu su götürmez bir gerçek. Daha canlı, daha sosyal ve daha geniş bir yapıya sahip Merkez Kampüs yurtları, binlerce öğrenciye kalacak yer imkanı sağlıyor. Yeni yapılan yurttaki kalacak yer önceliğinin merkezdeki bölüm öğrencilerine verileceğini dile getiren Karaaslan, şu şekilde devam etti: “O öncelik de kendi içinde ayrılacak, son sınıflara öncelik veriyoruz. Sonrasında sıralamamız üç, iki, bir, şeklinde devam ediyor. Tabii ki bu hazırlık öğrencileri kalamaz demek değil. Eğer yer müsait olursa hazırlık öğrencileri de kalabilir.”
 
“Ankara büyük bir şehir”
 
İstanbul’daki bazı özel üniversitelerde, yurt önceliği şehir dışından gelen öğrencilere veriliyor. Önce şehir dışından gelen öğrenciler yurtlara yerleştirilirken, ardından İstanbul içi taleplere cevap veriliyor. İstanbul’a kıyasla Bilkent’te böyle bir durumun kesin olmadığını belirten Yurtlar Müdür Vekili Karaaslan, ifadesini şu şekilde dile getirdi: “Böyle kesin bir ayrım yok. Ankara büyük bir şehir. Yani şehir içinde yaşayan öğrencilerin de ulaşım sıkıntısı oluyor. Pursaklar’da yaşayan öğrencilerimiz de var örneğin, yurda çıkmak isteyebiliyorlar. Tabii ki şehir dışından gelen öğrencilere öncelik tanımaya çalışıyoruz. Örneğin, açıkta kalmış öğrenciler için geç başvurulardan sonra yer açılırsa, şehir dışından gelen öğrencimize öncelik veriyoruz.” Karaaslan, Ankara’da yaşayıp da yurtta kalan öğrenci sayısının 80-100 civarı olduğunu ve bu sayının toplam öğrenci sayısının %2’ye tekabül ettiğini de ekledi.
 
 
Her odaya özel banyo
 
Kampüsteki 69 ve 70. yurtlar hariç diğer yurtlardaki çoğu kullanım alanı gibi tuvaletler de ortak. Yeni yurtta ise bu durum farklı olacak. Banyo ve tuvaletler ortak kullanım alanlarının yerine, odaların içinde bulunacak. İki kişilik olması planlanan odaların ücretleri ise standart iki kişilik odaların fiyatlarından yüksek olabilir.
 
Bilkent Üniversitesi’nin henüz ismi belirlenmemiş olan yeni yurdu öğrencilere daha konforlu, daha geniş ve daha iyi bir hizmet vermeyi planlıyor. 2019-2020 eğitim öğretim yılında hizmete girecek olan yeni yurt, birçok öğrencinin konaklama problemini çözmüş olacak. Henüz yapım aşamasında olmasına rağmen, her odaya özel banyolarla tasarlanacak olan yeni yurdun, kampüsün en çok rağbet gören yurdu olarak sahneye çıkması kaçınılmaz.

0 Comments

BİLKENTLİ MARKETÇİ EKİBİ STARTUP ISTANBUL 2017’DE

11/27/2017

0 Comments

 

  Marketçi ismini verdikleri projeleri, marketleri bir araya getirmeyi amaçlayan mobil uygulama ve web sitesinden oluşan bir platform. Onu diğer çevrimiçi market alışveriş sitelerinden ayıran özelliği ise kullanıcılarına hem hesaplı hem de kolay alışveriş imkânı sunmayı hedeflemesi.
 

Bilkentli bir öğrenci grubu, bağımsız olarak geliştirdikleri Marketçi projesiyle çevrimiçi market alışverişinde çok önemli bir girişim projesine imza attı. İktisat bölümü 2. sınıf öğrencisi Barış Çalışkan’ın fikir babalığını üstlendiği “Marketçi”; Zeynep Topçu(ECON), Rıdvan Yeşiloğlu(EEE), Bahadır Durmaz(CS), Berire Gündüz(CS) ve hukuk bölümü mezunu Taylan Çalışkan’ın katkılarıyla başarılı bir girişim projesine dönüştü. Marketleri bir araya getirmeyi amaçlayan mobil uygulama ve web sitesinden oluşan bir platform olan Marketçi'yi diğer çevrimiçi market alışveriş sitelerinden ayıran özelliği ise kullanıcılarına hem hesaplı hem de kolay alışveriş imkânı sunmayı hedeflemesi. 

Proje, Ankara Kalkınma Ajansı tarafından yürütülen Genç İstihdamının Artırılması için Ankara Girişimcilik Ekosisteminin Geliştirilmesi Projesi (Ankara Girişim Projesi) yarışmasında ilk 100’e girdi. Aynı zamanda da dünya üzerinde 25 bin başvurunun yapıldığı StartUp Istanbul’da ilk 100’e girme başarısını gösterdi. Bu başarısı sayesinde Ekim ayının sonunda 500’ün üzerinde yatırımcıya projelerini tanıtan Marketçi ekibinin deneyimlerini, girişimin fikir babası Barış Çalışkan ile bir araya gelip dinleme şansı elde ettik.
 

Hem hesaplı hem kolay alışveriş: Marketçi
Marketçi, marketleri bir araya getirmeyi amaçlayan mobil uygulama ve web sitesinden oluşan bir platform olmayı hedefliyor. Çalışkan’dan 15 milyar dolarlık bir pazara hitap ettiğini öğrendiğimiz Marketçi’nin, market sektöründe ticarileşme potansiyeli çok yüksek görülüyor. E-ticaret sitesi açmanın oldukça maliyetli olduğunu belirten Çalışkan, projenin marketlere e-ticaret sitesi kurma imkânı sunduğunu belirtti. Ekip, şimdiden, Şekerciler Market ve Altunbilekler ile ön anlaşma sağlamış bile.

Marketçi girişiminin nasıl aklına geldiğini sorduğumuzda filmlere konu olabilecek bir cevap aldık. Çalışkan bir aksam eve dönerken yaşlı bir amcanın poşet taşımakta zorlandığını görmüş. Arabasını park edip yaşlı amcaya yârdim ettikten sonra neden çevrimiçi sipariş vermediğini sormuş. Amcanın cevabi ise, mevcut e-ticaret sitesi olan marketlerden alışveriş yapmayı sevmediği, belirli bir orta ölçekli bir marketin ürünlerini aldığı, hem de çevrimiçi alışverişi beceremediği olmuş. Yaşadığı tecrübeden sonra Çalışkan’ın aklına bu girişim projesi gelmiş: Marketçi.  Marketçi ile Çalışkan hem bir yerden bir yere poşet taşıma sorununu ortadan kaldırmayı hem de kullanıcılara hesaplı alışveriş imkânı sunmayı hedeflemiş.
  
"Girişimci biraz tuttuğunu koparmalı her yere saldırmalı"
Projeye karar verdikten sonra kendisine takım arkadaşı aramaya başlayan Çalışkan’ın işleri ilk zamanlar pek iyi gitmemiş. Başta görüştüğü kişilerle istediği uyumu yakalayamadığını belirten Çalışkan, “Girişimci biraz tuttuğunu koparmalı her yere saldırmalı” dedikten sonra, hevesle teknik ekipten arkadaşları ile tanışma hikayelerini anlattı. Oturduğu yerden takım arkadaşı aramadığını her yeri kolaçan ettiğini söyleyen Caliskan; örneğin, Berire’yi duyuru sayfasına yazdığı staj isteği vasıtasıyla bulmuş. Çalışkan’ın projeye davet etmesiyle Berire ekibe girmiş. Ekibinin çok iyi oluştuğunu söyleyen Çalışkan, son olarak Facebook, Apple gibi büyük şirketlerin de böyle böyle oluştuğunu ekledi. “Büyük şirketlerin kurucuları, üniversiteden takım arkadaşları bulup birlikte bir şeyler yaparak, bir kişinin birçok görevi üstlendiği yapılanmalarla büyüyor.”
 

Girişimcilik mikrobunu kaptınız mı bir daha kurtulamazsınız
Girişimci adaylara önerilerini sorduğumuzda Çalışkan şu benzetme ile sözüne başladı. “Girişimcilik bir mikrop gibidir. Girişimcilik mikrobunu kaptınız mi bir daha kurtulamazsınız.” Çalışkan, girişimci adaylara fikirlerini paylaşmaktan korkmamalarını söyleyerek yeni başlayanların ortak endişesi olan fikir hırsızlığının ise piyasada çok da mümkün olmadığını belirtti. Kimsenin onların fikirlerini çalmayacağını söyleyen Çalışkan, girişimci adaylarının fikirlerini, düzenlenen girişimcilik etkinliklerinde test etmelerini önerdi. Ek olarak da, esnek olmalarını tavsiye edip, projelerine aşık olmamalarını, öğrendikleri şeylerle birlikte projelerini değiştirmeleri gerektiğini, projelerinin de onlarla birlikte gelişeceğini söyledi.

Başlangıç ve giriş aşamasına kadar olan süreci başarılı bir şekilde geldiğini belirten Çalışkan, başarıyı yakalayabilmek için çok zorluk yaşadığını da itiraf etti. Girişimci adaylarının bizzat kendisine ulaşabileceklerini belirtip direk öneride bulunarak kendi yasadığı zorlukları yaşamamalarına yardımcı olabileceğini de sözlerine ekledi.
 
Girişimciler Yatırımcılara Değil Yatırımcılar Girişimcilere Mecburlar
 “Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mi?” dediğimizde heyecanlı bir “Evet!” cevabi aldık. “Girişimciler yatırımcılara değil yatırımcılar girişimcilere mecburdur.” diyor Çalışkan. “Girişimci adaylar bunu bilerek hareket etsinler zaten projeleri belirli bir düzeye geldiğinde yatırımcılar onları bulacak. Genelde ürün geliştirmek yerine yatırımcı aranıyor. Hayır! İlk önce ürün pazara inmeli, incelenmelidir. Hem azar çok şey öğretiyor. Örneğin Marketçi başta farklıydı pazara inince tamamen değişti.”
 
Marketçi ekibi çevrimiçi market alışverişinde yeni bir donem başlatacak gibi görünüyor. Marketçinin başarısının bir tesadüf olmadığı, sağlam temeller üzerine kurulu olduğu Barış Çalışkan’ın açıklamalarından da anlaşılıyor. Vakit ayırdığı için kendisine teşekkürlerimizi sunar, Marketçi ekibine tekrar başarılar dileriz. 

////
"StartUp Istanbul bizi anlayan yegâne organizasyonlardan biri"

E-tohum’un bu yıl beşincisini düzenlediği StartUp Istanbul, dünyanın 65 farklı ülkesinden 4 binden fazla katılımcıya ev sahipliği yaptı Marketçi gibi genç bir ekibin henüz ilk projelerinde StartUp gibi iddialı bir girişimci organizasyonunda böyle bir başarıya imza atması Bilkent öğrencilerinin de dikkatini çekti. Katılımcılara, yatırımcılar ve girişimciliğin önde gelen isimleri ile tanışma şansı sunan StartUp Istanbul, yerli ve yabancı yatırımcılardan yatırım desteği almış Marketçi ekibi için oldukça verimli geçmiş. Hatta, ekip evlerine iki deste kartvizit ve Dubai daveti ile dönmüş. Çalışkan etkinlik için “Eğer olmasaydı bu geldiğimiz noktaya belki iki senede gelirdik belki de gelemezdik. Bizi anlayan yegâne organizasyonlardan biri” dedi.

0 Comments

BİLKENT’TE YENİ YURT: DAHA ÇOK ODA, DAHA ÇOK KONFOR

11/27/2017

0 Comments

 
Picture

Zeynep Özmen


Bilkent Üniversitesi’nde 2017 Nisan ayında inşaatına başlanan yeni yurt binası, tamamlandığında fazladan 800 öğrenciye, daha konforlu konaklama hizmeti sunacak. Yeni yurdun şu anda öğrencilerden gelen pek çok eleştiriye de çözüm olması bekleniyor.

Bilkent’te yeni yurt inşaatı tüm hızıyla devam ediyor. Bilkent Üniversitesi 26 adet yurt binasıyla 4 binden fazla yerli ve yabancı öğrenciye konaklama hizmeti sunuyor. 77. Yurt ile Yurtlar Spor Salonu arasında kalan arazide 2017 bahar aylarında inşaatına başlanan yeni yurt binası ile bu sayının daha da arttırılması hedefleniyor. 2019-2020 eğitim öğretim döneminde hizmete açılması planlanan yurdun kaba inşaatı şu anda tamamlanmış durumda. Yurtlar Müdürü Vekili Veli Karaaslan, şu anda 400 odada, 800 öğrenciye hizmet vermesi planlanan yurdun bazı odalarının, tamamlandığı zamanki koşullara göre 3 kişilik olmasının da ihtimal dahilinde olduğunu belirtti.

“Tüm odalarda banyo ve tuvalet...”
2 blok halinde, biri 8, diğeri 12 katlı olarak tasarlanan yurtta bloklara göre kız-erkek ayrımı yapılacağını ifade eden Karaaslan, “Tüm odalarda banyo ve tuvalet olacak.” dedi. Ayrıca 26 metrekarelik ideal büyüklükte odalarla, son teknolojiye uygun olacak şekilde dizayn edilen yurt binasında ayrı ayrı yük ve insan asansörü yer alacak. Bunlara ek olarak, mevcut yurtlarda uygulanmakta olan, katlarda ortak çalışma alanları, mutfak ve kilitli dolap hizmeti yeni yurtta da devam edecek. İşleyişin temel olarak şu anki 77 ve 78. yurtlara benzeyeceğini söyleyen Karaaslan, yeni yurtta çamaşır ve ütü odasının her katta değil bodrum katında büyük ve ortak bir alanda olacağını belirtti. Bir başka yenilik de odalarda küçük bir mutfak tezgâhı olması.

“Gelen şikayetler…”
4 binden fazla öğrencinin kaldığı yurtlarda her gün yeni bir şikâyet ortaya çıksa da Karaaslan yeni yurdun bunlara çözüm olacağını belirtti. Şu anda ortak alanlardaki hijyen ve hırsızlık konusu eleştiriler arasında daha ağırlıkta yer alıyor. Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencilerinden Şebnem Güzeloğlu tuvaletlerin hijyeninden şikayetçi olurken, Endüstri Mühendisliği son sınıf öğrencisi Kaan Keskin ise “Bence mutfak yeterince hijyenik ve güvenli değil. Hijyen konusunda öğrenciler kötü kullanıyor ama görevliler de iyi temizlik yapmıyor. Ayrıca tencerem ve tavam çalındı, çözüm yenisini almak oldu.” ifadelerini kullanıyor.

Karaaslan hırsızlık konusunda öncelikle her bireyin kendi odasını kilitleyerek eşyasını kontrol altına alması gerektiğini, mutfakta ise kilitli dolapların kullanılabileceğini ifade ediyor. Mutfak özel alan kapsamında olduğu için yasalar gereği mutfağa kamera konulamadığını vurgulayan Karaaslan, yeni odalarda öğrencilerin kendi malzemelerini koyabilecekleri şekilde dolaplar olacağını açıkladı.

“Yeni yurt çözüm olacak.”
Son yıllarda Ankara’da yaşayan öğrencilerin de ulaşımdan zaman kazanmak için yurda çıkmak istemesiyle yurt taleplerinde ciddi bir artış gözlenmekte. Bildorm sistemiyle, başvuru ve sınıf önceliğine göre yurtlara yerleştirilen öğrenciler de yeni yurdun, kapasite sorununu çözeceğini düşünüyor. Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü son sınıf öğrencilerinden Didem İşçi, “Yeni yapılacak yurt binası bence iyi olacak çünkü nüfus giderek artıyor ve az da olsa açıkta kalan insanlar olduğunu duyuyordum.” ifadelerini kullanırken, Moleküler Biyoloji ve Genetik son sınıf öğrencisi Ezgi Kaya da yine benzer şekilde “Yeni yapılan yurdun artan öğrenci sayısı nedeniyle oluşan yurt ihtiyacını karşılayacağını düşünüyorum. Böylece mağdur öğrenci sayısı da azalır.” diye konuşuyor.

Arz-talep durumuna göre şu anki küçük odaların, yeni yurt hizmete girdiğinde tek kişilik odalara dönüştürülmesinin de ihtimal dahilinde olduğunu belirten Karaaslan, yeni binanın öğrencilere eğitimleri süresince huzurlu, güvenli, rahat, eğlenceli, sıcak ve hijyenik bir ortam sunmasını hedeflediklerini ifade etti.
0 Comments

Radyo Bilkent La La Land'in gösterildiği Açık Hava Sinemasıyla Bilkentlilere Bir İlki Yaşattı

11/27/2017

0 Comments

 
Picture

 
Düzenlediği etkinlik ve partilerle yıllardır Ankaralı öğrencilerin vazgeçilmezi olan Radyo Bilkent bir ilke imza atarak, Bilkent Üniversitesi’nin ilk açık hava sinemasını düzenledi. 22 Eylül gecesi soğuk havaya aldırmayan yaklaşık 450 Ankaralı genç, Bilkent Üniversitesi Mayfest Çim Alanı’nda yerini aldı. 14 dalda Oscar Adayı olan “La La Land” filminin gösterildiği gecede, öğrencilere sürpriz hediyeler dağıtıldı.
 
Radyo Bilkent, 22 Eylül’de Ge100 Üniversite Hayatına Giriş, Mayfest ve Kırmızı Alarm gibi geleneksel kampüs hayatını keyifli hale getiren partilerden farklı olarak, Açık Hava Sineması ile etkinliklerine bir yenisini daha ekledi. 2017/2018 eğitim dönemi başlangıcında, Bilkent Üniversitesi kampüsü içinde bulunan ve yüksek katılımlı buluşmalara ev sahipliği yapan Merkez Kampüs Mayfest Çim Alanı’nda yeni Bilkentlilerle buluşuldu. Yapılan her organizasyonda binlerce Bilkent öğrencisini, personelini ve akademisyenini ağırlayan Radyo Bilkent, Açık Hava Sineması ile de hitap ettiği geniş kapsamlı katılımcı profiline keyifli bir deneyim sağladı.
 
Radyo Bilkent, Bilkent’in sesi
Radyo Bilkent Etkinlik ve Pazarlama birimi sorumlusu Utku Işık, Radyo Bilkent olarak Ankara’nın en büyük açık hava sineması organizasyonunu gerçekleştirdiklerini belirtti. Işık, “Radyo Bilkent olarak her zaman Bilkent Üniversitesi’nin sesi olmaya çalışıyoruz. Öğrenci arkadaşlarımızdan gelen istek ve önerilere göre, özellikle üniversitesi döneminin az yoğun olduğu dönemlerde etkinlikler düzenlemeye çalışıyoruz. Bu sene çok farklı bir şey denemek ve her yaştan insanın keyif alacağı bir etkinlik düzenlemek istedik. Bu açık hava sinemasıyla da hem yeni öğrenci arkadaşlarımıza güzel bir hoş geldiniz hediyesi vermiş olduk hem de tüm Ankaralılara keyifli bir gece geçirtmiş olduk.” dedi. Sadece öğrencilerin değil, her yaştan insanın katıldığı etkinlikte sakin, nostaljik ve eğlenceli bir gece yaşandı. Yanlarında sıcak içecekler, sandalye, battaniye getiren izleyiciler, soğuk havaya rağmen çimlik alanı doldurdu.
           
           
Böyle yenilikçi organizasyonlara ihtiyaç var         
Alışılmışın dışında bir etkinlik yapılmasını çok beğenen Bilkentli öğrenciler, bu tarz etkinliklerin daha sıklaştırılması gerektiğini dile getirdi. Bilkent Üniversitesi 3. Sınıf öğrencisi Selin Gökalp, “Ilk defa bir açık hava sinemasına gittim ve çok keyif aldım. Açıkçası yıllardır hep ayni organizasyonlardan biraz sıkılmıştık ve bu tarz yenilikçi ve eğlenceli organizasyonlara tüm Bilkent öğrencilerinin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.” Diye konuştu.

Gelen olumlu yorumlarla açık hava sinemasını geleneksel bir Bilkent Üniversitesi etkinliğine dönüştürmek isteyen Radyo Bilkent, bahar döneminde de bir açık hava sineması organize etmeyi düşünüyor.
 
Türkiye’nin en genç radyo istasyonu
1995 yılında kurulan Radyo Bilkent, Bilkent Radyo Televizyon ve Yayıncılık A.Ş çatısı altında 96.6 frekansında 2002'den bu yana "İçinizden Gelen Sesi Dinlemeye Devam Edin!” ve "Türkiye'nin En Genç Radyo İstasyonu" sloganlarıyla dinleyicilerine kesintisiz müzik ve eğlence sunmaya devam ediyor. Dinleyicilerini en kaliteli ve en güncel müziklerle buluşturmayı kendine ilke edinmiş Radyo Bilkent, müzik dünyasındaki gelişmeleri yakından takip ederek, dünyanın en yeni ve en hit müziğini CHR (Contemporary Hit Radio) formatında dinleyicileriyle buluşturuyor. Radyo Bilkent, hit müziğin yanı sıra bünyesinde düzenlenen özel programlarla Rock, R&B, Hip Hop, Pop, Caz ve daha nice müzik tarzlarını da dinleyicileriyle buluşturuyor.

Ayrıntılı bilgi için:
Websitesi: http://radyobilkent.com/

Twitter: Radyo Bilkent 96.6 @radyobilkent
 
           
           
 


Picture
0 Comments
<<Previous

    COMD 331 Haber Merkezi 

    ​Sonbahar 2017-18 Midterm Projeleri

    Arşiv

    January 2018
    December 2017
    November 2017

    RSS Feed

Powered by Create your own unique website with customizable templates.